POLATLI'NIN ORTASINDA TEK KATLI İKİ GÖZLÜ EV

2002 yıllarında Ankara'da bana sormuşlardı. "ATATÜRK'ü halka niye öğretemedik?"
Mustafa Kemal'i öğretmek ciddi bir eğitim işi, bir kadro işidir. Önce Mustafa Kemal'i okumuş, okuduğunu anlamış biri olarak fikir ve düşüncelerini açarak söylemlerinin bilgi ve bilincine varmış aydınlara, öğretmenlere ihtiyaç vardı. Atatürk'ün misyonu, vizyonu özgürlük ve bağımsızlık olduğuna göre dünyada bu bağlamda yapılmış mücadeleleri iyi bilmek gerekir. Biz Mustafa Kemal'in düşüncelerinin derinliğine inmedik, ayrıntılardaki Mustafa Kemal'in üzerinde durmadık. Şimdi onun çevresi yazarlarından, Anadolu'da milli mücadeleyi izlemiş ve sonra izlenimlerini, gözlemlerini "VATAN YOLUNDA" adlı kitabına yazmış, VATAN YOLU kitabına geçmiş mücadeleler, milli mücadele gerçekleri, yoksul insanların yurt sevgisi, cephe komutanlarının özverileri beni çok etkiledi. Şimdi Yakup Kadri'nin yazdıklarından bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Sakarya Meydan Muharebesi günleridir. Bütün cephe komutanları, başta Başkomutan Mustafa Kemal ve İsmet İnönü olmak üzere Anadolu halkının, yeni kurulmuş ordunun savaşa hazırlığı ile meşguldürler. Düşman Ankara'ya doğru ilerlemektedir. Mustafa Kemal planı düşmanı Sakarya Nehri'nin kıvrımına çekmek suretiyle, işini orada bitirmektir. 100 km. cephe genişliği olan Sakarya Meydan Muharebesi 22 gün, 22 gece devam etmiş, zafer kazanıldığında herkes derin bir nefes almıştır. Bu savaş tarihin en uzun Meydan Muharebesidir. Sonuçta herkes sevinmiş, şenlikler yapılmış, MUSTAFA KEMAL'İN ASKERİ DEHASI DÜNYADA BURADAN DUYULMUŞTUR. Sakarya Savaşı zor bir savaştır. Mustafa Kemal Türk ordusunun kazandığı bu savaşı "MELHAKE-İ KÜBRA"ya yani çok sayıda kayıplara ve ölümlere yol açan Meydan Muharebesi olarak vasıflandırmaktadır." Yakup Kadri de "TÜRK ASKERİNİN FEDAKARLIĞINDAN, MUSTAFA KEMAL'İN DEHASINDAN BAŞKA HİÇBİR UMUDUN KALMADIĞI BİR ZAMANDA BU SAVAŞ KAZANILMIŞTIR" der. Savaşın külleri soğumadan Garp (Batı) Cephesi Komutanı İsmet Paşa'dan izin alıp harp meydanını gezmek, dua etmek istediğini söyler. Bu isteğini İsmet Paşa'ya iletir. İsmet Paşa da izin için o sıra Milli Savunma Bakanı olan Rafet Paşa'ya yazı yazar, "Yakup Kadri Bey'e geçici izin verin" diye bildirir. Bundan sonrası için ünlü roman yazarı Yakup Kadri şunları söyler ve şunları yazar:
Soğuk, yağmurlu bir sonbahar havası ve gecesi Polatlı'da İkinci Şube Müdürlüğüne gider ve İkinci Şube müdürlüğü binası hakkında şunları anlatır:
"Harap ve ahşap bir bina. Daha doğrusu bir han. Dört odası vardır. Odalardan birinin camı kırık, çuvalla örtülü. Çuvalla örtülü camın önünde seyyarımsı bir karyola var. Diğer odalarda Halide Edip Hanım, Şair Oğuz Bey, ünlü Türkçü Yusuf Akçura, Binbaşı Oğuz Bey kalıyordu. Ertesi sabah beni bir çamur deryası olan Polatlı'nın ortasında tek katlı iki gözlü bir köy evinde (Sarayda değil) tutuyordu. Külüstür bir evdi. Evin içi kupkuru tahta bir masa ve sandalye vardı.
İsmet Paşa ile burada karşılaştım. Kendisini Garp Cephesi Komutanı İsmet diye tanıttı. “Bundan sonra beraber çalışacağız” dedi. Çünkü Sakarya'dan sonra Büyük Taarruz yaşanacaktır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol