"ORUÇ; ZARARLI DEĞİL, FAYDALIDIR"

Hayırlı Cumalar sevgili okuyucular.
Bu uzun yaz günlerine gelen Mübarek Ramazan ayında Oruç tutan bütün değerli okuyucularımı tebrik ediyor, zorunlu mazeretinden dolayıda tutamayıp (yalnız zorunlu mazeretin altını özellikle çizmek istiyorum ki , İşim var, imtihana gireceğim, sahura kalkamadım, havalar sıcak türü şeyler mazeret değildir) üzülen okuyucularımında bu mazeretlerinin bir an önce ortadan kalkarak Mübarek Oruçlarını tutabilmelerini dileyerek, "Oruç zararlıdır, vücuda zarar verir" diyenlere cevap niteliğindeki yazımıza başlamak istiyorum.
Oruç tutanlarda, gündüz kan hacminin, doku suyunun azaldığı ve sonuçta minima, küçük tansiyonun düştüğü, kalbin rahatladığı tetkikler sonucu anlaşılmıştır...
Oruç tutmak, insan sağlığı için zararlı değil, aksine çok faydaylıdır. Çünkü Allahü teâlâ, kullarına, zararlı bir şey emretmez. Peygamber efendimiz de;
(Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz) buyurmuştur.
Oruç tutmak, mide rahatsızlığına sebep olmadığı gibi, aksine  midenin sıhhati için çok faydalıdır. Bu husûs, bugünkü modern tıp mütehassısları tarafından, kesin bir şekilde isbat edilmiştir. Çeşitli yabancı dillerde, mütehassıs doktorlar tarafından yazılmış tıp kitaplarında, birçok hastalıkların perhiz yapmakla tedâvî edilecekleri, yâhut perhiz yaparak tedâvînin kolaylaşacağı bildirilmektedir.
Oruç, bir sene boyunca durmadan çalışan mide ile berâber bütün sindirim sisteminin istirâhate sevk edilmesi ve insan vücûdunun bir tasfiyeye tâbi tutulmasıdır. Böylece, sindirim sistemi dinlendirilmiş olur.
İnsanlarda en çok görülen râhatsızlık, sindirim bozukluğudur. Bu hâl, şişmanlık, kalb, damar, şeker hastalıklarına ve tansiyon yüksekliğine sebeb olmaktadır. Oruç, bütün bu hastalıklara karşı, koruyuculuk vazîfesi yaptığı gibi, bir de tedâvî vâsıtasıdır.
Oruç tutmakla, insanın güçlü bir irâde kuvveti kazanacağı şübhesizdir. Bu sebeple alkol, uyuşturucu gibi, kötü alışkanlıklardan oruç vesîlesi ile kurtulanlar çok görülmektedir.
Oruç, vücûttaki karbonhidrat, protein ve bilhassa yağ depolarının harekete geçirilmesini sağlar. Oruç sâyesinde madde süzmekten kurtulan böbrekler, bir revizyona, tamire girerek, dinlenme ve yenilenme imkânı bulurlar.
Bütün bu bildirilenler, oruç tutmanın insan sağlığına zarar verir diyenlerin yalan ve iftirâlarını yüzlerine çarpmaktadır.
Oruç, aynı zamanda nefse hâkim olmayı da sağlar. Oruç tutma zamanı, Kamerî aylara göre tâyin edildiğinden, her sene, şemsî sene hesâbıyla önceki seneye göre 10-11 gün evvel gelir. Bu sebepten, yaklaşık otuz üç sene içinde her mevsimde oruç tutmak mümkün olur.
Oruç tutmanın güç olduğu yerlerde, oruçlarını bozmayanlara, daha çok sevâp verilir. Zira Ramazân ayı, İslâm dîninin nâmusudur. Mazeretsiz açıkça oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Bu aya hürmet etmeyen de, İslâmiyetin nâmus perdesini yırtmış olur.
Netice olarak oruç, insan sağlığı için zararlı değil, her bakımdan faydalıdır. Zira oruç tutanlarda, gündüz kan hacminin, doku suyunun azaldığı ve sonuçta minima, küçük tansiyonun düştüğü, kalbin rahatladığı tetkikler sonucu anlaşılmıştır. Oruç tutan kişinin sinir sistemi de, bir rahatlama içindedir. Bir ibâdeti yerine getirme mutluluğu, gerginlikleri, sıkıntıları azaltır, yok eder.
Sual: (Aç olanın kafası çalışmaz. Oruç tutma!) diyorlar. İmtihana [sınava] girileceği gün oruç tutmamak günah olur mu?  
CEVAP
Elbette günahtır. Oruç tutmamayı mubah kılan özürler kitaplarda bildirilmiştir. Zaruretsiz oruç tutmamak haramdır.
(Aç olanın kafası çalışmaz) sözü ilmî değildir. Ya cahillikten söylenmiştir veya oruca engel olmak için kasıtlı söylenmiştir. Ramazan haricinde de, imtihanlara fazla tok girmemeli. Mide çok doyarsa, insanın kafası pek çalışmaz. Aç olanın zekâsı keskin, anlayışı kuvvetli olur. Oruçluya Allahü teâlânın ihsanı boldur. Sehl bin Abdullah et-Tüsterî hazretleri, (Akıllı kimseler, gerek din ve gerekse de dünya için açlıktan daha faydalı bir şey görmemişlerdir. Hikmet ve ilim açlıktadır, günah ve cehalet ise, tokluktadır) buyurmuştur.
Şeyh Aliyyül-Havvâs hazretleri, (Gece ibadetine açlıkla hazırlanmalı. Midesi tok olanın manevî istifadesi az olur) buyurdu. (Uhûdül-Kübra)
Hadis-i şerifte, (İyiliklerin başı açlık, kötülüklerin başı tokluktur) buyuruldu. Tokluk, unutkanlık yapar, kalbi kör eder. (S. Ebediyye)
Tokluk, alkollü içkiler gibi, kanı bozar. Açlık, aklı temizler, kalbi parlatır. Yine hadis-i şerifte, (Açlık idraki, anlayışı artırır, zekâyı açar) buyuruldu. (İ. Gazalî)
Açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar. Okuduğunu ezberlemesi ve hatırında tutması zor olur. İmtihan için, kafayı çalıştıran, zekâyı açan, anlayışı artıran orucu tutmamak ahmaklıktır.  
Ebu Süleyman Dârânî hazretleri buyuruyor ki:
Aç durmaya çalışın, çünkü açlık, nefsi uysallaştırır ve kalbi inceltir. Nitekim Peygamber efendimiz, (Kalblerinizi az gülmek ve az yemekle diriltin, açlıkla temizleyin. Bu sayede kalbleriniz saflaşır ve incelir) buyurmuştur.
Hazret-i Lokman Hakîm oğluna, (Ey oğul! Mideyi tıka basa doldurduğun zaman düşünce uyur, hikmet dilsizleşir) diye nasihat etmiştir.
Bâyezid-i Bistâmî hazretleri de, (Açlık buluttur. Kul, ne zaman aç kalırsa kalb hikmet yağmuru yağdırır) buyurmuştur. İki hadis-i şerif:
(Açlık, hikmetin nuru, tokluk ise Allah'tan uzaklaşmadır. Sakın tıka basa yemeyin ki kalbinizdeki hikmetin nuru sönmesin!) [Deylemî]
(Allahü teâlânın halk arasında evliyası, açlık ve susuzluk ehlidir.) [İbni Neccar]
Sual: Ramazan ayı sıcak ve uzun günlere geliyor. Bazı işlerimiz olduğu gün oruç tutmayıp kışın kısa günlerde kaza etsek bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Çok mahzuru olur. Orucu kazaya bırakmayı mubah kılan özürlerin dışında, Ramazan orucunu vaktinde tutmayıp kazaya bırakmak haramdır, büyük günah olur. İki hadis-i şerif:
(Ramazanda mazeretsiz bir gün orucunu bozan kimse, ömür boyu oruç tutsa, o günü kaza edemez, yani o orucun sevabına kavuşamaz.) [Buharî, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî]
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizî]
Hadis-i şerifin birinde (Bütün yıl) denirken, diğerinde (Ömür boyu oruç tutsa) deniyor. O hâlde, Ramazan-ı şerifte oruç tutmayı ganimet bilmeli. Şer'i bir mazeret olmadıkça, (İşim var, imtihana gireceğim, sahura kalkamadım, havalar sıcak) gibi bir bahane ile orucu kazaya bırakmak asla caiz olmaz.
Sual: Oruçlu olduğunu unutarak yiyen, sonra bilerek yiyip içmeye devam ederse, 61 gün kefaret gerekir mi?
CEVAP
Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içen kimse, orucunun bozulduğunu zannederek yiyip içmeye devam ederse kaza lazım olur, kefaret lazım olmaz. Eğer unutarak yiyip içmenin orucu bozmadığını bildiği halde, kasten yiyip içmeye devam ederse, hem kaza, hem de kefaret lazım olur.
Sorularınız ve görüşleriniz için: mustafaruzgar22@hotmail.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol