O KUŞ HEP MUSTAFA KEMAL'İN OMUZUNA KONDU

1970'li yılların ortalarına doğru Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kemal Güven ve Cumhuriyet Senatosu Başkanı Tekin Arıburnu'nun desteğinde yapılan bir toplantıya davet almıştım. Toplantı Meclis çevresine konacak tarihi eserlerle ilgiliydi. Toplantıya katılabilmek için daha önce konuya ilişkin bir bildiri sunmak gerekiyordu. Beni bu toplantıya öneren rahmetli Doçent Bahriye Üçok idi. Bahriye Hanım o sıra Cumhurbaşkanlığı Kontenjan'ından Cumhuriyet Senatosu üyesi idi. Toplantıya katılabilmek için tüm şartları yerine getirdikten sonra Meclis Başkanı adına gönderilen Trakya uçağı biletleri ile Ankara'ya gittim. Adalet Partisi Grup Salonu'nda yapılan toplantıya katıldım. Daha önce kabul edilen bildiriyi sunduk. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Bakanlar, Milletvekilleri, davetli bilim ve sanat adamları orada idi. Toplantı tutanaklarına geçmiş bulunan bildirim büyük ilgi görmüş, yankı uyandırmıştı. Kürsüden inince Meclis Başkanı Kemal Güven, Afet İnan, Prof. Enver Ziya Karal yanıma gelip kutlamalarda bulundular. Daha sonra da sohbete daldık, konuyu tartıştık. Sohbet sırasında Prof. Enver Ziya Karal Ankara Dikmen'de ünlü roman yazarı Akagündüz'ün evinde bir akşam geçen olayı anlattı. Olay şu idi:
Mustafa Kemal dahil bir akşam ünlü fikir adamları Akagündüz'ün evinde toplanmışlardır. Konuşulan, Yeni Türkiye'nin iç ve dış sorunları ve Laik Cumhuriyet'ti. Hava sıcak olduğu için evin pencereleri açıktır, hafifçe serin bir rüzgâr esmektedir. Konuşma ve tartışmalar orta dozda devam ederken açık olan pencereden bir kuş içeri girmiş, içerde birkaç tur attıktan sonra Mustafa Kemal'in omzuna konmuştur. Kuş Mustafa Kemal'e telaş gösterenlere Mustafa Kemal "Telaşa gerek yok" diyerek kuşu evin içinden dışarı çıkarmışlardır. Kuş dışarıda akşamın alacakaranlığında bir iki turladıktan sonra tekrar içeri girmiş ve doğru Mustafa Kemal'in yanına giderek omzuna konmuştur. Herkes birbirine bakarak "Bu kuşun yaptığı neyin nesi?" diyerek kuşu ikinci kez dışarı çıkartmışlar, sohbete devam etmişlerdir. Ancak aradan 7-8 dakika geçtikten sonra kuş üçüncü kez içeri girmiş, doğruca Mustafa Kemal'in omzuna konmuştur. Kuşun içerdekilerden herhangi bir şahsın omzunu değil de Mustafa Kemal'i ısrarla seçmesinde bir hikmet aramaya başlamışlardır. Çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır. Bu kez kuş Mustafa Kemal'in omzundan uçarak açık pencerelerin birinden dışarı uçup gitmiştir. Kuşun uçup gitmesinden sonra Mustafa Kemal derin bir düşünceye dalmış, hafifçe "Hayırlısı" demekle yetinmiştir. Ben de bu olayı okuyucularımın bilgisine, yorumuna sunuyorum. Kuş Mustafa Kemal Atatürk'ü niçin seçmiş olabilir?
Roman yazarı Akagündüz'ün bu olayı "DİKMEN YILDIZI" adlı kitabında anlattığını söylediler ama ben ne bu hikâyeyi okudum, ne de bu romanı alıp okuyabildim. Kitabı bulamadım. Akagündüz bunu anlattı mı anlatmadı mı bilmiyorum. Ancak böyle bir olay yaşandığı gerçektir. Zira bu olayı Ankara'da başkalarından da dinledim. Hatta Kırklarelili Halil Tekin Bucaklı'dan da bunu dinledim. Halil Tekin Bucaklı Cumhuriyet'in ilk Mülki yöneticilerindendir, fikir adamıdır. Başbakanlık Arşiv Genel Müdür Yardımcılığı'ndan emekli olmuştur. Halil Tekin Bucaklı aynı zamanda bir Halk Ozanı'dır.
Batılı bir düşünür : " TANRI'NIN BİR MAKSADI OLMASAYDI MUSTAFA KEMAL'İ GÖNDERMEZDİ." Kuşun hikâyesi, düşünürün söyledikleri, cephede kalbinin üstüne gelen şarapnel parçası bir araya geldiğinde kimseye benzemeyen özellikleri ortaya çıkar. Ancak şunu söylemek gerekir, Mustafa Kemal'in hayatında, ajandasında mucize yoktur. Her şeyi matematikseldir. Yalnız o hayata veda edinceye kadar Tanrı'nın koruması altındadır. Öyle anlaşılıyor.
Bunlar üzerinde düşünmek okuyucuların işidir.
Not: Dünkü sayımızda yayımlanan Nazif Karaçam’ın “Kırklareli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Kendi Binasında” başlıklı köşe yazısında Kırklareli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi Dr. Hüseyin Topçuoğlu’nun adı sehven yazılmamıştır. Başhekim Sayın Dr. Hüseyin Topçuoğlu’na emeklerinden dolayı teşekkür ederiz...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol