CHP Mersin Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Fikri Sağlar, “Rejim Değişikliğine Evet mi? Hayır mı?” isimli toplantıya katılmak üzere geldiği Kırklareli’de, 16 Nisan’da yapılacak referandumda neden “hayır” diyeceklerini açıkladı.
Eski Kültür Bakanı, CHP Parti Meclisi Üyesi ve Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, “Rejim Değişikliğine Evet mi? Hayır mı?” İsimli Paşa Kafe’de düzenlenen toplantıda partililere hitap etti.
Sağlar, Anayasa değişikliğinin özünde tüm yetkilerin tek bir kişinin elinde toplanmasının yattığını bunun ise hiç kimsenin can güvenliğinin kalmayacağı bir dönemi başlatacağını öne sürdü.
Paşa Kafe’de 12 Şubat 2017 Pazar günü saat 16.00’da yapılan toplantıya CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, CHP İl Başkanı Ünal Başkur, Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker, İl Genel Meclis Üyesi Cavit Çağlayan, eski belediye başkanları ve partililer katıldı.
Toplantı Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu’nun konuşması ile başladı.
Gündoğdu, konuşmasında, “Vaziyeti idare mi edeceğiz, vaziyeti kurtaracak mıyız? Bizler vaziyeti kurtarmak üzere geliyoruz. 15 yıldır bu ülke kötü idare ediliyor. Bu sonun başlangıcı olacak. Önümüzdeki süreç Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma mücadelesidir. Bu referandumun telafisi mümkün değil. O yüzden hayır çıkartmalıyız” dedi.
Tüm yetkileri bir kişinin elinde toplayacaklar
Gündoğdu’nun konuşmasının ardından Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, kürsüye geldi.
Sağlar, konuşmasında zaten AK Parti’nin 15 yıldır iktidarda olduğunu, bu süre içerisinde de istediğini yaptığı belirterek, “Ancak bu sürede birde direnç vardı. 15 yılda AKP bu direnci yavaş yavaş azalttı. Türkiye 15 yılda göreceli demokrasiden bir totaliter rejime giden bir dönemi yaşadı. Her adımda kendi düzenlerini kurdular. Önce eğitimi sonra yargıyı yıktılar. 16 Nisan’da rejim değişikliğini getirecek bir referandum geliyor. 18 maddelik bir değişim söz konusu fakat 18 madde 178 maddelik Anayasa’nın 79’a yakın maddesini değiştiriyor. Özde maddelerin tamamı Türkiye Cumhuriyeti’nin her şeyini bir kişiye veriyor.
Anayasa değişikliğinin özünde bir kişiye yargıyı, yürütmeyi ve yasamayı vermek vardır. Burada kuvvetler ayrılığı değil kuvvetler birliği vardır. Rejim değişiminin nedeni budur. Hükümeti bir kişi kuruyor kimseye karşı sorumlu değil. O hükümet birimleri kendilerinden başka başkandan başka kimseye karşı sorumlu değil. Başkan bürokrasiyi, devleti şekillendiriyor. Tüm üst düzey kamu kurumlarının yöneticilerini atıyor. Özellikle eğitimi yönlendirecek olan YÖK’ü seçiyor. Orduyu yönlendiriyor. Başkan aynı zamanda parti başkanı olduğu için milletvekili listesini belirliyor. Meclisi fesih edebiliyor. Kararnameler çıkartarak meclisin görevini elinden alabiliyor. HSYK’nın 12 üyesinden altısını atıyor. 7’sini de başkanı olduğu partinin milletvekilleri seçiyor. Kendisini yargılayacak Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini belirliyor. 3’ünü yine Meclis seçiyor. Tek başına Anayasa Mahkemesi’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını ve İddia Makamında bulunacak olan Cumhuriyet Başsavcısını seçiyor. Yani Anayasa Mahkemesi’nin tamamını eline alıyor. HSYK’nın tamamını eline alıyor. Yüzde 51 oy aldığını düşünürseniz Meclisin 450, 500 milletvekilini eline almış oluyor. Böylelikle Türkiye’yi yönetiyor.
Buradan çıkan bir parti devletinin varlığıdır. Buna dur demeliyiz. Çünkü hiçbirimizin can ve mal güvenliği kalmayacaktır. Gelecek güvencesi kalmayacaktır. Burada bu konuşmayı yaparken başkanın talimatıdır diyerek hepimizi alıp götürebileceklerini bundan sonra yaşayacağız. Daha bu anayasa değişikliği olmadan “hayır” diyen gençleri sokakta gazlayan alıp götüren bunlar değil midir? “Evet” diyenlerle ilgili bir şey yaptıklarını gördünüz mü?
Bu gün bunu yapanlar rejim değiştikten sonra neler yaparlar? Hayır demek için ayağa kalkmalıyız. Bu ülkede özgür yaşamak istiyorum diyebilmeliyiz” diye konuştu. Sağlar, buradaki konuşmasının ardından önce Kaynarca ardından Lüleburgaz’a geçti.
Fikri bey siz dilediğiniz gibi ya da göstermek istediğiniz gibi anlatmakta hürsünüz ama bu bir sistem değişikliğidir. Senelerdir korkuttuğunuz gibi her seferinde sığındığınız liman gibi rejim değişikliği diye pişirip pişirip halka sunmayın artık. Belki her seferinde başka argüman bulamadığınız için bu halk asıl size "red" oyu veriyordur.