Türkiye'de üniversiteler çoğalınca üniversitelerin bilgi ve kültür araştırmaları da artmış bulunuyor. Üniversite Hocaları, tez hazırlayan üniversite son sınıf öğrencileri bilgiye ulaşmak için yoğun çalışmalar, araştırmalar yapıyorlar. Bunu olumlu bir gelişme olarak görmek gerekir. Türk halkının kültürü tümü ile dünya yüzüne çıkmış değildir. Bu bağlamda bilinen bilgilerden daha çok bilinmeyen bilgiler olduğunu düşünüyorum. Çünkü Osmanlılar'da oturdukları yerin kültürünü araştırma geleneği yoktu. Bu yüzden Osmanlı ümmetinin yarattığı HALK KÜLTÜRÜ çok kayıplar vermiş bulunmaktadır.
Araştırma, bilgiye ulaşma bizim koşullarımız altında kolay bir iş değildir. Kağıt ve Kalemi geç kullanan bir ulus olduğumuz için bilgiler kağıda geçmemiş, sözlü olarak kalmıştır. Sözlü bilgi yani ŞİFA-İ BİLGİ havada kalınca zaman içerisinde bilenler de kaybolunca BİLGİ GEÇEN ZAMAN İÇERİSİNDE KENDİNDEN ÇOK ŞEY KAYBETMİŞTİR. Cumhuriyetin ilanından itibaren bizim araştırmalarımız kalan bilgiyi bulan bir iş olmaktadır. Geç de olsa üzerinde yaşadığımız topraklarda yaşayanların yürüttükleri kültürü ortaya çıkarma süreci hızla devam etmekte, bilgi arşivlere girmektedir. Mesela bu yıl araştırma yapan bir iki üniversitesi hocası, 4-5 öğrenci bana başvurmuşlardır. Öğrenciler kitap okumadıkları için Bilgi Kaynakları'na gitmekte zorlanıyorlar. Çevrede Bir Bilen'i bulmak onlar için kolay olmuyor. Öğrencilere Bilgi Kaynakları'nı işaret etmek için tezi veren hocanın az buçuk Çevre Bilgisi'ne sahip olması gerekiyor. Bu bakımdan üniversitelerin çevreye açılmaları zarureti vardır. Belki ben yanılıyorumdur.
Sayın Prof. Dr. Ahmet Taşkın telefonla arayarak, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nde Sosyal ve Beşeri Bilimler hocası olduğunu, KOYUNBABA hakkında araştırma yaptığını, aradığı bilginin benim "EFSANEDEN GERÇEĞE KIRKLARELİ" kitabında bulunduğunu, ancak kitabı piyasada bulamadığını söyledi. Yararlanması için kütüphanemdeki kitabı hemen Sayın Profesör Ahmet Taşkın'a gönderdim. Kitabı kopyalayarak gerekli bilgiyi aldı, kitabı kargo ile geri gönderdi. Bir jest yaparak kendilerinin yazdıkları çeşitli beş tane kitap gönderdiler. Araştırmayı sonuçlandırıp, Koyunbaba'yı kitaplaştırdıktan sonra da kitabı göndereceklerini söyledi. Anladım ki Değerli bilim insanı Sayın Ahmet Taşkın bilgi paylaşımını sevmektedir. Konya Selçuk Üniversitesi'nden bir kız öğrenci (ÖZLEM BULUT) tez konusunun Kırklareli olması nedeniyle bana gelerek konusu ile ilgili bilgilerin bulunduğu YÖRE DERGİSİ'nin bu yerlerle ilgili bilgilerini kopya etti. Kırklareli Üniversitesi'nden de üç öğrenci tezleri dolayısıyla kütüphanemden yararlandılar. Kırklareli Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Sayın Mustafa Aykaç ile görüşmüyoruz ama çalışmalarını yakından takip ediyorum. Öğrenci sayısı itibariyle Büyük bir üniversite kurmayı hedeflemiş bulunmaktadır. ÖNADIM'a yaptığı beyanlardan bunu anlıyorum. Kendilerine başarılar diliyorum. Kırklareli Üniversitesi Sayın Aykaç'ın en büyük hizmeti olacaktır. Üniversitenin bilimsel çalışmaları yönünden de büyümekte olduğunu öğrenmek istiyoruz. Bu vesileyle şunu söyleyelim, üniversitede öğrenci sayısı arttıkça Kırklareli'nde sosyal hayat dinamik hale gelmekte. Esnafın dükkanlarına girenlerin sayısı artmaktadır. Pansiyonculuk gelişmektedir. Eğlence Kültürü çeşitlenmektedir.
Bugün de daldan dala, konudan konuya doğaçlama bir yazı ile köşemi boş bırakmaktan kurtuldum. Giderek hayattan koptuğumu anlıyorsunuz zannediyorum.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol