Ortada durmak...

Ülkemiz, bölücü oyunlarin araciligi ile ne zaman bir tehlikeye düsse, ne zaman bir sehit verdigimizi duysak, hep birlik ve beraberlik tablosu sergiliyoruz… Ama biz kendi içimizde bölünmüsüz haberimiz yok… Çok degil, sehit cenazelerinden 1-2 gün sonra tekrar hayatin kosusturmasina dalip gidiyoruz… Yine kafamizdaki düsüncelerimiz, yasamimizi yönlendiriyor… Insanlari siyasi görüslerine göre ayirip yargiliyor, objektif olamiyor, kisacasi "tarafsizlik" penceresinden bakamiyoruz. Bir düsünün… Türkiye bu sorunlar yüzünden kaybetmedi mi? Irk, dil, din ve görüs ayriliklari tüm dünyanin global bir sorunu degil mi?

 "Sag-sol" ayrimi bugün artik kendisini çok fazla hissettirmese de, geçmise baktigimizda bu ayrim birçok insani canindan etmis, her iki taraf da agir kayiplar vermistir. Üniversiteye okumak için gidenler, tam bir savasin ortasinda kaliyor, bir sekilde bir tarafin savasçisi oluyor, hayatinin baharindaki bu gençleri kötü bir sona dogru sürüklüyorlardi…

Ortada duran ise en büyük günahkârdi… Hala da o gözle bakarlar… Burada bahsettigimiz "orta"; suya sabuna dokunmayan, "Bana dokunmayan yilan bin yil degil, on bin yil yasasin" diyen, oturup kavgalari izleyenler degil… Hitap gücü olan, objektif, tarafsiz ve her görüse saygi duyan bir elçi konumunda bulunanlardan bahsediyorum…

***

Bildiginiz gibi gazetemiz bünyesine iki yeni usta yazar kazandirdi; Nevzat Laleli ve Mehmet Bedri Gültekin. Bu iki yazarimizin bakis açilari birbirinden oldukça farkli… Ancak bir gazetenin "tarafsizlik" politikasini en iyi farkli görüsleri ile bütün kesime hitap eden yazarlari ve onlarin yazilari gösterir.

Gazeteyi almaniz, her köse yazisini okuyacaginiz, her haberi inceleyeceginiz anlamina gelmiyor. Ancak her haberin ayri bir kitlesi, ayri bir ilgi odagi var… Sizin okumadiginiz bir yazi, baskasi için çok önemli olabilir… Sahsi fikrimi soracak olursaniz, bence en önemlisi "köse yazilari" dedigimiz küçük bilgi dagarciklarindan faydalanmak… Hepsi de ayri birer dünyayi temsil ediyor sanki…

Önadim Medya Grubu'nun bu "tarafsizlik" penceresi, gazeteyi okuyan herkese hitap etmeyi hedef aliyor. Bir gazetenin bundan daha iyi bir amaci olabilecegini düsünemiyorum açikçasi…

***

Önadim Gazetesi'nde her Pazartesi-Çarsamba ve Cuma günleri "Tabir-i Caiz" isimli bu kösede sizlerle beraber olali yaklasik bir buçuk ay oluyor… "Bir köse yazisi insanin hayatini degistiremez. Yine de denemeye deger!" slogani ile çiktigim bu yolda, ne kadar ilerledigime ancak siz karar verebilirsiniz… Elbette daha çok erken… Yolun basindayiz…

Geçtigimiz gün bir okuyucu yazilarimi çok begendigini ifade ederek, "S.O.S" baslikli makalemdeki;c "Insanlar yaslanip öldügüne göre, dünyanin da bir yasi oldugu ve onun da yaslanma ihtimalinin olacagi kimseye mantikli gelmiyor mu?" sorusunu, daha önce hiç bu sekilde düsünmedigini ve bu konunun önemsenmesi gerektigini vurguladi.

Bu beni çok mutlu etti… Demek ki dogru yoldayim…

Artik kalemim kirilsa da gam yemem…

ferdikurtbayram@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol