Ortadogu’nun bir Petrol Denizi oldugunun anlasildigi 1900’lü yillardan beri bu cografya bölgesi siyasi çekismelere, çikar kavga ve çatismalarina sahne olmaktadir. Osmanli Devleti buralari kontrolü altinda tuttugu dönemde Ortadogu ülkeleri Osmanli’nin disiplini altinda huzurlu yasamislardir. Petrolün varligi gündeme gelince Ortadogu’da Alman- Ingiliz rekabeti baslamis, Almanlar Osmanli’yi kullanarak, burada egemenlik kurmak isteyince Ingiliz emperyalizmi Osmanli’ya karsi Arap çevreleriyle temasa geçmis ve kurduklari isbirligi ile Birinci Dünya Savasi’nda Osmanli Devleti’ni arkadan vurmuslardir. Bu dünya savasinda Almanya etkisiz hale gelince Osmanli Devleti Ortadogu’da gücünü ve hakimiyetini kaybetmis, boslugu Ingilizler doldurmuslardir.
Ingilizler, Osmanli Devleti Ortadogu’dan çekildikten sonra burada Gecekondu Devletler meydana getirmislerdir. Araplari bölüp yönetmek islerine gelmistir. Ancak Anadolu Ihtilali ve Atatürk Devrimi’nin Arap milliyetçi gruplarini tetiklemesi üzerine Misir’da, Irak’ta, Suriye ve Iran’da arkasi arkaya askeri darbeler meydana gelmis, sinirlarinda günesin batmadigi Ingiliz Imparatorlugu zaman içersinde Britanya Adalari’na çekilmek zorunda kalmistir. Bu arada 1948 yilinda Israil Devleti kurulmustur. Israil Devleti’nin kurulmasi Ortadogu’da bardagi tasiran bir mücadele konusu olmus, Arap-Israil Savaslari baslamistir. Bu savaslari Araplar hep kaybetmislerdir. Sonuçta topraksiz bir ulus olan Yahudiler toprak, topragi olan Filistinler yurtsuz kalmislardir. Bugün Israil-Filistin çatismasinin temelinde bu vardir. Bu kavga üçbin yilliktir. Bu kavga bir çesit Din ve Yurt Kavgasi’dir. Filistin, Yurt anlamina gelen bir isimdir. Bugün itibariyle Filistin devlet olmanin mücadelesini vermektedir. Israil’e karsi Arap Birligi adi altinda birlesmis olan 333 milyonluk 22 Arap Devleti bugün Israil-Filistin Kavgasi’ni seyretmektedirler. Türkiye ise Filistin Halki’nin koruyucusu durumuna gelmistir. Oysa Atatürk’ün Arap çekismelerine mesafeli kalmamiz gerektigi yolunda yöneticilere bir uyarisi vardir. Islam Dini dolayisiyle halkimizin “KAVM-I NECIP (Peygamber Soyu) dedigi Araplar DINDAS olmamizin disinda bize yakin degildirler. Birçok kitap Türkleri sevmediklerini de yazar.
Araplar, Filistin’e niçin seyircidirler? Biz neden Filistin’in hamisi durumundayiz?
Arap ülkeleri Hamas Terör örgütü dolayisiyle Filistin’e destek vermekten kaçinmaktadirlar. Zira Hamas’i Ortadogu liderligine oynayan Iran’in örgütlü bir gücü gibi görmektedirler. Bundan baska Arap liderleri ve Arap oligarsisi Amerika ile içli dislidir. Arap Petrol Dolarlari Amerikan Bankalarindadir. Ayrica Amerika’nin, Ortadogu politikasinin Israil’in varligina endeksli oldugunu görüp bilmektedirler. Bundan dolayi Filistin için toplanip dagilmakla yetinmektedirler. Irak için de ayni politikayi izlemislerdir. Bugün itibariyle Araplar Atatürk ve Iran Humayni Devrimi’nden korkmaktadirlar. Israil’in, Filistin’e yüklenmesinin, Gazze’de bir savas provasi yapmasinin nedeni Hamas’in Iran ile baglantisi nedeniyledir. Bu açidan bugün için Türkiye’nin Filistin politikasini anlamak mümkün degildir. Bazi siyasi gözlemciler ve yazarlar bunun içe dönük bir Dindaslik Politikasi oldugunu yazip söylemektedirler. Bazi çevreler de Ilimli Islam Politikasi’nin Araplar’a yaklasma olarak gördüklerini yazmaktadirlar. Hatta Amerika’nin, Türkiye’ye bu baglamda bir rol verdigini, bunun ILIMLI INSAN KUSAÄzI meydana getirmek oldugu ileri sürülmektedir. Amerika’nin radikal Islamciligi Ilimli Islamlikla etkisiz hale getirmeyi küresel bir hedef haline getirmek istedigine dikkat çekilmektedir. Bu baglamda Avrupa Birligi üyeligini düsleyip Ortadogu için çalismak Türkiye’nin çikarina degildir. Irak’ta Kirmizi Çizgileri’mizi kaybettik, Ortadogu’da ise ekonomik çikarlarimiz disinda fazla birsey elde etmemiz mümkün görülmektedir. Iran ve Misir Türkiye’nin Ortadogu’da fazla rol almasini istememektedirler. Bu gerçegi görmek gerekir.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol