OSMANLI’YI KİM YÖNETİYORDU

Geçen yıl, diğer özelliklerinin yanı sıra aynı zamanda bazı kesimlerin Osmanlı'nın 700. kuruluş yıldönümü olarak kutlandığı bir yıl oldu. Bu kutlamalara ilişkin garipsediğim iki yaklaşımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bunlardan birisi; Mustafa Kemal'in Osmanlı hakkındaki düşünceleri açık seçik olarak bilinmesine karşın Osmanlı'nın kuruluş yıldönümü kutlamalarının devlet destekli olması amacının da "Atatürk'le Osmanlı'yı barıştırmak" şeklinde ifade edilmesi.
Diğer yaklaşım ise kendilerini "Türk Milliyetçisi" olarak ifade eden bir kesimin hem Türk milliyetçiliğini, Atatürkçülüğü savunmaları hem de "ecdadımız" diye Osmanlı'nın 700. kuruluş yıldönümü törenlerine gönül rahatlığı ile katılmaları ve devlet desteğini bu etkinlik için sağlamaya çalışmalarıdır.
Hâlbuki "Türk Milliyetçiliği" açısından bakıldığında Osmanlı kolay savunulacak bir olgu değil. Osmanlı padişahlarından ilk padişah olan Osman (Otman) Bey'in evliliğini saymazsak (ki oda tartışmalıdır), 36 padişahın 35'i de Türk olmayan hanımlarla yani dönme-devşirmelerle evlilik yapmışlardır. Hatta Osmanlı sarayındaki bazı valide sultanlara dönme- devşirme dersek haksızlık etmiş oluruz. Çünkü onlar milli ve dini özelliklerini aynen muhafaza etmişlerdir. Valide sultan olunca da devleti yönetme konusunda yoğun mücadeleler yaşanmıştır.
Osmanlı yönetim yapısının başında padişah bulunur. Bizim bugünkü idari yapımızda cumhurbaşkanlığına denk düşer. Onu vezir-i azam ya da sadrazam izler. O da bugünkü başbakanlığa denk düşer. Onu da bir anlamda kaptan-ı derya yani Deniz Kuvvetleri Komutanlığı izler. (Kara ordusu vezir-i azama bağlıdır) bunlardan sonraki makamı ise bugün Maliye Bakanlığı dediğimiz Başdefterdarlık izler.
Bakalım Türk Milliyetçiliği açısından bu makamlarda 700 yıl boyunca hangi milliyet mensupları oturmuştur. Ya da Osmanlı'yı kimler yönetmiştir.
Osmanlı'da 700 yıl boyunca birkaç kez göreve gelip gidenler sayılmazsa, yaklaşık 36 padişaha karşın 235 vezir-i azam göreve gelmiştir. Bunların milliyet dağılımına baktığımızda; 150'si dönme- devşirmedir. Yani kökeni Sırp, Hırvat, Rum, Ermeni vs.dir. Türk olan vezir-i azam sayısı ise 85'tir. Yani Osmanlı'yı yöneten yaklaşık 235 sadrazamın ya da vezir-i azamın 150'si dönme-devşirme iken 85'i Türk kökenlidir.
Bunun yıllara ya da padişahlara dağılımına basarsak dönme-devşirme sadrazamlar döneminin Fatih Sultan Mehmet ile başladığını görüyoruz. 1323-1453 yılları arasında 11 sadrazam görev almıştır. Bunların tümü Türk kökenlidir. İlk dönme devşirme vezir-i azam 1453'te Fatih tarafından Çandarlı Halil Paşa'nın yerine tayin olunan Rum Mahmut Paşa'dır. Onu Rum Mehmet Paşa izlemiştir.
1453-1520 yılları arasında sadrazam olan 20 kişinin 18'i dönme- devşirme, 2'si Türk'tür. Bu rakamlar Osmanlı'yı kimlerin yönettiğini ve Türklerin yönetim erki içindeki etkinliğinin ağırlığını gösteriyor. O zaman Osmanlı’nın ne kadar Türk olduğu da gözüküyor.
Siz; Sadrazam Davut Paşa'nın Arnavut, Kuyucu Murat Paşa'nın Hırvat, Hekimoğlu Ali Paşa'nın İtalyan olduğunu biliyor muydunuz?
Benzer dağılım kaptan-ı deryalar da görülüyor. Denizler o dönemde Osmanlı açısından oldukça önemlidir. İlk Kaptan-ı Derya Mürsel Bey, 1324’te bu göreve tayin olur. Onu Saruca Paşa ve Çavlu Bey izler. Ama yine de Fatih Sultan Mehmet ya da 1400'lü yıllara gelince bu görevde de Bulgar, Arnavut, Rum milliyetlerine mensup kişiler görülmeye başlıyor. Bu gelenek 1453'te Arnavut Hamza Bey ile başlıyor.
700 yıl boyunca Osmanlı'da yaklaşık 170 kişi kaptan-ı derya oluyor. Yine birden fazla göreve gelenleri saymazsak yaklaşık 115'i çeşitli milliyetlere mensup dönme-devşirmelerden oluşurken 55 kişi Türk kökenlidir.
Siz kaptan-ı derya olan; Sokullu Mehmet Paşa'nın Boşnak, Koca Sinan Paşa'nın Hırvat, Piyale Paşa’nın Macar, Damat İbrahim Paşa'nın Hırvat, Cağaloğlu Yusuf Paşa'nın İtalyan olduğunu biliyor muydunuz?
Osmanlı'da önemli bir kurum da başdefterdarlık denilen Maliye Bakanlığı'na tekabül eden kurumdur. Bu göreve getirilenlerin de milliyetlerine baktığımızda, Türk kökenli defterdarın yine sayılarının az olduğunu görüyoruz. Birkaç kez göreve gelenler sayılmazsa Osmanlı'da yaklaşık 210 başdefterdar görev almıştır. Bunların 160'ı milliyet olarak dönme-devşirmelerden oluşurken 50'si Türk kökenlilerden oluşuyor.
Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti’ni Türklerden çok dönme-devşirmeler yönetmiştir. Türk Milliyetçilerinin "ecdat"lık adına Osmanlı'da savunabilecekleri fazla bir şey yoktur. Çünkü tarihte kurulan birçok Türk devleti içinde üst yöneticileri açısından Türk olup olmadığı en rahat tartışılabilecek devletlerden birisi Osmanlı'dır.
Mustafa Kemal; şeriatı, hilafeti ve saltanatı savunan, dönme-devşirme geleneği ile devleti yöneten teokratik Osmanlı'ya Milli Mücadele ile son verdi. Cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi savunan, halkını kul değil, yurttaş yapan bir yönetim kurdu. Cumhuriyet tarafından yıkılan teokratik Osmanlı'nın 700. yıldönümünü kutlamak ona öykünmek değil midir? Onun yok oluşuna ağıt değil midir? Bu yapılanlar ne Cumhuriyet adına ne de Türk Milliyetçiliği adına yola çıkılarak savunulacak şeyler olamaz.
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"
Not: Bugünkü köşe yazısı Cemal Şener’den alıntıldır.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Direk söyle işte