Yıllar önce DR. Adnan Adıvar'ın bir yazısında okumuştum. Fransa'da Sorbon Üniversitesi Kütüphanesinde kitap raflarının uzunluğu 85 km. imiş. Bu demektir ki raflar kitap dolu. Bu bir üniversite kütüphanesi. Ya Fransa Milli Kütüphanesinin raf uzunluğu, kitap sayısı ne kadardır acaba? Bunlar tarihinin eski kütüphaneleri bu kütüphanelerin bulunduğu ülkeler uygarlıkta ileri gitmiş ülkelerdir.
Bildiğim kadarıyla dünyada birçok ülkede Milli Kütüphane vardır. Türkiye gibi Milli Kütüphaneye sahip olmakta geç kalmış ülkelerin kütüphanelerinde milyonlarca cilt kitap yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin MİLLİ KÜTÜPHANESİ ANKARA'DA 1933 yılında GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün emri ile kurulmuştur. Raflarında 2 milyona yakın kitap vardır. Nihayet 80-90 yıllık bir kütüphanedir. Türkiye'de çıkan bütün yerel ve genel gazeteler, dergiler ve kitaplar kanunen her gün Milli Kütüphaneye gönderilmek zorundadır. Ancak ülkemizin Milli Kütüphanesi ileri ülkeler kütüphaneleri kadar zengin değildir. Çünkü genç bir kütüphanedir. İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi en eski kütüphanemizdir. Bazı illerde eski-yeni kitaplar yönünden zengin kütüphaneler de vardır. Kütüphaneler bilgi ve kültürün depo edildiği yerlerdir. Özellikle Milli Kütüphaneler bir çeşit Merkez Bankaları gibi BİLGİ BANKALARI'dır. Kent kütüphanelerinde aradığınız kitabı ve bilgiyi Milli Kütüphanede bulabilirsiniz. Atatürk'ün okuduğu kitapları merak ettiyseniz bu kitapları Ankara’daki Milli Kütüphane’de bulmak mümkündür. Atatürk’ün kitapları sayfa kenarına düşülen notlar yüzünden bellidir. Mustafa Kemal okuduğu kitabın sayfaları kıyısına kendi düşüncesini de kaydetmeyi adet edinmiştir. Milli Kütüphane eski Başkanı Altınay Sernikli ile yapılan bir röportajda Türk Milli Kütüphanesi'nin Ortadoğu'nun en büyük kütüphanesi olduğunu söylüyordu. Bu söylemde Ortaasya Türk Cumhuriyetilerinin kütüphane ve kitap yönünden fakir olduklarını, özellikle Türkler hakkında yazılmış eser bulunmadığına vurgu yapıyordu. Burada Asya Anadolu'dan öte, Avrupa Viyana'dan sonra demek gerekiyor. Tabii bu bağlamda Milli Kütüphanelerin diğer kütüphanelerden farklı olduklarını da bir kez daha belirtmek gerekiyor. Çünkü Milli Kütüphaneler daha çok bulundukları ülkelerin yayınlarını toplar, bünyesinde bulundurur. Milliliği de bundan ileri gelir.
Kütüphaneler, kitaplar, kitapları okumalar bir bütündür. Birbirleriyle bağlantılı olan şeylerdir ve insanla ilgilidir. Okuyan olmaz ise raflarda kitap ne işe yarar. Dünyada insanoğlunun strateji buluşları vardır. O buluşlardan bir tanesi kitaptır. Kitap bilgiye, hayata tutulan aynadır. Yaşanmış hayatlar, yaşanması muhtemel olan olaylar kitabın içindedir. Onun için kitap bilgidir, öğreticidir, kültürdür. Okumayanlar onun değerini bilseler evlerini kitaplarla süslerler, ona ulaşmak için dizleri üstünde giderler. Bu tabii okuma alışkanlığı, kitap dostluğu, kitap yazarı ile tanışma arzusu olanlar için söz konusudur.
Şimdi bir yabancı yazarın kitabını hatırladım. Diyordu ki "KİTAP OKUYUN ZENGİN OLUN." Bu cümleden çıkan anlam daha çok para zengini olmak değil, fikir, bilgi ve kültür zengini olmaktır. İngilizler onun için derler ki "OKUYANIN SÖYLEYECEĞİ ÇOK-OKUMAYANIN SÖYLEYECEĞİ HİÇ YOK." Kitap okumayanlar kafalarının çimentolaştığını biliyor, bunu hissediyorlar mı?
Ne diyelim? Kitaplara, kütüphanelere koşun. Onlar sizi bekliyor. Onlar da yalan dolan yok. Bilmediğimiz, tanımadığımız, bir yazarın kitabını okurken onunla konuştuğunuzu, onunla arkadaşlık ettiğinizi hissediyorsanız siz bahtiyarsınız.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol