OSMANLI'NIN CUMHURİYETE BIRAKTIĞI EN ÖNEMLİ MİRAS SELİMİYE VE EVLİYA ÇELEBİ

Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın bir kuruluşu olan UNESCO yani (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Türkiye'de Osmanlılar'dan kalan mimari alanda SELİMİYE, kültür alanında ise Evliya Çelebi'nin yazdığı 10 ciltlik SEYAHATNAME Dünya Belleği olarak listeye alınmıştır. Mimar Sinan'ın Selimiyesi, Evliya Çelebi'nin SEYAHATNAMESİ insanlığa dünya mirası olarak kalacaktır. Bu tabii ulusumuz için onur ve gurur verici bir olaydır. Bu tabii Ankara'da UNESCO Türkiye Milli Komisyonu tarafından bir toplantı yapılmasına vesile olmuştur. Toplantıya birçok bilim adamı yanı sıra Cumhuriyet tarihinin ilk KÜLTÜR BAKANI PROF. DR. TALAT HALMAN da katılmıştır.
Evliya Çelebi 17. yüzyılda yaşamış çok ilginç ve çok başarılı bir araştırmacı yazardır. Osmanlı Devleti'ni meydana getiren eyaletlerin "ülkelerin" hemen hemen tümünü gezmiş, görmüş ve yazıp anlatmıştır. Kendine özgü araştırma yöntemleri, kendine özgü bir üslubu, anlatım biçimi olan EVLİYA ÇELEBİ Osmanlı Devleti ile ilgili bilgileri, olayları kaleme almış, bize çok önemli bir BİLGİ KAYNAĞI bırakmıştır. Biz Osmanlı'nın alt kültürünü, Halk Kültürü'nü, onun yazdıklarından öğreniyoruz. Mesela ben, Türk Gölge Oyunu'na adını veren KARAGÖZ üzerine araştırma yaparken Evliya Çelebi'nin Kırklareli (Kırkkilise) notlarına baktım. Orada Evliya Çelebi Karagöz'ün ünlü bir Osmanlı Kıptisi olduğunu, ağzının iyi laf yaptığını, efendi olarak tanındığını, Sofrozlu Bali Çelebi olarak bilindiğini yazmıştır. Buradan hareketle Evliya Çelebi'nin, Demirköy dökümhanesinde çalıştığını, Pınarhisar, Kaynarca, Erikler gibi yerleri gördüğünü, Erikli'de at değiştirdiğini, Romanya'da ÖZÜN KALESİ'nin alındığını Padişah'a mektupla bildirmek üzere Kaynarca'da Melek Ahmet Paşa ile buluştuklarını, haberi Vize'ye ulaştırdıklarını yazmıştır.
Bazı araştırmacılar Evliya Çelebi'nin yazdıklarının aynen kabul etmenin doğru olmayacağını, çünkü abartılı yazdığını ileri sürmektedirler. Bana göre Evliya Çelebi abartılı yazdığı için değil, Padişah kullarının renkli yaşam biçimlerinden etkilenecek bilgiye boğulmuş olmasından ileri gelen bir anlatımdan dolayıdır.
Evliya Çelebi kasaba ve şehirleri at sırtında gezmiştir. Belli mesafelerde at değişikliği yapmıştır. Halkın yaşam biçimini anlatırken aynı zamanda yerel idarecilere, kasaba ve şehrin gelir kaynaklarına, halkın ürettiklerine, doğal kaynaklara değinmeler yapmış, ünlü kişilere göndermeler yapmıştır. Evliya Çelebi Osmanlı topraklarını, kasaba ve şehirlerini dolaşırken Osmanlı Devleti İmparatorluktu, 10 milyon kilometre büyüklüğünde, 60 milyona yakın nüfusa sahip bir dünya devleti idi. Bu nedenle Evliya Çelebi imparatorluğun büyüklüğü ile orantılı büyük eser meydana getirmiş, bize bir Kültür Mirası bırakmıştır. Dünya onun bu mirasının büyüklüğü, insanlık için yararını kayda almıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol