O YÜZYILIN ÜÇ SORUNU BUGÜN DE VAR

Gazeteci yazar Mine G. Kirikkanat benim yazi ve kitaplarini ilgiyle okudugum bir Cumhuriyet Kadini'dir. Anladigim kadariyla genis bir kültürü vardir. Yanilmiyorsam Fransa'da kalmis, Fransiz kültürünü de özümsemis bir kimsedir. O, bir kitabinda Begomil Tarikati'nin (Tanri'nin Dostlari) Türkiye Trakyasi ile ilgisinden söz eder. Hristiyanlik içinde bas göstermis olan bu tarikat Pehlivanköy tarafindan baslayarak Sirbistan'a kadar yayilip uzanmis, Hristiyanlik Balkanlar’da bu yüzden sarsinti geçirmistir.

Bosna-Hersek Savasi sirasinda adini duydugumuz Bosnak lideri Izzet Begoviç bu tarikatin sivrilmis isimlerinden biridir. "Bosnak" adi bu tarikatla ortaya çikmistir. Bu konuyu kitaplarinin birinde ele alan Mine G. Kirikkanat 22 Agustos 2007 tarihinde Vatan Gazetesinde yazdigi bir yazida Fransa'nin ünlü sair ve yazarlarindan Victor Hugo'yu söyle anlatir:

"Victor Hugo, Fransizlarin en büyügü, edebiyat tarihinde "BABA" lakabiyla anilan tek yazardir.

"Vikont düzeyinde bir asilzade iken… 20 yasinda kralci, 50'sinde cumhuriyetçi, 60'inda sosyalist, 80'ninde devrimci olan bu adam, sanki Fransa'nin düsünsel ve sosyal evriminin bir özeti, aslinda öncüsüdür" der.

1789 Fransiz Ihtilali'ni hazirlayan yazarlar kadrosunun öncülerinden, ihtilali tetikleyenlerden olan Victor Hugo yasadigi 19. yüzyil için yaptigi tanimlamada, "Yüzyilimizin baslica üç sorunu vardir, der:

"1- Erkegin yoksulluk yüzünden alçalmasi,

2- Kadinin açlik yüzünden düsmesi,

3- Çocugun okumamislik yüzünden kabiliyetlerinin       mahvolmasi."

Bu büyük Fransiz edebiyatçisi anlamisinizdir ki yoksullugun, açligin yetisen kusaklari olumsuz yönde etkiledigine isaret etmektedir.

Bugün dünyada bir milyarin üstünde insan dogrudan açlik çekmekte, sefalet içerisinde yasamaktadir. Bu insanligin ayibidir. Türkiye gibi az gelismis yada gelismekte olan ülkeler de cehaletle, sefaletle mücadele etmekte, erkegin alçalmadan, kadinin düsmeden, çocuklarin yeteneklerini kaybetmeden yasamasi imkanini yaratmaya çalismaktadirlar. Atalarimiz "fakirlik atesten gömlektir" demisler ve bir gerçegi ifade etmislerdir. Bugün ülkemizde 20 milyon insan yoksuldur ve açlik sinirinda yasamaktadir. Bu 5 milyon aile demektir. Bu ailelerin evlerinde ocak yaniyor mu? Ocakta tencere kayniyor mu? Kayniyorsa, tencerede et mi kayniyor yoksa dert mi kayniyor, bilmiyoruz. Bu pahalilik, bu ekonomik kriz sartlari altinda çocuklarini okullarina gönderebiliyorlar mi? Bunlari yazmak ve sormak Fakirlik Edebiyati degildir. Bunlar bir Türkiye gerçegidir. Biz Ikinci Dünya Savasi'nin 1940'li yillarinda açligin, ekonomik durgunlugun ne demek oldugunu biliriz. Ülkemiz ates çemberi içersindeyken, babalar askerken elbetteki refah içersinde yasamak söz konusu degildir. Bunlar olaganüstü olaylar ve zamanlardir. Ama devletin amaci yurttaslarina refah yaratmaktir. Erkegin ve kadinin alçalmadan, düsmeden, çocuklarin yetenekleri kaybolmadan yasamalarini saglamaktir.

Bugün ülkemizde kirsal kesim insanlari yani köylüler kentlere gelemez olmuslardir. Ayaklari sehirlerden kesilmistir. Eskiden bir is yerinin, bir dükkanin önünden günde birkaç bin insan geçerken bugün caddelerde bu kalabalik, bu sayi kaybolmustur. Esnaf, bakkal kapilarda müsteri beklemektedir. Sikintili bir dönem yasamaktadirlar. Anketler, kamuoyu yoklamalari alarm vermektedir. Biz Cumhuriyet tarihinde halktan kopuk bir siyaset yasandigini ne gördük ve ne de okuduk. Böyle zamanlarda iktidarda olanlar halka umut siringa ederlerdi. "Bu dagin arkasi düzlüktür" derlerdi söylenen dogru olmasa da halk "Bu kadarda yalan olmaz" deyip umutlanirdi. Åzimdi ülkede bütün kesimler bosluktadir.

Boslukta olmayan sadece oligarsik bir zümredir, Onlarin tuzu kurudur. Bu durumda Victor Hugo'nun 200 yil önce söyledigi hala dünyamizda güncelligini korumaktadir. Söz bir Fransiz klasigidir ama yeryüzünün bütün geri kalmis yada azgelismis ülke insanlarini ilgilendirmektedir. 

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol