Irak lideri Saddam Hüseyin'in başlattığı Irak-İran Savaşı 8 yıl sürmüştür. Batılı çevreler bu savaşta üstü kapalı Irak'ı desteklemişlerdir. Bu savaşta ve savaştan sonra Batılı çevrelerin Irak'a silah yardımı devam ederken, İran'da değişen şartların ışığında silahlanmaya başlamıştır. Saddam Hüseyin İran-Irak Savaşındaki üstünlüğünden cesaret alarak yüzünü Kuveyt'e döndü. Askeri hazırlığını tamamladıktan sonra da bir Arap ülkesi olan Kuveyt'i işgal etti. Bu gelişme Amerika'nın Ortadoğu'ya müdahalesine yol açtı. Bu durum Ortadoğu'da yeni gelişmelerin kapısını açtı. Irak Kuveyt'ten çekilmek zorunda kaldı. O zamanki rivayete göre Kuveyt'in Amerikan savaş masraflarını karşılamak koşuluyla Irak'a savaş açtığı söylendi. Amerika'nın Irak'a müdahalesini Türkiye üzerinden yapmak istemesi de Türkiye'de ciddi tartışmalara rahatsızlığa yol açtı. Türkiye kendi toprakları üzerinden Irak'a bir askeri müdahalede bulunmasına izin vermedi. Bunun üzerine Amerika Mısır üzerinden Irak'a savaş açtı. Çok büyük bir askeri güç olarak gösterilen Saddam Hüseyin'in ordusu bir gecede ortadan kayboldu. Irak ordusunun bir gece ortadan kaybolmasının sonucu Irak, Amerika'nın kontrolü altına girdi. Amerika Irak'ın kuzey bölgesinde, bugün Mesut Barzani'nin yönetiminde olan bölgeyi yasak bölge ilan etti. Bu tampon bölgeye Mesut Barzani'yi yerleştirdi. Ortadoğu'da ve Irak'taki bu gelişmeler dengelerin bozulmasına, Türkiye'nin Irak ve Ortadoğu'daki KIRMIZI ÇİZGİLERİ'nin yani çıkarlarının kaybolmasına neden oldu. Türkiye, Ortadoğu'da ve Irak üzerinde Amerikasız bir şey yapamaz oldu.
Bugün Ortadoğu ve Irak'ta Türkiye'nin bulunduğu nokta hüzün vericidir. Irak bölünmüş, kuzeyde resmen ilan edilmemiş Amerika'nın güdümünde bir Kürt Devleti kurulmuştur. Uzun vadede Ortadoğu ve Irak'taki bu gelişmelerin, bu değişikliklerin ne getireceği belli değildir. Türkiye'nin doğusunda çok hassas bir bölge ortaya çıkmıştır. Irak siyasi ve ekonomik, askeri yönden çökmüş, kendi içinde kavgalı hale gelmiştir. Ancak genelde Irak ve Ortadoğu Amerika'nın kontrolü altındadır. Bu gelişmeleri kendi aleyhlerine gören Arap ülkeleri Türkiye'ye mesafe koymuşlar, gelişmeleri, demokrasiye geçişleri açısından Türkiye'yi model ülke olarak görmediklerini söylemeye başlamışlardır. Bu süreçte Türkiye'nin güneyinde de bir Hassas Bölge olarak Suriye Sorunu ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin doğusunda ve güneyinde oluşan bu gelişmeler kısa ve uzun vadede ülkemizin başını ağırtacak potansiyele sahiptir. Bu durumda Türkiye'nin kendi çıkar hedefleri doğrultusunda kendine özgü bir ORTADOĞU POLİTİKASI oluşturması gereği ortaya çıkmıştır. Aslında ve gerçekte Ortadoğu eskiden bir TOPRAK SORUNU iken bugün bir ENERJİ SORUNU olmuştur. Amerika'nın bu bağlamda söz konusu ettiği BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ'nin içeriğinde neler olduğu bilinmiyor. Bu durumda tarihe bakmak gerekir. Osmanlılar balkanları işgal ettikten sonra ancak 500 yıl bu coğrafya bölgesinde oturabilmişlerdir. Ortadoğu'yu kontrolleri altına almak isteyenler ne kadar otururlar, bu işin sonu ne olur bilemeyiz. Bunun için eski ve yeni Dünya Tarihi'ne bakmak lazımdır.
YAZARIN NOTU: Bu yazı İsrail kara harekâtı başlatmadan önce yazılmıştır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol