OSMANLI'DAN GÜNÜMÜZE BAKIŞ

Tarih geçmişi bilmek, ders almak içindir. Bu şunun için gerekli, geçmişi, geçmiş hakkındaki bilgimize göre değerlendirmiş oluruz. Örneğin, Osmanlı Devleti Cumhuriyete, onun enkazı içinden çıkan YENİ TÜRKİYE'YE şöyle şöyle bir miras bıraktı demek için bilgi gereklidir.
Ekonomistler, araştırmacılar 600 yıllık Osmanlı Devleti'nde sanayi olmadığını söylerler. İnanmak mümkün değil ama maalesef gerçek. Dış İşleri Bakanlığı da yapmış olan Prof. Dr. Gündüz Ökçün “1913 - 1915 yıllarında Osmanlı 214 işyerine sahipti ve buralarda çalışan işçi sayısı 14 bin 600 kişiydi” der. Osmanlı imparatorluk topraklarını kaybettikten, Anadolu'nun ortasında Trakya kadar bir yere sıkıştığında nüfusu 13 milyondu ve bunun 11 milyonu köylerde yaşıyordu. 40 bin köy vardı. Nüfusun yarısı Verem, Sıtma, Trahom, Frengi'ye yakalandı. Fakat ne yazık ki hasta olanların çoğunluğu köylerde yaşıyorlardı. Köylere gitmek için yol yoktu. Osmanlı Devletinin 337 civarında doktoru vardı. Diş doktoru ise hiç yoktu. Diş doktorluğunu berberler, nalbantlar yapıyordu. Anasını, babasını savaşlarda, hastalıklarda yitirmiş bir milyona yakın çocuk saçak altlarında aç ve sefildi.
Osmanlı'nın bu çocukları koruyacak bir kuruluşu yoktu. Sağlık teşkilatı varla yok arasında idi. 337 doktor yanında 60 eczane, 136 ebe 13 milyon insana sağlık hizmeti verecek öyle mi? Hadi canım sende! Bu Osmanlı niye böyle kullarını düşünmemiş acaba?
Eğitim, öğretim, okuma yazma bağlamında Padişah'ın kulları kara cahil idiler. Kadınlarda okuma yazma bilen hemen hemen hiç yoktu. Erkeklerde ise bin kişiden dördü okur yazardı. Koskoca İmparatorluğun 4894 ilkokulu, 72 Ortaokulu, 23 lisesi vardı. Bu okulların tümünde kız öğrenci sayısı 230 civarında bulunuyordu. Bu konuda Gazeteci Yazar Yılmaz Özdil yazısında diyor ki, koskoca Osmanlı Devleti Arapça, Farsça, Türkçe, Fransızca karışımı bir dil olan Osmanlıca gibi yapay bir dil ile halkı cahil bırakmıştır. Mustafa Kemal yazı değişikliği yapmasaydı bugün Türkiye bir Arap ülkesine dönerdi. Mustafa Kemal ATATÜRK ne kadar büyük bir devlet adamı ki vatanı kurtarmış, halkı vatan sahibi yapmıştır. Osmanlı Devleti 1918'de imzaladığı Mondros Anlaşması ile tarih sahnesinden çekildiğini bilmemiz lazımdır. Bu anlaşma ile Osmanlı Devletinin geride bıraktığı yorgun, yoksul, bitkin bir halktı. Mustafa Kemal ve silah arkadaşları bu halkla Kurtuluş Savaşı'na çıkmıştır. Yokluk içerisinde, çatısı akan, lamba, mum ışığında çalışan bir avuç yurtsever insan Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkanlığında alınan kararlarla, savaşarak, mücadele ederek bugünlere geldiğimizi unutmak mümkün mü? Ama biz maalesef çabuk unutuyoruz, düşman çizmesi altında inim inim inlediğimizi bilmiyoruz.
Osmanlı Devleti'nin yapmadığı, yapamadığı şeyleri YENİ TÜRKİYE yapmıştır. Ancak daha yapacak çok şeyler vardır. Açlık sınırının altında yaşayanları bu durumdan kurtarmamız gerekir. İşsiz yurttaşlarımıza iş ve aş temin etmek zorundayız. Her alanda üretimi arttırmalıyız. Daha önemlisi vatan için ölenleri anarak yaşamalıyız. Çünkü onlara sevgi, saygı, şükran borcumuz vardır. Kaldı ki, bir ülkenin insanları geçmişten geleceğe insani değerlerini koruyarak, zenginleştirip, güzelleştirerek taşımak, gelecek kuşaklara miras olarak bırakmak zorundadır. Osmanlı'nın yapamadığını Cumhuriyet yapmıştır, yapmaya devam edecektir. Ama unutmayalım ki, Cumhuriyet de çalışkan, sağlıklı düşünen bilgili, bilinçli insanlar ister.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol