OSMANLININ EN BÜYÜK MIRASI CEHALETTIR

Osmanliligin bir “GERILIK HASTALIÄzI” oldugunu söyleyenler dogruyu söylemislerdir. Çünkü, Osmanli halkini okutmamisti. Egitimle, kültürle, bilgiyle, zamana esit oranda ilgisi yoktu. Sarayin okulu, “Endurun” ona yetiyordu. Devletin ihtiyaç duydugu yönetici adamlar oradan yetisiyordu. Yetisenlerin çogu da devsirme idi. Devsirme, müslümanlastirilmis baska irklardan olan insan demektir. Osmanli Devleti onlarla idare edildi. Padisahlarin Babalari Osmanogullari’ndan gelmelerine karsilik, analari yabanci kökenli kadinlardi. Fakat ne olursa olsun Osmanli bizim tarihimizdir, geçmisimizdir, sevabi ve günahi ile bizim mirasimizdir. Bu mirasin en büyük özelligi ve karakteristigi okumamis, okutulmamis, egitilmemis bir halktir. Osmanli’nin cehaleti egitimsizliginden ileri gelmistir. Osmanli 600 yillik ömrünün yarisini savasarak geçirmistir. Yani bir yil savasmis, bir yil dinlenmistir.

Osmanli “Tek Millet” degildi. Milletler Toplulugu idi. Imparatorlugun her irktan insani vardi. Bugünkü Avrupa Birligi gibi bir yapiya sahipti. Bundan dolayi olacak ki bazi tarihçiler Avrupa Birligi’nin ilk örneginin Osmanli Devleti oldugunu söylerler. Yani Osmanli’nin yapisinda Türk vardi (ki devleti kuran irk oydu), Yunanli vardi, Arnavut vardi, Sirp vardi, Arap, Çerkez, Gürcü, Bulgar vardi. Vardi oglu vardi. Tabii böyle olunca Osmanli bir millet degildi. Zira tarih birligi, ülkü, dil ve kültür birligi yoktu. Fakat yine de Osmanli bizimdi, bizden biriydi. Cumhuriyetin üzerinden sunca yil geçmis olmasina ragmen bugün dahi Osmanlilik devam etmektedir.

Osmanli Devleti’nin yikilis yillarinda “YENI OSMANLILAR” vardi. Onlar devletin yikilmakta, çökmekte oldugunu görerek, çatinin, duvarlarin onarilmasini önerenlerdi. Oysa devlet temelden çatirdiyordu ama onlar bunun farkinda degildirler. Bugün de Yeni ve Modern Osmanlilar’dan söz edilmektedir. Bunu özellikle Araplar söyleyip yazmaktadirlar. halki Araplara benzetmek, cumhuriyeti Halifecilige dönüstürmek.. Istedikleri buysa millet buna hazir midir, bilemem. Ancak ulusun Arap Ruhu ile yasatilmak istendigi bellidir.

Cumhuriyetin KÜLTÜR ADAMLARI içinde begendigim 15-20 kisi arasinda Prof. Dr. Dogan Kuban da vardir. Onun haftada bir çikan Cumhuriyetin Bilim Teknik ekinde çikan yazilarini keyifle okumaktayim. Bir yazisinda geriligimizden, Osmanlidan devraldigimiz mirasin özelliklerinden söz ediyordu. Dogan Kuban bu nedenleri sayarken söyle diyordu:

“Osmanli Kültürünün en büyük felaketi dilsizligidir. Osmanlica, saray çevresinin ve idarenin dilidir. Halkin konusup yazdigi, sarki, türkü söyledigi dil degildir. Osmanlinin Yazili Kültürü bir iktidar kültürüdür. Bu sinifsal dil, toplumun cahil kalma nedenlerinden biridir. Osmanlica bir grubun dilidir.” Halk bu dili ne okumus, ne de okuyup anlayabilmistir. Halkin dili, Yunus’un, Karacaoglan’in, Emrah’in, Dadaloglu’nun söyledikleridir. Halk söyledigine soyunun adini vermis, TÜRKÜ demis, öbürü Dogu yönünü anlatan bir ifade ile “SARKI” yani Sark(Dogu) demistir. Ayni çagda ve zamanda yasayan mevlana Farsça (Iranca) söyleyip yazmis, Yunus Türkçe söylemis, Türkçe’nin bayraktarligini yapmistir. Bu nedenle halk Yunus Emre’yi bilir de Mevlana’nin kim oldugunu bilmez ve bilmek de istemez. Çünkü onun dili, onun kültürü halka yabancidir. Mevlana halk zümresinin degil, bir Yüksek Zümre bilgesidir.

Cumhuriyetin nasil bir idare oldugunu anlayabilmek için bunlarin, bu temel nedenlerin bilinmesi lazimdir. Bugün hâlâ geriysek, bugün altyapisi olmayan bir halk isek bunun geçmisten gelen nedenleri, geçmisin ihmalleri oldugunu unutmamak gerekir.

Ne diyelim, bir gün bunlari da asacagiz, Atatürk’e ulasacagiz, onu anladigimizda uygarlasacagiz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol