Balkanlar yada Rumeli Osmanli Devleti'nin büyüdügü, imparatorluk haline geldigi genis bir cografya bölgesidir. Osmanli bu bölgede yaklasik 500 yil kalmistir. Farkli bir dinin, farkli inançlarin, farkli irklarin bir arada oldugu bu cografya bölgesi (ki bu Avrupa'dir) Osmanli'yi yücelten, Osmanli'yi bitiren bir tarihe sahiptir.
Hiç kuskusuz Osmanli Avrupa'ya bir Asya Türk ve Islam Kültürü götürmüstür. Fethettigi yerlerde Avrupa kültürünü kaldirmamis, Avrupa kültürü üstüne kendi kültürünü de koymaktan kaçinmis fakat sonuç itibariyle burada bir Osmanli Türk Kültürü olusmasini saglamistir. Bu ortamda farkli irklarin insanlari birbirini asimile etmeden birlikte yasamayi basarmislardir. Bugün Avrupa Birligi bu modele, Osmanli'nin Avrupa'daki yapilanmasina benzemege çalismaktadir. Bazi tarihçilere ve siyaset adamlarina göre çesitli milletlerden bir devlet modelini ilk defa Osmanlilar ortaya koymustur.
Åzu günlerde, bana göre ilginç bir kitabi elimden düsürmüyorum. "OSMANLI DÖNEMINDE BALKAN KADINLARI" adini tasiyan bu kitap olayi "Toplumsal Cinsiyet, Kültür ve Tarih" yönünden incelemektedir. Kitapta bilgiler Amila Buturoviç ve Irvin Cemil Schick tarafindan derlenmis. Onlarca yazarin Osmanli'nin ALTKÜLTÜR'Ü üzerine yaptiklari arastirmalara yer verilmis. Genel itibariyle kitap Osmanlilarin Avrupa Folkloru'nu, gelenek ve göreneklerini, Hiristiyan halklarla müslüman halklarin iliskilerini ve bu iliskilerde Balkanli Kadinlar'in rolleri dile getirilmistir. Nitekim kitabin arka kapaginda da bu bilgilere yer verilmistir. Oradan iki uzun paragrafi yazima almak istiyorum.
"Osmanli Imparatorlugu'nun 14. yüzyilin baslarinda ilk olarak Gelibolu Yarimadasi'nin ele geçirilmesiyle baslayan Balkanlar Seferi, Rumeli'nin bütünüyle Osmanli Yönetimi altina girmesine kadar devam etti. Katolik, Ortodoks, Yahudi, Müslüman halklarin Osmanli Yönetiminde 500 yil kadar birlikte yasamasinin bu güne kadar ulasan mirasta katkisi büyük olmustur. Osmanli döneminde kendi iktisadi, hukuki ve dini örgütlenmelerini sürdüren Balkan halklari Osmanli'nin millet sistemine dahil olurken, en çok da kültürel anlamda bir alisveris gerçeklesmis ve bu harmanlanmis yapi parçalanmisliga ragmen kendini korumustur."
"Osmanli Döneminde Balkan Kadinlari çalismasi bu mirasin olusumunda büyük katkilari olan kadinlarin toplumsal kimliklerini, asklarini, ticari iliskilerini farkli makalelerde ayrintili olarak ele aliyor, Bati'nin gözünde Dogulu cariyeler, vakif kuran Bosnali kadinlar, çeyiz parasini çikarmak için bütün isçiligi yapan Yahudi genç kizlar veya kocalari uzun seferlere çikan ve geri dönmeyen esler gibi farkli türden kadinlar konu edilirken, anlatilar sadece toplumsal cinsiyete odaklanmiyor, Edebiyat, hukuk, giyim tarzlari ve türküleri kapsayan genis yelpazede derlenen makalelerde kadinlarin toplumsal yasamin bütün cephelerine nasil katildiklari, karsit cinsle olan iliskileri, seslerini duyurmak için kullandiklari yollar ele alinirken, Osmanli döneminde Balkan Kadinlari'nin tarihsel manzarada istikrarin saglanmasi ya da degistirilmesinde oynadiklari önemli roller ön plana çikariliyor."
Åzimdiye kadar Balkanlar'a gidenler, oralari gezip görenler gezi notlarinda derinligine böylesine bir arastirmayi Türk okuyucusuna pek aktarmis degildirler. Bu nedenle bu kitapta anlatilanlar bizim Balkanlar'daki Türk-Osmanli Kültürü'nü daha iyi anlamamiza, anlatmamiza yardimci olacagini düsünüyorum. Bu nedenle Kitabi tavsiye ediyorum. Kitabin Bilgi Üniversitesi yayinlarindan oldugunu da ilave ediyorum.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol