Öktener Kırklareli'ndeki bağcılığı kaleme aldı

Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Aslı Öktener, Kırklareli'ndeki bağcılık ve şarağ kültürünü kaleme aldı. Bir dönem Elele Dergisi'nde Yazı İşleri Müdürlüğü de yapan Öktener, gezi anıları düzeyinde kaleme aldığı yazısında, Dereköy yolu üzerindeki Baba Tepe'de konuk olduğu Aydın ve Nilgün İçten çiftinin bağlarının hikayesini de anlatıyor. Baba Tepe'de 200 dönümlük arazi satın alan çiftin üzüm üretimine, araziyi aldıktan sonra başladıklarına dikkat çeken Öktener, burada yılda 40 ton üzüm üretildiğini belirtiyor.
'Bağ Bozumu için yola çıkma vakti' başlıklı yazısında Öktener, "Üzümlerin, lezzetli şaraplara dönüşeceği sürecin başıdır eylül ayı. Şarap meraklıları şu sıralar bir üzüm bağından diğerine koşuyor... Biz de Kırklareli Baba Tepe'nin yolunu tutuyoruz" diyor. Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Aslı Öktener yazısında şu ibarelere yer veriyor, "Çoluk çocuk arabaya doluşuyoruz. Üzümleri koyacağımız bidonlarımız da yanımızda... Biz araç kiraladık ancak bağ sahipleri isteyenlere üzümleri adreslerine kadar gönderiyor. İstanbul'dan yaklaşık 3 saat süren yolculuğun ardından Baba Tepe'de bulunan, Aydın ve Nilgün İçten çiftine ait olan çiftliğe varıyoruz. Bu çiftlik Lig Spor ayakkabı markasının sahibi Aydın İçten'in çocukluk hayalinin gerçeğe dönüşmüş hali.
Bundan yaklaşık 15 yıl kadar önce arazi alma hayaliyle birkaç arkadaş birlikte yola çıkmışlar ancak ardı ardına yaşanan talihsizliklerden ötürü Aydın İçten tek başına almak zorunda kalmış 200 dönümlük araziyi... Banka emeklisi eşi ve iki oğluyla birlikte önce çiftlik evini kurmuş ardından tavuklar, koyunlar gelmiş...
İşin sürpriz kısmını sonra öğrenmişler. Arazi üzerinde yaptırılan ölçümler sonrası toprağın üzüm bağına çok uygun olduğu belirlenince tüm aile kolları sıvamış. İlk hasadı bağı kurduktan 4 yıl sonra almışlar. Şimdilerde ise bağdan yılda ortalama 40 ton üzüm elde ediyorlar. Bağdan aldıkları üzümlerin bir kısmını sofralık kullanıyorlar, büyük bir kısmı ise Merlot ve Cabernet cinsi üzümler. Evde şarap yapımına meraklı olanlar bağa gelip üzüm alabiliyor, geriye kalanıyla aile kendine ve yakın çevrelerine hediyelik şaraplar yapıyor. Bağın bulunduğu rakım seviyesi 440 olduğundan İçten çifti ürettikleri şarabın adını 'Baba Tepe 440' koymuş.
ÇOCUKLAR İÇİN CENNET
Biz yetişkinler üzüm toplarken eğleniyoruz ama çocuklara bakınca bizden daha fazla eğleniyorlar. Doğanın tam içindeler, tavuk kümesinden yumurta topluyor, koyunları seviyor, yavru köpeklerle oynuyor, özgürce koşup eğleniyorlar. Bizim için de üzümleri dalından toplamak eşsiz bir deneyim. Ben sadece Cabernet cinsi üzüm topluyorum. Bu seneki üzümler oldukça dolgun görünüyorlar. Renkleriyse müthiş! Ancak dalından üzüm toplamak göründüğü kadar kolay bir iş değil. Bizim gibi acemiler 2-3 kasa üzümü yaklaşık 2 saatte toplayabiliyor. Bağda çalışan işçiler imdadımıza yetişiyor, kasalara doldurduğumuz üzümleri birlikte traktöre yüklüyor ve ezme işlemini yapan makinenin bulunduğu bölüme getiriyoruz. Kırılan üzümler bidonlara dolduruluyor. Üzerine bağdan gelen yabancı mayayı öldürmek için de kükürt koyuyoruz. İstenirse kükürtlemeden de güzel bir şarap elde edilebiliyor.
Tüm bunlar olurken Nilgün İçten yanımıza geliyor ve yemeğin hazır olduğunu söylüyor. Masadaki her yiyeceği kendileri yetiştirmişler; domates, salatalık, yeşillikler, keçi peyniri, tavuğun üzerine koymak için hazırladıkları kızılcık sosu, ekmekleri ve tabii en önemlisi de şarapları: Baba Tepe 440.  Bu çiftlik sadece üzüm ve sebze mahsulleriyle değil arıcılıkla da ilgileniyor. Doğanın içindeki 200 dönümlük araziyi her türlü geri dönüşüm için kullandıkları apaçık ortada... Bunlardan biri de 2013 yazına kadar bir pansiyon kurmak olacak. Şehir dışından özellikle de Bulgaristan'dan üzüm almak için hafta sonu çiftliğe gelen konuklar burada daha fazla zaman geçirmek istediğinden yeni bir projenin içinde buluyorlar kendilerini.
Tüm işleri bitirtip yemeğimizi de yedikten sonra eve dönme vakti geliyor. Ev sahipleri bir şıklık yapıp yanımıza ev yapımı domates salçaları ve çocukların topladıkları yumurtaları da paketleyip koyuyor. İnsan daha başka ne isteyebilir ki?
Meraklılarına tarif: Ev şarabı nasıl yapılır?
Üzümler patlatılıp bir kovaya ya da bidona doldurulur. Kükürtlenen üzümlerin üzeri tülbentle örtülür ve 24 saat bekletilir. 24 saatin sonunda mayalama işlemine başlanır.
Kaynatılan sıcak su 50 dereceye kadar soğutulur. Temiz bir cam ya da porselen kaba iki çorba kaşığı şeker, yarım bardak su konulur. Üzerine kovadan alınan yarım bardak şıra eklenir.
Karışımın sıcaklığının 37derece civarında olması gerekiyor. Daha sonra üzerine kovadaki üzümün miktarına göre belirtilen ölçüde maya eklenir. Üzeri temiz bir bezle kapatılır. 30 dakika sonra mayalı karışım hazır. Ve mayalı karışım üzüm kovasının içine dökülür.
Kovanın içindeki üzümler günde en az iki kere aşağıya doğru bastırılarak karıştırılır ve şıraya oksijen desteği sağlanmış olunur.
Yaklaşık 1 hafta sonunda fermantasyon tamamlanmış olur. Bir süzgeçle kabuklar ve şıra birbirinden ayrılarak damacanalara doldurulur. Damacanalara hava kilidi takılır.
Hava kilidi ticari olarak satın alınabilir ya da ince bir hortumla kendiniz de yapabilirsiniz. Böylece içeride biriken karbondioksit dışarı çıkar, ancak içeri hava giremez. Yaklaşık 1 hafta sonra ilk aktarma yapılır. 1. ayın sonunda 2. aktarma, 3. ayın sonunda ise 3. aktarma yapılır ve 6. ayın sonunda şarap şişelenir"

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol