Geçtiğimiz günlerde şair dostum Zekâi Yiğitler'i kaybettik. Bugünlerde Cumhuriyet Gazetesi sahiplerinden ve başyazarlarından Nadir Nadi'yi ölüm yıldönümünde anımsadık. Yurttaşlık Yasası'nın unutulmaz isimlerinden, hukuk biliminin ünlü isimlerinden ve cumhuriyetin temel direkle-rinden Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nu 100. doğum yıldönümünde andık. Hepsine rahmet, diliyorum.
Rahmetli Nadir Nadi'yi 1960'lı yıllarda tanımıştım. 27 Mayıs 1960 Devrimi üzerine kendisine yazdığım uzun bir mektubu Cumhuriyette başyazı olarak yayınlaması ile aramızda mektuplaşmalar başlamıştı. Bir mektubunda ise görüşmek için beni çağırıyor, ara sıra da Cumhuriyete yazmamı istiyordu. Zaten o sıralar Cumhuriyetin muhabiri idim. Cumhuriyete gittiğimde kendisi ile uzun bir görüşmem olmuştu. Bu vesileyle "ATATÜRK İLKELERİ IŞIĞINDA" adlı kitabını imzalayıp vermişti.
Nadir Nadi Bey ile sonraki yıllarda birçok kez görüştük. Bu görüşmelerimden ikisi dostum Prof. Cahit Tanyol ile rahmetli Doç. Bahriye Üçok'un bir türlü yayınlanmayan Hindistan Gezi Notları dizi yazısının yayınlanması ile ilgili idi. Tanyol'un Cumhuriyetten ayrılması son günlerde kitapları çokça okunan asistanı Oya Baydar ile eşi Muzaffer Sencer'in doçentliklerini kabul etmemesiyle alakalıydı. Oya Baydar'ı, Muzaffer Sencer'i Cahit Tanyol'un asistanları oldukları sırada tanımıştım. Sonradan Oya Baydar ünlü bir yazar, Muzaffer Sencer de birçok araştırma kitabının yazarı olmuşlardır. Nadir Nadi ile görüşmemizden sonra Tanyol ile Cumhuriyet arasındaki buzlar erimiştir.
Evine posta ile gönderilen bir bomba paketi açarken parçalanıp ölen, bu nedenle CUMHURİYET ve DEVRİM ŞEHİDİ sırasına giren Bahriye Üçok yakın dostlarım arasında Ankara'ya gittikçe evinde görüşürdük. Eşi tanınmış hukukçulardan Prof. Coşkun Üçok'tu. Bahriye Hanım kontenjandan Cumhuriyet senatosu üyesi ve daha sonra CHP’den Milletvekili olan ilahiyatçı bir bilim insanı idi. Benim gibi arasıra Cumhuriyette de yazıyordu. Şimdi bu aileden bir tek avukat kızı Kumru Hanım kalmıştır. Bende de tabii yazdığı mektupları bulunmaktadır. Rahmetli Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile Cumhuriyette bir hukuk sorunu nedeniyle görüşmüştük. Sorun, öğretmen olan bir hanımın Türk Anneler Derneği'ne üye alınmaması ile ilgiliydi. Öğretmen Hanım üye olmak istemiş, fakat yönetim bu isteği gerekçesiz olarak reddetmiştir. Hanım öğretmen olayı mahkemeye götürmüş, mahkeme de bir dernek yönetiminin herhangi bir yurttaşın üyeliğini kabul edip etmemekte hukuken serbest olduğunu, gerekçe de göster-mek zorunda olmadığını hükme bağlamıştır. Bunun üzerine Hanım Öğretmen davayı temyiz etmiş, temyiz mahkemesi de mahkeme kararının doğru olduğunu tasdik etmiştir. Olay gazetelere yansımış, bunun üzerine Medeni Hukuk Profesörü İsmet Sungurbey ile Prof. Ergün Özbudun öğretmen hanımın hakkını aramak için Tashihi Karar isteğinde bulunmuşlar, ancak yargıtay bu tashihi karar talebini kabul etmemiştir. Şimdi bu olay, bir örnek oluşturması bakımından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde "HUKUK DERSLERİ" adlı kitapta, hukukçu yetişen öğrencilere öğretilmektedir. Bu olayı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'na götürdüğümde yapacak bir şey olmadığını söylemiş, "Hukuki Bir Boşluk" olduğunu belirtmişti.
Rahmetli Zekâi Yiğitler yazar ve çevirmen Halil Gökhan Yîğitler'in babasıdır. Onu 1960'lı yılların başında Çapa Öğ-- retmen Okulu'nda tanıdım. Kitabı olan, nefis şiirler yazan, TRT'ye programlar yapan yaratıcı, üretken bir öğretmendi. Şimdi bunların hepsi geride kaldı. Yaşam böyle işte..
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol