24 Temmuz 2010 tarihi Lozan Baris Anlasmasinin 87. yildönümü idi. Büyük kent merkezlerinde konuya ilgi duyan bilim ve kültür adamlari, bazi kuruluslar bu münasebetle toplantilar düzenlediler, konferanslar verdiler ve Lozan'in ne oldugunu anlattilar. Ne kadar ilgi gördüler bilmiyoruz. Çünkü biz toplum olarak bu tür tarihi olaylara ilgi ve duyarliligimizi büyük ölçüde kaybetmis bulunuyoruz.
Büyük kent ve kültür merkezlerinin disinda kalan TAÅzRA dedigimiz Anadolu ve Trakya'nin ücra köselerinde Lozan toplantilari yapildigina iliskin bir haber okumadik. Oysa 1922 de yurdumuzu isgale kalkisanlar karsisinda kazandigimiz askeri zaferi Lozan Anlasmasi uluslararasi kilmistir. Yeni Türkiye'nin tapusu yani bugünkü yapisi Lozan Konferansi'nda tescil edilmistir. Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyenler bu kez onun bugünkü bütünlügünü kabul etmek zorunda kalmislardir.
Halkin anlayabilecegi biçimde söyler ve yazarsak LOZAN TÜRKIYE'NIN TAPU SENEDI'dir. Amerika'nin Anadolu'da kurmak istedigi Kürt ve Ermeni Devletleri kurulmasina imkan verilmemistir. Azinliklar diye bir olay da kabul edilmemistir. Milli mücadelenin basinda kabulünü istedigimiz Misak-i Milli Sinirlari dikkate alinmistir. Lozan Baris Anlasmasinin imzalandigi 24 Temmuz ülkemizde bayramlara es bir olay olarak kabul edilmis, anilmasi, anlatilmasi, kutlanmasi bir gelenek haline getirilmistir. Türkiye'nin köy ve kasabalarinda, kentlerinde bulunan Halkevi ve Halkodalarinda Lozan toplantilari, gece ve günler düzenlenmesi bir gelenek olmustur. Bu gelenek Tasra'da Halkevleri kapatilincaya kadar yani 1950'ye kadar devam etmistir. Lozan Anlasmasi'ni imzalayan Ismet Inönü konusmustur. Tasrali aydinlar Lozan Gün ve Geceleri'nde halki aydinlatmislardir. Fakat bugün bakiyoruz ki Lozan'in tarihi tasra sehir ve kasabalarinda unutulmustur. Lozan ile beraber gelen LAIK CUMHURIYET'in de yapisi ve havasi degismistir. Lozan bazi ülkeler tarafindan delinmeye çalisilmakta, içimizde bazi kisiler tarafindan da ZAFER MI HEZIMET MI diye elestirilmektedir. "Sevr'e Baris Projesi" diyenler olmustur. Oysa Atatürk, Sevr'in "Türk halkina hazirlanmis bir suikast" oldugunu söylemistir.
Åzu anlasiliyor ki "Yeni Türkiye Olgusu" hakkindaki bilgiler yönünden yetisen kusaklar bilgisiz kalmislardir. Milli mücadele asamasindan sonra gelen zafer, Lozan anlasmasi, Cumhuriyetin ilani ve bir dizi köklü yenilikler (DEVRIMLER) hakkinda yeni kusaklara aktarilan bilgilerin yetersiz ve sagliksiz olduklari anlasilmistir. Oysa Laik Cumhuriyet ulusun yönünü ve yörüngesini degistiren YENI TÜRKIYE PROJESI'dir. Bu proje bir takim devrimleri öngörmüstür ve onlar yapilmistir. Ancak yetisen kusaklara yapilanlar geregi ve yeteri kadar anlatilamamistir. Cumhuriyetin geçmisi bir alacakaranliga bürünmüs ve bu süreçte çok sey unutulmus, unutulmaya birakilmis, kitleler baska seylerle mesgûl edilir olmustur. Üzerinde yasadigimiz vatanin bizim için yasamsal önemini bilgili ve bilinçli olarak anlayabilmemiz için "YENI TÜRKIYE GERÇEÄzI"ni ve dogal ki Atatürk'ü, ATATÜRKÇÜ DÜÅzÜNCE VE HEDEF'i iyi bilmemiz, iyi kiraat etmemiz gerekir. Buna mecburiyet vardir. Bilmem anlatabildik mi?
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol