Muradiye Camii Restorasyon Çalışmaları Devam Ediyor

İlçemizin Tarihi Taş Köprü ile birlikte en önemli ve değerli tarihi eseri olan Muradiye Camiinde restorasyon çalışmaları devam ediyor. Camideki çalışmalarda kapsamlı bir titizlik ve planlama ile tarihi yapının derinliklerinde kalmış bazı ayrıntılarda gün yüzüne çıkartılıyor. Cami minaresi de dönemin mimari ve yapı malzemesine uygun olacak şekilde hayat bulması için sökülerek ayrıntılı şekilde yeniden ele alınıyor. Caminin dış ve iç çeperlerinde de 600 yıllık tarihe ışık tutan izlere rastlanıyor. Çalışmalara başlamadan önce de restorasyonun en önemli ayaklarından birisinin, cami iç duvarlarında saklı kalmış kalem işlemelerinin gün yüzüne çıkartılması olarak açıklanmıştı.
Osmanlı dönemine ait beşikörtüsü camilerin en büyüğü olarak 1443 yılında tarihi köprümüz ile birlikte Sultan II. Murat tarafından yaptırılan ve 572 yıldır cemaatini ağırlamaya devam eden ata mirasımız Muradiye Cami’nde restorasyon çalışmaları büyük bir titizlikle devam ediyor.  11 Milyon 600 Bin TL bedelle restorasyon ihalesi yapılan ve Şubat ayında yüklenici firma ile sözleşmesi imzalanan Muradiye Cami restorasyonunda gizli kalmış tarihi öğelerde gün yüzüne çıkartılarak kültür mirasına yeniden kazandırılması amaçlanıyor.
MURADİYE CAMİİ, BİR SULTANİ CAMİSİ OLARAK HEP GÖZ KAMAŞTIRDI
Günümüzde Muradiye camisi adı ile anılan cami, yeni kurulan. Ergene kentinde Sultan II.Murat tarafından köprü ile beraber 1443 yılında yapılmıştır. Osmanlı sultanlarının yaptığı camilere selatin camisi denir. Muradiye camimiz de bir selatin camisidir. Osmanlı tarihleri ve Edirne vilayeti salnamelerine göre cami beş yüz kişiyi alacak büyüklüktedir. Sultan II.Murat Ergene kentinde yaptırdığı, döneminde dünyanın en uzun taş köprüsü ve camisine çok değer vermişti. Ergene kentinde oluşturduğu vakıf külliyesinin açılışında, büyük bir alçak gönüllülükle caminin mumlarını kendi elleri ile yaktıp, Edirne'den davet ettiği ve Ergene kentinden katılan konuklarına yemekleri kendisi üleştirmiştir.
Muradiye camisinin ilk yapımında kubbeli olduğununa dair minyatür resimler bulunduğu da belirtilmektedir. Caminin ön, arka ve yan saçak örtüleri düz çatı olarak yapılmıştır. Sağ ön köşede kesme taştan yapılmış tek şerefeli bir minaresi vardır. Zaman aşımı nedeniyle pek yıkkın duruma gelen camiyi 1621 yılında II.Osman yeniden onartmış, duvarları kendi moloz taşları ile yapılmıştır. Caminin ilk kuruluşundaki durumunu belirten minyatür resimde bahsedilen ortasındaki kubbe bölümü bütünü ile değiştirilmiş, çatı beşik örtü durumuna getirilmiş ve kurşunla kaplanmıştır. 22x19 m. boyutunda, dikdörtgen biçimindeki caminin, bu boyutlara göre duvardan pek alçaktır. Yüksekliği 5.70 metredir. Caminin önünde 3.80 X 22.20 metre boyutunda bir sundurması vardır. Sundurmanın çatısı on iki ahşap direk üzerine basmaktadır. Daha sonraki onarımlarda sundurmanın direkleri kaldırılmış, yerine duvar örülmüştür. Caminin çatısı duvarlar ve iki sütun üzerine oturtulmuştur. Osmanlı dönemi camilerinde yapılmış, dikdörtgen beşik örtülü camilerinin en büyüğüdür. Caminin içinde on iki ahşap direk üzerine oturtulmuş bir harimi vardır. Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı Mimarisinde Çelebi ve II.Murat Devri yapıtında Uzunköprü II.Murat camisinin mihrabı güneyden doğuya 30 derecedir. Oysa Uzunköprü'de caminin kıblesi 34.5 derece olması gerekir diye saptamıştır. Caminin avlusu ve güneyinde haziresi (mezarlığı) bulunmaktadır. Bu mezarlıklarda Uzunköprü'nün ünlü kişileri gömülüdür. Caminin sol ilerisinde imarete ait aşhane ve medrese bulunmaktaydı. Caminin üç kapısı vardır. Sundurmadan geçen ön giriş kapısı, batı kapısı ve kadınlar kapısı denilen doğu kapısıdır. Avlusunda da üç kapısı vardır. İkisi batıda biri de doğudadır. Batı üst kapısı üzerinde, Ergene medresesi müderrislerinde Enisü'l-Müsamirin adlı Edirne tarihini yazan Abdurrahman Hibrinin yazmış olduğu Mermer yazıt vardır. Yazıtta, Camiyi II.Murad'ın 1443 yılında yaptırdığı ve II. Osman'ın 1621 yılında onarttığı yazılıdır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol