Cumhuriyet, hedefleri dogrultusunda yilmadan, usanmadan çalisan, ülkenin aydinligina, insanlarin mutluluguna hizmet eden bir degerini birkaç gün önce sonsuzluga yolcu etmistir. Türkan Saylan’dan bahsettigimi anlamissinizdir herhalde.
Prof. Türkan Saylan çok yönlü bir bilim insaniydi. Bu yazimda onun “Çok Yön”ünden degil, bir yönünden, ülkemizdeki Cüzzamli Hastalarla mesgûliyetinden söz edecegim. Ancak Türkan Saylan’in bu tarafina ünlü Fransiz yazari H.de MONTHERLANT’in “CÜZZAMLI KADINLAR” adli romandan söz ederek gelmek istiyorum.
Yasam Çizgisi “YAZMAK ve SEVMEK” olan Fransiz yazar Montherlant’in Türkçe’ye çevrilmis, “Kadinlara Aciyin”, “Genç Kizlar”, “Iyilik Seytani” ve “Cüzzamli Kadinlar” adli dört romani vardir ve bu dört roman birbirini tamamlayan konulari içermektedir. 1955 yilinda bu kitaplari alip okumusum. Simdi iyi hatirliyorum ki kitaplari zevkle okumustum. Özellikle “Cüzzamli Kadinlar” romanina fazla ilgi göstermistim. Zira ülkemizin Güneydogusunda da bu hastaliktan sikayetçi insanlarimiz vardir. Nitekim kitabin içine Prof. Türkan Saylan’in 1966 yilinin 28 Ocak günü Cumhuriyet Gazetesinde çikan “BUGÜN, DÜNYA CÜZZAM GÜNÜ” baslikli yazisi ile Dünya Saglik Teskilatinin cüzzamli hastalara iliskin bir haberine yer vermisim.
Elimdeki bilgiye göre 1992 yili itibariyle dünyada 3 milyonun üstünde Cüzzamli hasta vardir. Türkiye’de ise 3 bin 200 dolayindadir. Bu hastaligin iki tipi oldugu, tedavi edilebildigi, iki yillik bir ilaç tedavisinin olumlu sonuç verdigi söylenmektedir. Ancak Prof. Dr. Türkan Saylan bu hastaligin hemen ortadan kalkacak gibi olmadigini, Anadolu’da 2 bin hastaya ulastiklarini, tedavi ettiklerini, bu tedavi ile baskalarina zarar vermekten çiktiklarini, ancak bu hastalik yüzünden hastalarin sinir sistemlerinin bozuk oldugunu makalesinde zikretmektedir. Yirmi yildan beri Cüzzamli hastalarla ugrastiklarini söylemektedir. Cüzzamli Hastalar mesgûliyetlerine devam edeceklerini de belirtmeden geçmemektedir. Bu arada Cüzzamli hastalara sessizce yardim edenlerin, kendilerine destek saglayanlarin oldugunu belirterek bu insanlara “CÜZZAM DOSTLARI” adini taktiklarini vurgulamaktadir.
Türkiye’de Cüzzam ile mücadele 1963 yilinda Van’da baslamis ve bu çalismanin içinde Türkan Saylan Hoca da yer almis, önemli rol oynamistir. Bu nedenle Türkan Saylan Hoca herkesin Veba görmüs gibi kaçtigi bu hastalara sevkatle yaklasmis, Dogu’da, Güneydogu’da bu hastaliklarin Kurtarici Melegi olmustur. Ekibiyle birlikte hastaligin üstüne heycanla, coskuyla ve büyük bir insan sevgisiyle gitmistir. Böylece o, cumhuriyeti kuranlarin çizgisinde ve ülküsünde çalismanin en güzel örnegini vermistir. Cumhuriyetin bulasici hastaliklarla mücadelesini bilerek sorunun üzerine gitmistir. Frengi, Verem, Sitma, Uyuz, Cüzzam, Dizanteri gibi geri kalmis ülke hastaliklari Cumhuriyet Halki’nin ve Cumhuriyetçi idealistlerin sorunu olmustur. Prof. Dr. Türkan Saylan bu sorunun çözümünde önemli rol oynamistir.
Türkan Saylan’a vuranlar onu bir kere dinlemeliydiler. Bu seçkin insan ülkesine hizmetten öte ne yapmistir ki ona saldirmislardir? Sahi Türkan Saylan çok seyler yapmistir. Karanliga, Türkiye’yi sarmalayan cehalete isigini tutmustur. Bilgisizligin, egitimsizligin, okumayan gençlerin üstüne gitmistir. Tarihte ve bazi ülkelerde bu tür kendini topluma adamis aydinlar görülmüstür. Onlardan biri de Türkan Saylan olmustur. Arkasindan onbinler yürümüstür. Ülkesinin insanlari ona saygida, sevgide kusur etmemistir. Degerli hizmetleri ile MODEL olusturmustur. Ona saldiranlarin böylesine özellikleri, böylesine hizmetleri var midir? Hadi canim sende. Türkan Saylan Atatürk’ün Izin’de Cumhuriyet hedeflerine ve hakka yürümüstür. Rahmeti bol olsun.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol