NASREDDİN HOCA HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?

Bizim toplumda FIKRA'lar (Bir yazıda ayrı bir konu) Nasreddin Hoca'ya, ya İncilli Çavuş'a ya da Temel'e dayandırılır, onlar fıkranın sahibi ve kaynağı gösterilir. Halkımız fıkracılar içersinde en çok Nasreddin Hoca'yı tanır. Hiç değilse adını duymuş ve belki de ona ait bir fıkra da biliyordur.
Nasreddin Hoca hakkında fazla bilgi yoktur. Onun 15. yüzyılda Anadolu'da yaşadığı rivayet edilir. Moğollar, Anadolu'yu istila ettiklerinde, Yıldırım Bayezid - Timur Savaşı sırasında yaşadığı söylenir. Aslında Nasreddin Hoca dünyanın her yerinde yaşamaktadır. Hikayeleri ve Gülmece Fıkraları ile o her yerde vardır. Mesela, "Özbekistan'da Nasreddin Apandi, Azerbaycan'da Molla Nasruddin, İran'da Mullah Nasreddin" diye söylenir. Fakat o, Romanya'da, Rusya'da, Arnavutluk, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan ve daha birçok ülkede Türkçe Nasreddin Hoca olarak anılır. Ortadoğu ülkelerinde de Nasreddin Hoca vardır. Bundan şu anlaşılıyor ki Nasreddin Hoca hikaye ve fıkraları ile her yerde bir sembol olarak yaşamış ve yaşatılmıştır. Yani her ülkenin bir Nasreddin Hocası olduğunu söylemek mümkündür.
Ünlü tarihçi Prof. Dr. Fuat Köprülü'ye göre Nasreddin Hoca diye biri yoktur, onu halk yaratmıştır. Nüktedan, mizah sahibi biri olarak toplumun içine koymuştur. Türk insanı söyleyeceğini, suskunluğunu Nasreddin Hoca veya Karagöz gibi sembol kişilerle ifade etmiştir. Halk söylemek istediği bir şeyi çeşitli nedenlerle söyleyemezse onu bir hayali insana söyletir. Karagöz de, Nasreddin Hoca da, Temel de böyle doğmuşlardır. Onları halk yaratmış, halk canlandırmıştır. Prof. Dr. Fuat Köprülü'nün, Prof. Dr. Metin And'ın ve daha başka bilim insanlarının, mesela Kırklareli'nde bir süre önce rahmete kavuşan Şerafettin Gürkaş'ın Amerika'da öğretim üyesi olan oğlu Hakkı Gürkaş, Nasreddin Hoca'yı araştırmış bilim adamlarındandır. Amerika'dan bir geldiğinde Hakkı Gürkaş'a Nasreddin Hoca'yı sordum. Ünlü Roman Yazarı Halide Edip Adıvar'da MASKE VE RUH adlı kitabında Nasreddin Hoca'yı konuşturur dedim, sahiden Nasreddin Hoca diye biri var mıdır? Türk Gölge Oyunu'na adını vermiş olan KARAGÖZ de Nasreddin Hoca gibidir. Genç bilim insanı Nasreddin Hoca'nın yaşayıp yaşamadığını söylemedi ve konuyu değiştirdi. Bana göre biri yokken var oluyorsa, halk onu yaratıyorsa ve sonra da onu konuşmaya devam ediyorsa o insanlar hayali de olsa yaşıyor demektir. Çünkü "KONUŞULAN İNSAN YAŞAYAN İNSANDIR."
Gerek Nasreddin Hoca, gerek Karagöz, gerekse fıkralarıyla anılan ve anlatılanlar yaşamış değildirler. Suskun Türk halkı onların anlattığı hikaye ve fıkralarla, konuşmalarla kendini ifade etmeyi bilmiştir. Yeryüzünde bütün halkların bu tür bir yeteneği, yaratıcılığı vardır. Mesela tarihte Leyla ile Mecnun diye birilerinin de olmadıkları söylenir. Leyla-Mecnun Aşkı Türk insanının isteyip de yaşayamadığı Platonik bir aşktır. Pınarhisar yöresinde geçmişte, o bölge halkının anlattığı SERHAT İLE ŞERİFE AŞKI da böyle doğmuştur. Fakat bu konuda bir şey var ki beni hep düşündürmüştür. Gerek Karagöz, gerek Nasreddin Hoca, gerek Temel, Yunus Emre, Mevlana, Şair Mahmut Hayranı aynı yüzyılda ya da birbirlerine yakın yaşamış kişilerdir. O yüzyıl, nasıl bir yüzyıl ki bu insanlar yetişmiştir? Siz de bir düşünün bakalım, hayali insanlar gerçek midirler?

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Bir şey anlamadım

  2. Bence gerçek değil