Engelli iseniz çelik gibi sinirlere sahip olmanız gerekir. Evlenme şansınız hemcinslerinize göre biraz azdır. Çevremizdekiler bize hep engelli birini bulmaya çalışırlar. Bilmezler ki bedenden çok
kalplerin uyması önemlidir.
Bize acıyarak bakarlar hep. Aslında engelli olmak bir farklılık değildir. Hep "Çok da güzelmiş, yazık olmuş" derler. Denize ya da havuza girerken protezinizi çıkardığınızda bütün gözler üzerinizde olur. İdeal vücut ölçülerinizde değil, bir uzvunuz olmadan nasıl denize, havuza giriyorsunuz diye merakla incelerler. Anne, babanız sürekli korku içindedir. "Biz ölürsek kiminle yaşayacak, evlenmedi de!" diye üzülürler ama siz umursamazsınız çünkü bilirsiniz ki bir gün sizi bedeniniz için değil beyniniz ve yüreğiniz için ilgilenecek biri mutlaka karşınıza çıkacaktır. En çok da yaşıtlarınız ve çocuklar acımasız olur. Arkanızdan "küçük!" ya da başka bir şekilde seslenir, sizinle konuşurken birkaç adım geriden konuşurlar. Hatta bazıları görüşmek dahi istemez. Ama hiç kızmazsınız. Çünkü onlar bilinçlendirilse size öcü gibi değil, insan gibi bakacaktır. Kendinizle en çok siz dalga geçersiniz. Mesela bazen kendinizi reyondaki meyvelere benzetirsiniz. Dolmuşlarda ayağına bastığınız kişilerden azar işitirsiniz. Aslında bilerek değil, hissetmediğiniz için basmışsınızdır.
Ama her şeye rağmen çok şanslı bir engelli olduğunuzu düşünürsünüz. Çünkü kalbiniz pırıl pırıldır. Unutmayın ki çoğu engelli sapasağlam doğar. Yani kimsenin ne olacağı belli değildir.
Gizem Topuz
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol