OKUMANIN DA BIR AMACI VE NEDENI OLMAK LAZIMDIR

Sorunlari giderek artan bir Türkiye’de “DÜSÜNMEK IÇIN OKUMAK” gerektigine inanirim. Tabii sadece düsünmek için okumak yeterli degildir. Okumada tartmaya ve kiyaslamaya da yer vermek gerekir. Atatürk 1930 yilinda Kirklareli Türk Ocagi’nda yaptigi konusmada okumanin üzerinde durmus, her seyi okumanin su sonuçlari vermesi geregini belirtmistir:

“Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiginden mâna çikarmak, izlenim almak, düsünmek, zekâyi egitmektir. “Bu, Atatürk’e göre okuduklarimizdan elde etmemiz gereken sonuçlardir. Baskalarinin da bu konuda söyledikleri baska türlü degildir. Bir Batili düsünür ise, “Yalanlamak ve reddetmek için okuma. Inanmak ve her seyi kabullenmek için de okuma der ve Tartmak, Kiyaslamak ve Düsünmek Için Oku diye söyler.

Bu tabii okumak isteyenler, okumayi ihtiyaç haline getirmis olanlar için böyledir. Okumayanlar, Okuma Özürlüler için bunun bir Hikmeti Harbiyesi yoktur.

Hep yazar söyleriz ya okumayan bir halkiiz. Okumayi gereksiz görenlerden ve zahmet sayanlardaniz. Oysa olgun insan, uygar insan, dünyayi ve hayati bilen insan olabilmek için okumak gerekir. Bunu Islamin Peygamberi Hz. Muhammed de, akilli insanlar da söylemisler, okumayi tavsiye etmislerdir.

Ancak hayati okumak, tabiati (dogayi) okumak, kitap okumus olmaya baglidir. Kitaplar hayata tutulmus aynadir. Bunun bilincinde olan insanlar yazi bilindiginden beri okumaktadirlar.

Ülkemizin her kesiminde okumayan insanlar çogunluktadir. Bir ülkenin çogunlugu okumuyorsa ve hatta ülkenin büyükleri dahi okuduklarini söylemiyorlarsa orada çok ciddi bir sorun var demektir. Sorun her halde CEHALET’te isaretten baska bir sey degildir.

CEHALET, felaket demektir. Söz konusu olan cehalet harekete geçmisse bu hali azgin sel sularindan daha büyük bir tehlike demektir. Türkiye bu tehlikeyi yasamaktadir. Cehalet, Türkiye’yi tutsak almistir, dört bir yandan kusatmistir. Bütün medya organlarinin yani gazete ve televizyonlarin anlatip yansittigi Türkiye, Okuma Sorunu, Egitim Sorunu olan Türkiye’dir. Insani Gelismislik’de geri kalmis bir Türkiye Avrupa’nin içine almak istemedigi bir Türkiye’dir. Tabii Avrupa’nin, Türkiye’yi içine almamasinin çok nedenleri, çok mazeretleri vardir. Fakat hâlâ Avrupa’dan umutlu insanlarimiz çogunluktadir. Onlarin Avrupa’dan bekledikleri uygarlik falan degil, As ve Is’tir. Nüfusun üçte birinden biraz fazlasi yoksuldur. Süphesiz yoksulluk kader degildir. Yoksulluk ülkeyi yönetemeyenlerin yarattiklari bir sonuçtur. Halki buna razi etmislerdir. Ona “ALINYAZISI” demislerdir. Oysa yok böyle bir sey. Yoksulluk çok çalismanin ve çok üretmenin üstesinden gelecegi birseydir. Cumhuriyeti kuranlar bunun çaresinin ÇOK ÇALISMAK oldugunu söylemislerdir. Onu yani Çok Çalismayi baskalarida bize tavsiye etmistir. Fakat ne varki hiç kimse az çalistigini kabul etmemistir. Belki öyledir. Herkes çok çalisiyordur da ama üretim artmiyordur. Üretimin artmasi ise bilerek çalismaya baglidir. Bizde noksan olan bilerek çalismadir. Dogal ki bilerek çalismak sonuç itibariyle okumaya, arastirmaya ,okudugunu anlamaya, arastirdigini degerlendirmeye baglidir. Bizde noksan olan budur.                                                  

                                               nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol