Çok kez Kirklareli ile Kirikkale karistirilir. Buna da Kirklarelililer kizarlar. Bu isim karisikligi, isimlerin birbirine benzemesinden mi ileri geliyor yoksa Kirklareli daha az, Kirikkale daha çok tanindigindan mi ileri geliyor, tartismali bir durum. Ancak çok sey yanlislikla Kirklareli yerine Kirikkale'ye gidiyorsa bunun üzerinde durup düsünmek lazim. Hatta insanlarin bile Ankara'dan Kirklareli'ne gelmek için Istanbul trenine binecekleri yerde Kirikkale trenine bindikleri söz konusu oldugu anlatilir.
Bana göre Kirklareli geçmisten gelen içine kapanik bir kent olmasi dolayisiyla taninmiyor. Hala Rumlardan kalma ismi ile "KASABA" olarak söyleniyor. Gerçi Kirklareli çagdas ve modern anlamda bir KENT degildir ama KASABA da degildir. Burasi KASABA-KENT iç içe geçmis bir yerdir. Hatta son yillardaki degisim ve gelisim çizgisi ile Kirklareli'ne "Gelecegini Arayan" yer diyenler de vardir. Anadolu ve Kirklareli köylerinden gelip yerlesenler insan kalabaligi yönünden burasini zenginlestirmisler, ancak kültür ve yasam biçimiyle kasabaya yaklastirmislardir. Bu nedenle Kirklareli'nin sehirlesmesi, sehirli bir toplum olusturmasi zaman alacaktir. Åzehirlesme burjuva toplum yaratmak demektir.
Baksaniza burasini sehirlestirecek hiçbir aydinini, avukatini, doktorunu, mühendisini ve diger kesim okumuslarini herhangi bir kent toplantisinda görmek mümkün degildir. Birkaç gün önce Halk Kütüphanesi'nde Amerikali yazar ki ayni zamanda Kirklareli vatandasidir, Judy Ligt Ayyildiz'in yazdigi bir Kirklareli Romani olan "KIRK DIKEN" kitabinin tanitiminda beklenen ilgi yoktu ve yok olanlar da ilgi göstermesi gerekenlerdi. Bu husus Amerikalilarin da gözünden kaçmamistir. Ama insanlar Türkiye'nin kitap okumadigini, bu tür toplantilara ilgi göstermediklerini bildikleri için fazla bir elestiri yapmadilar. Yalniz Vali Yardimcisi Taceddin Özeren genel anlamda bu tür toplantilara Kirklarelililerin ilgi göstermediklerini, bu ilgiyi yaratmak gerektigini söyledi ki söyledigi dogruydu.
Yalniz bu baglamda bir seyi söylemek istiyorum. 60 küsür yildan beri etkinlikler yapmisimdir, etkinliklerde bulunmusumdur, çok zaman bir avuç insanla toplanti yaptigimiz olmustur. Ancak son zamanlarda Belediye'nin, Kent Konseyi'nin ve diger kuruluslarin yaptiklari kültürel etkinliklerin giderek ilgi görecegini tahmin ediyorum. Çünkü toplantilarda Kirklarelililere Kirklareli anlatilmakta oldugu için insanlar kendilerinden söz edilen bu tür toplantilara uzun zaman ilgisiz kalamazlar. Az gelismis toplumlarda insanlari herhangi bir konuya, bir hedefe tetiklemek, motive etmek kolay degildir. Müzikli toplantilara ilgi gösterenler bir gün kültürel toplantilara da ilgi göstereceklerdir. Aksi takdirde KIRKLARELI-KIRIKKALE karisikligi devam edecektir ve buna en çok cani sikilanlar da okumus insanlar olacaktir. Çünkü yasadiklari yerin taninmamasi kendilerinin taninmamasi demektir. Onu bileceklerdir. Zira bir sehir (bir kent) önce orada yasayanlarla taninir. Åzehir ünlü kisileriyle disariya açilir. Açildikça da daha fazla taninir ve böylece KIRKLARELI ile KIRIKKALE birbirine karistirilmamis olur. Yani özet olarak Kirklareli hareketlenmek, iç dinamiklerini tetikleyip bu geri kalmisligini geride birakmak zorundadir. Tabii "KÜLTÜR KENT" olmak davasi varsa.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol