ORTA ASYA’DAN BAŞLAYAN GÖÇ VE SONUÇLARI

Bir yabancı tarihçi söylüyordu, "Türkler çok şeylerini göçte kaybettiler. Avrupa'nın içine girdiler, dışındaymışlar gibi hareket ettiler, GERİLİK HASTALIĞINA YAKALANDILAR" diye yazıyordu. Düşündüm de bazı hususlarda tespit ve teşhisin doğru sonucuna vardım.
Türkler'in yurdu Orta Asya'dır. Fakat yüzyıllar içerisinde şartların değişmesi onları yeni bir yurt aramaya zorladı. Orta Asya'dan destansı bir çıkış yaparak, Batı'ya doğru bir yürüyüş yapmışlar, Viyana'ya kadar gitmişler.
Türkler Orta Asya'da yaşarken pek geri bir kavim değildiler. Nitekim İngiliz Müzikolog ve Osmanist Laurence Picken, Türk Halk Çalgıları üzerine yaptığı araştırma dolayısıyla gittiği Çin'de eski Çin saraylarında Türkler'in müzik çaldıklarını tespit etmiştir. Bana Çin'den yazdığı bir mektubunda bunu başka ülke müzikologlarının da tespit ettiklerini bildirmiştir. İngiliz bilgin Kırklareli'ne geldiğinde benim misafirim olmuş, birlikte araştırma yapmıştık. Yazdığı hacimli kitap Oxford Üniversitesi yayınları arasında yer almıştır. Henüz Türkçe'ye çevrilmiş değildir. Ancak İngilizcesi kütüphanemde bulunmaktadır.
Türkler son durakları Anadolu'ya devlet kurarak, birtakım değerlerini, kültürlerini kaybederek gelmişler, Malazgirt Savaşı ile Anadolu'ya çengel atmışlardır. Orta Asya-Anadolu yolculuğu yüzyıllar sürmüştür. Bu uzun GÖÇ YOLCULUĞU sırasında bölünen Türkler birtakım Sülale Devletleri kurmuşlardır. Mesela Karahanlılar, Samanoğulları, Selçuklular bu göç macerasının ortaya çıkardığı devletlerdir. Onlar Ortadoğu ve Kafkaslar Bölgesi'ne geldiklerinde Yeni Bir İnanç Sistemi (Müslümanlık) ile karşılaşmışlar, onu kabullenmişlerdir. Orta Asya'da kullandıkları UYGUR YAZISI'nı da unutmuşlar, Arap ve İran (Fars) yazısının etkisi altına girmişlerdir. Bu yolculuk Türkler'de Göç ve Göçmenlik Kültürü'nü yaratmıştır. Bu nedenle, "TÜRK GÖÇTE DOĞAR GURBETTE ÖLÜR" diye söylerler. Hala Türk insanı tam bir yerleşik hayata geçmiş değildir. Bu Genel Seçim'den önceki seçim arasında yani 4-5 yılda 13,5 milyon insan yer değiştirmiştir. Türkler çeşitli nedenler yüzünden hala mobil (hareketli) bir hayat yaşamaktadırlar. Bu süreçte Türkler'de KİMLİK kaybı da olmuştur. Bugün Türk insanı kimliğini söylerken düşünmektedir. YENİ TÜRKİYE'Yİ KURANLAR, Türkiye'de yaşayanların Türk olduklarını söylemişlerdir.
Türkler 1070 yılından beri Anadolu'dadırlar. Anadolu bin yılı aşkın bir süreden beri Türk'ün vatanıdır. Selçuklular zamanında Türkleşmiştir. Yani Türkler'in Vatanı olmuştur. Bu nedenle Anadolu Türk'ün Vatanı olmuştur ama bu kolay olmamış ve de kısa zamanda gerçekleşmemiştir. Bu süreçte Selçuklular, Osmanlılar Anadolu'da devlet olmuşlardır. Selçuklular'dan sonra Anadolu'da devlet olan Osmanoğulları burada bin yıldan fazla yaşamış olan Doğu Roma Devleti yani Bizans Devleti'ni ortadan kaldırmışlar, Yeni Çağ açmışlar, imparatorluk olmuşlardır. Bu dünyada büyük bir olaydır. Birçok devlet Osmanoğulları'nın kudreti karşısında kendiliklerinden Osmanlı Devleti'ne katılmışlar ya da uydusu olmuşlardır. Osmanlı Devleti'ni yönetenler zamanın değiştiğini, Avrupa'nın sanayileştiğini, sosyal, kültürel, ekonomik yönden zamana uyum sağladığını görüp anlasaydılar Bizans'ın devlet hayatına geçerlerdi.
Osmanlı Devleti 1918 yılında ömrünü tamamlamış, içinde 3 milleti yaşatmış, 23 devleti çıkarmış, YENİ TÜRK DEVLETİ'nin kuruluşu ile tarihe gömülmüştür. Orta Asya'da GÖKTÜRKLER'den sonra Mustafa Kemal Atatürk, TÜRK adını taşıyan ikinci Türk Devleti'ni kurmuştur. Mustafa Kemal'in bu yaptığı Türk ve Dünya Tarihi'nde olağanüstü bir olay olarak karşılanmıştır. Bilmiş olalım ki MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Türk tarihinde ŞAHSİ DEVLET ya da SÜLALE DEVLETİ GELENEĞİ'ni yıkmış, gelmiş geçmiş tüm zamanların En Büyük Devlet Adamı'dır.
Düzeltme: 7090 sayılı dünkü gazatemizde yazarımız Nazif Karaçam’ın başlığı sehven yanlış çıkmıştır. Yazının başlığını “GAZETECİ BÜLENT CAN VEFAT ETTİ” şeklinde düzeltir. Özür dileriz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol