Türkiye’de her bes kisiden üçünün sair oldugu söylenir. Bu, bizim Sair Ruhlu insanlar oldugumuzu ve ayni zamanda duygu ve düsüncelerimizi, özlemlerimizi tipki türkülerde oldugu gibi, siirle ifade etmeye çalistigimizi göstermektedir. Bu nedenle suya sabuna dokunmayan sairler oldugu gibi, düzene muhalif (aykiri) sairler de vardir. Bu tür sairlerin kavgasi, mücadelesi insan ve toplum içindir. Dünyanin her toplumunda ve zamaninda bu tür sairler çikmistir.
Türk insani AYDIN ve agizi lâf yapan olarak önce sairi tanimistir. Halk ozanlari, halkin tanidigi, sonra da koruyup yasattigi, onlarla seslendigi, dillendigi sairlerdir. Karacaoglan, Emrah, Pir Sultan Abdal, Trakya’dan Vahit Lütfi, Hayrani, Vizeli Alâeddin Kaygusuz halkin içinde düzene muhalif sairler olarak taninmislardir.
Osmanli Devleti zamaninda halk ozanlarinin disinda düzene aykiri sairler de çikmistir. Sözgelimi Namik Kemal, Tevfik Fikret, Ziya Pasa, Sinasi, derisi yüzülerek idam edilen Nesimi bunlardandir. Mustafa Kemal bunlardan ikisini, Namik Kemal ile Tevfik Fikret’i çok okumus, mücadele ruhunu onlarla güçlendirip takviye etmistir.
MUHALIF SAIRLER düzenin çürümeye, kokusmaya, yozlasmaya basladigi zaman ortaya çikip seslerini yükseltmislerdir. Örnegin, Osmanli Devleti’nin yikilmaya yüz tuttugu zamanlarda ortaya çikan Jön Türkler (Yeni Türkler) düzenin muhalif kesimini olusturmuslardir. Namik Kemaller, Tevfik Fikretler, Ziya Pasalar, Sinasiler her ne kadar yasadiklari dönemde YENI OSMANLILAR olarak anilmislarsa da asil dikkati çeken yanlari onlarin YENI TÜRKLER olarak tarihe geçmis olmalaridir. Ancak bunlarin içinde düzene muhalefetini ahlaki bütünlük içinde yapan tek sair Tevfik Fikret olmustur. Geçen yil 19 Agustos onun ölümünün 92. yildönümüydü. Fikret’i rahmet ve saygiyla anmisizdir. Yeri gelmisken elbet onun MILLET SARKISI adli siirini buraya almak isterdik. Ancak yerimiz elverisli olmadigi için ülkeyi yagma edenlerle kavgasi, mücadelesi olan aydinlarin bu siiri okumalarini tavsiye etmekle yetinecegiz. Bu siirin bir dizesinde ne diyor bu yürekli, namuslu sair:
“Yiyin efendiler, yiyin bu han-i istiha sizin/ Doyunca, tiksirinca, patlayincaya kadar yiyin.”
fakat Tevfik Fikret’in mücadele ruhu, geçligi yüreklendiren sözleri biricik oglu Halûk’a söyledikleridir. Halûk’u Amerika’ya okumaya yolcu ederken YARIN (Ferda) Siirinde söyle demistir: “Ugras, didin, düsün, ara, bul, kos, atil, bagir/ Durmak zamani geçti, çalismak zamanidir.”
Geçenlerde edebiyatçi Hikmet Altinkaynak da bu dizeyi Tevfik Fikret adli yazisina almisti. Fikret’in bu dizesi gençlik için bir Amentü’dür. Gerek kendimiz, gerekse memleket için bu dogrultuda bir seyler yapmak lazimdir. Ugrasmak, didinmek, düsünmek, aramak, bulmak, kosmak, atilmak, bagirmak gerilikledir. Bu yozlasma ile mücadele etmek yetisen yeni kusaklarin isi olmalidir. Toplumun çürümesine, kokusmasina, yozlasmasina seyirci kalmak gençlik için, aydinlar için ayip bir seydir. Zaman o zamandir ki herkes karanliga karsi olacaktir. Halki uyarmaya, uyandirmaya, gerçekleri görmesine yardim edecektir. Tevik Fikret gibi biz de inaniyoruz ki, “Evet sabah olacaktir, sabah olur, geceler/ Sonsuza kadar sürmez.”
Elbet her gecenin bir gündüzü vardir. Bilelim ve inanalim ki her karanlik isigini beraberinde getirir. Karanlikla aydinligin mücadelesinde hep insanin isigi kazanmistir. Bundan sonra da o kazanacaktir. Kazandigini sananlar kaybetmislerdir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol