OKUMAK EĞİTİM ALMAKTIR

Okumak bir hareket, bir eylem olarak bilinir. "Okuyorum" dediğimiz zaman ya kitap okuduğum ya da herhangi bir okulda okumakta olduğum anlaşılır. Oysa okumanın geniş bir anlamı vardır. Yani anlamı içinde anlam vardır. Biz okumak suretiyle bir eğitim alıyoruz, bilgileniyoruz, yani öğreniyoruz, elde ettiğimiz bilgiyi kullanıyoruz. Okumak sonuç itibariyle bilgilenmek demektir. Bilgi ise iş görmemizi, bir şey yapmamızı, ortaya yeni bir şey koymamızı mümkün kılar. Belge ile yeni bir şey yapmışsak o bir kültürdür. Bize ve insanlara yarar bir şey yapmış oluruz ki yaptığımız şey bizim kültürümüzdür. BİLGİ, iş yapmamız için gereklidir. Gerekli gördüğümüz bilgi bizde yoksa o bilgiye ulaşmak, elde etmek için bir gayretin içerisine gireriz. Bilgiye ulaşmak için kitaplara bakarız, sözlükleri karıştırırız, bilgisi olan kişilere sorarız. Bu bir Öğrenme Eylemi'dir. Yalnız bilgiye ulaşmadan önce bilginin hangi kitapta ya da kitaplarda bulunabileceğini bilmemiz gerekir. Aradığımız bilgi hangi bilim dalı ile ilgili? Edebiyat mı, Felsefe mi, Ekonomi ve ticaretle mi ilgili? Tabii bütün bilim, sanat, kültür, felsefenin sözlükleri vardır. Kelimenin anlamını öğrenmek istiyorsak, sözlüklere kelimenin içerdiği, kapsadığı bilgi alanını öğrenmek istiyorsak, o zaman konu ile ilgili kitaplara başvurmak gerekir.
Sözlükleri, ansiklopedileri ve tabii kitapları da kullanma bilgimiz olmalıdır. Köy Enstitüsü'nde okurken, okulun atlarının otlama nöbeti bana geldiğinde Kepir'in bozkırına Aldülhak Hamit'in MAKBER (Mezar) adlı kitabı ve Türkçe - Osmanlıca Sözlüğü alarak çıkmıştım. Atlar otlarken ben de Makber sadeleştirmeye çalıştım. Şayet sadece MAKBER kitabı ile yetinmiş olsaydım, o kitapta bir kelimenin dahi anlamını öğrenemezdim. Çünkü ağdalı bir Osmanlıca ile yazılmış bir kitaptır.
Bilgi sahibi olmak elbette ki okumaya bağlı bir harekettir. Ancak BİLGİ'nin de bir masrafı, bir faturası, ödentisi olacağını unutmamak lazımdır. Fakat ne var ki bizim güzel yurdumuzda BİLGİ, bilgiye ulaşma pahalı bir iştir. Düşünün ki Demirköy'de yaşıyorsunuz. Orada kütüphane yoksa, bir bilge orada yaşamıyorsa aradığınız kitap ve kelimenin anlamı ise onu orada bulmanız mümkün değildir. Bunu yaşadığımız için biliyoruz. Köylerde çalışırken çok zaman şehir kütüphanelerine gitmek zorunda kalmışızdır. Bu mümkün değilse kelimenin bulunabileceği kitabı sipariş etmişizdir. Büyük kentlerde yaşayanların böyle sorunları yoktur. Neyse ki son yıllarda İNTERNET sayesinde BİLGİ'ye ulaşmak kolaylaşmıştır. Arayıcılar, okuyucular, öğrenmek isteyenler için bu bir imkandır. Okumayanlar zaten okuyanların sorunu değildir. Onlar yerel, genel olaylardan kopmuşlardır. Bir çeşit bitkisel yaşamaktadırlar, dünyada onları rahatsız edecek hiçbir şey yoktur. Ne diyelim? Herkes işine baksın.
Şu sıra Alpullu Şeker Fabrikası kurucularından Kazım Taşkent'in biyografik özelliği de olan kitabını okuyorum. Ben yazarı okuyup tanıdıktan sonra kitabı okurum. Böylece yazarın kitabın içinde olup, olmadığını anlarım.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol