OSMANLI'NIN ÇÖKÜŞ YILLARINDA AYANLAR SORUNU

Türk toplumunda her zaman ''ARACI İNSANLAR'' olmuştur. Tabii bir yerin ileri gelenleri de olmuştur. Osmanlı Devleti'nde bu ileri gelenlerden bazıları Durumdan Vazife çıkartarak, devletin başına sorun olmuşlardır. Zaman içerisinde bir GÜÇ oluşturarak devletin karşısına geçmişlerdir. Devlet de onları tanır olmuştur. ''Durumdan Vazife'' çıkaran bu Şehir Ağaları Devlet ile Halk arasında iş görmeye, sorun çözmeye başlamışlardır. O kadar büyük güç kazanmışlardır ki neredeyse Padişahın Kulları onları tanır, onları bilir olmuştur. Bu ''Aylak Adamlar'' arasında yerel ve genel idarelere, idarecilere yakın olup sivrilenler zaman içerisinde Alemdar Mustafa Paşa gibi devlet adına iş görmeye, Devlet Nişanı almaya başlamışlardır. Bunlara AYAN, YARAN deniyordu. Yani Mahallin İleri geleniydi bunlar.
Ayanlar, Yaranlar yalnız halk ve devlet arasında iş görmüyor toplumda bir takım fikir akımlarını, duygusal dalgalanmaları kendi görüş ve düşünceleri doğrultusunda da yönlendiriyorlardı. Padişah'ın Kulları kendisine idareden daha yakın olan bu adamlara inanıyor ve güveniyordu. Mesela Alemdar Mustafa Paşa (Bulgaristan Rusçuk Ayanı) olarak ordusu ile İstanbul'da darbe yapacak, isyan bastıracak güce ulaşmıştır. Padişah İkinci Mahmut zamanında Osmanlı mülkünün birçok yerinde ayanlar, yaranlar egemen haldeydiler. Hatta o kadar ki bunlar dış güçlerle işbirliği de yapabiliyorlardı. Devlet bu yüzden bölünmüş gibi görünüyordu. ''Arnavutluk'ta, Balkanlar'da, Mekke ve Medine'de, Mısır'da, Aydın'da, Bozok'ta, Bilecik'te, Bolu'da'' idareyi bölmüş egemen güçler vardı. Bunlar zaman zaman yörenin Derebeyleri ile işbirliği yapıyorlardı. Padişah İkinci Mahmut zamanında Osmanlı Mülkü'nde Ayanlar'dan en güçlü durumda olanlar şunlardı:
''Pazvantoğlu, Tuzcuoğlu, Nasuhoğlu, Dağdevirenoğlu, Kalyoncuoğlu, Tekkelioğlu, İbrahim Ağa, Katipoğlu, Sarı Osman, Karaosman, Dedebey, Kara Fevzi, Kel Ahmet, Hasköy Ayanı, Emin Ağa, Bülbül Ağa, Tepedelenli Ali Paşa, Ravendizli Kör Mehmet Paşa ve Ishak Paşa.''
Bunların içinde EMİN AĞA Padişah tarafından Elazığ'dan Kırklareli'nin Bedre beldesine sürgün edilmiş biriydi. Emin Ağa merkezi hükümetle halk arasında kendisini vazifeli sayan biriydi. Rumeli Ayanları ise zaman zaman Bulgar çetelerinin koruması altına girebiliyorlardı. Çıkar bağlamında birbiriyle anlaşanlar halkı sömürüyor, Padişah idaresine de kafa tutuyorlardı. Bunlar tabii devlet otoritesinin zayıfladığının, kanun hâkimiyetinin zaafa uğradığının işaretiydi. Bu bakımdan devletin zayıflaması her zaman tehlikeli sorunlar yaratan bir durumdur. Ve bu nedenle devleti yıpratmaktan sakınmak gerekir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol