Yaşı 100'ü aşan Pavli panayırı, yarın misafirlerine kapılarını açıyor. Kırklareli Üniversitesi’nin Bahar Şenlikleri ile başlayan Festival coşkusu, Pehlivanköy'ün sonbahar festivali olarak bilinen PAVLİ'si ile taçlanıyor.
Bu yıl 104'ncü kez kurulacak Pavli, yine Pehlivanköy'e binlerce insanın akın etmesini sağlayacak. Panayır yine renkli görüntülere sahne olacak. Pehlivanköy Belediyesi de Kültür Bakanlığı'nın katkıları ile hazırlanan 104'ncü Pehlivanköy Sonbahar Panayırı ve Tarım Festivali'nin programını da açıklandı.
Eylül ayında binlerce insanın akın ettiği Pehlivanköy bu yıl 104'ncü kez Pavli ile coşacak.
12 - 15 Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Pavli, Trakya'daki iki büyük panayırdan biri. Trakya'nın tüm renklerini barındıran panayır, 1910 yılından günümüze kesintisiz olarak kutlanıyor. Belediye tarafından hazırlanan resmi program, 12 Eylül Perşembe günü saat 14.30'da bando takımı gösterisi ile başlıyor. Programda folklor gösterileri, mehter takımı gösterileri, hayvancılık teşvik yarışması ödül töreni ve konser gibi etkinlikler bulunuyor. 15 Eylül 2012 tarihine kadar devam edecek Pavli, halk arasında Pehlivanköy' e verilen isim. Pehlivanköy'den bahsederken eskiler hala bu ismi kullanmayı tercih ediyor.
Pavli'nin meraklısı yalnızca Trakya'nın insanı değil. Yakın çevrenden de pek çok kişi Pavli için buraya akın ediyor. Pavli'ye akın edenler arasında pek çok fotoğraf meraklısı da bulunuyor. Gazetecisinden, derneğine fotoğraf meraklılarının Eylül ayında buluşma adresi adeta Pavli oluyor. Burada çekilen fotoğraflar çeşitli yayınlarda ve internet ortamında seyre sunuluyor. Pavli'yi en iyi anlatan kaynakların ortak cümleleri ise şu paragraflardan oluşmakta.
PAVLİ herkesin festivali
"Pavli Panayırı, 1910 yılından beri kesintisiz olarak kutlanıyor. Bazıları bu tarihin daha da geriye gittiğini söylese de, bu ola ki ilgiyi artırmak için abartılmış bir durumdur. Pehlivanköy sonbahar panayırı, Trakya'da Çatalca düzenlenen panayırla birlikte, son kalan iki panayırdan en büyüğüdür. Fakat ne kadar gözden kaçırılmak, hasıraltı edilmek istense de, bu tarih ötelemeyle ilişkili bir başka gerçeği panayırın ruhunu diri tutmak için dile getirmekten çekinmemek gerekir. Tren yolunun hemen karşısındaki, Ergene Nehri kıyısındaki alabildiğine geniş düzlükte kuruluyor panayır. Panayır her ne kadar Romanların baskın tekelinde gibi düşünülse de, aslında durum pek de böyle değildir."
Samimi sohbetler ve fotoğrafçılar
"Tren yolunun karşısında, ellerinde çitledikleri gündöndüleriyle orta yaş üzeri Pomak kadınları, yöreye has feracelerinin ya da çemberinin ucuyla yüzlerinin çene kısımlarını mahçup utangaç bir edayla kapatıp, panayırı arzı endam eden iri gözlü, etine dolgun, makyajı yerinde Roman kadınlarını, kendilerini kemiren bir şüpheden alıkoyamayarak izlerler. Kendilerinden emin, kalabalığı umursamayan, yere sağlam basan adımla arada şen kahkahalar savurarak dolaşır Roman kadınları. Bilirler ki bütün gözler onlardadır. Son yıllarda panayırı çokça ziyaret eden fotoğraf tutkunlarına, bir artiz edasıyla en cakalı fotoğrafı vermek için birbiriyle yarışanlar da bir o kadar fazladır."
Tarihin o mistik havası
"Lunaparkta ne ararsan bulabilirsin. Oyun aletlerindeki kuyrukların haddi hesabı yoktur. Ama panayır lunaparktan ibaret değildir. Aksine lunapark küçük bir kısmıdır Pavli'nin. Üzerleri tentelerle örtülmüş stantlarda iğneden ipliğe, gerekliden gereksize ne varsa herşeyi bulabilirsiniz. Yöreye özgü basma helvaların olduğu stantlar çok renklidir. Çocukların dillerini damaklarını kiraz gibi boyayan horoz şekerlerinden elma şekerine kadar renk renk şekerlemeler, Osmanlı macunları, başka başka helvalar dizili tezgahlar iştah kabartır."
Parmaklarınızı yiyeceğiniz birbirinden iddialı yemekler
"Tazecik süt mısırları közlenen, kaynayan tezgahların başı da hep kalabalıktır.
Civar ilçe ve köylerin meşhur yemeklerini tadabileceğiniz, içine birkaç plastik masa atılmış stantların kokusu sizi nerede olsanız çeker. Trakya'nın her yerde aranan et ürünlerinin bir kimliğe bürünmüş tüm lezzetlerini bir başka stant da bulabilirsiniz.
Keşan'ın satır köftesine, Tekirdağ'ın meşhur köftesi eşlik eder bir başka köşede. En iyisini sadece Çerkezmüsellim'de tadabileceğiniz Hayrabolu köftesini - hizmette sınır yok - ayağınıza getiriyor Pavli panayırı. Pomak Mandıra'nın sütlü tavuklarını köz köz ateşlerde nar gibi görünce diliniz damağınıza yapışır. Hele ki en iyisini Uzunköprü Yeniköy'de bulunan "İsmail' in Yeri"nde yiyebileceğiniz çevirmeyi Pavli' ye özel bulabileceğiniz gibi, ev yapımı Yeniköy şaraplarının neden bu denli rağbet gördüğüne şaşıracaksınız."
İlk PAVLİ panayırını gören kimse yok
"Trakyalı köylü erkeklerle özdeş "Ecevit kasketini" başlarında yan çevirmiş yaşı ilerlemiş ama ruhları hep genç kalan ve yüzleri yılların mihnetinden bıçak yarası gibi çizgiler taşıyan zamanın tanığı ihtiyarcıklar, gırnatacılardan istekte bulunurken diri bir özlemle geldikleri toprakları yad ederler. Çevirmenin en iyisini muhakkak ki Trakya'da yersiniz, ama çevirmecilerin en kralları muhakkak Pavli'ye gelirler."
Pavlinin sahibi Pehlivanköy
Pehlivanköy, Kırklareli ilinin bir ilçesidir. İl merkezine 62 kilometre uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 25 metre yüksekliktedir. 5,000 civarında nüfusu olan ilçe merkezinin köyler hariç nüfusu 2.063 dur 1.040 erkek 1.023 kadın bulunmaktadır. İstanbul valisi Muammer Güler de zamanında bu ilçede kaymakamlık yaptığı ilçenin Kaymakamı İsmail Pendik,Belediye Başkanı Hüseyin Açıkel'dir. Hayvancılık yaygındır, genelde büyükbaş hayvancılık yapılır. Halk kendine yetecek kadar sebze yetiştirir. Çeltik tarlaları bulunmaktadır. Ergene Nehri ilçenin içinden geçtiği için, nehirdeki kirlilik ilçeye zarar vermiştir. Her sene eylül ayında düzenlenen sonbahar panayırı ve tarım festivali ilçenin en önemli günleridir.
104 yıllık festivallerini arkalarında bırakacak olan Pehlivanköy'de ilk yaşayanlar Traklardı. MÖ 700 yıllarında Ergene Nehri kıyılarına yerleşmişlerdi. MÖ 335 yıllarında Makedonlar topraklara sahip olmuştu. Daha sonraki yıllarda ise Trakya Devleti'ne bağlanmıştı. Büyük İskender'in ölümünden sonra Trakya 'da birlik bozulmuş ve topraklar iktidar mücadelesine şahit olmuştur. Pehlivanköy'ün eski adı Pavli'dir. Pavli'nin aslı Pavula'dır ve bu isim de hristiyan azizlerden Aziz Pavulos'tan gelmektedir. 46 yılında Roma topraklarına geçen bölge, Avrupa Hun Devleti tarafından işgal edilmişti. 850 yılında Bizans imparatoru III. Mikail, güneydoğuda kendisine zorluk çıkaran Palivkain aşiretini bu bölgeye getirmiş ve bölge adını bu aşiretten almıştı. Bölge Roma İmparatorluğu ve Bizans zamanında hristiyanların merkezi olmuştu. 10. yüzyılda Bulgarlar tüm Trakya 'ya yerleştiği gibi Pehlivanköy'e de yerleştiler. Balkan Savaşları sırasında da bir yıllık işgal altında kaldı ancak Bulgar'lardan geri alındı ve Pehlivanköy'de yaşayan Bulgarlar Osmanlı Devleti sınırları dışına çıkarılıp dışarıda kalan Pomaklar bölgeye yerleştirildi. I. Dünya Savaşı sonrasında da Yunanlılar tarafından işgal altında kaldı. Yunan işgali de iki yıl sürdü. 9 Kasım da işgal sona erip Pehlivanköy Türk toprakları arasına katıldı.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol