Rumeli'nde, Kırklareli'nde Mart Dokuzu

Önadım Medya Grubu köşe yazarlarından Selahattin Demiraco, Mart Dokuzu'nu geride bıraktığımız şu günlerde, baharı karşılamanın heyecanını yaşarken, eski "Mart Dokuzu" ve "41 Otu" geleneklerini, okuyucularımız için anlattı.
"Mart dokuzlarını hatırlarım çocukluğumun, gençliğimin. Tren yollarına çağla, erik koparmaya giderdik arkadaşlarla. Saçlarım üç dalga" diyerek sözlerine başlayan Demiraco, şunları kaydetti;
"Kara tren gelirdi karşıdan duman duman… El sallardık yolculara, onlar da bize. Analar kurabiye, renkli yumurta, peynirli börek yaparlardı. İstasyon karşısı hınca hınç kadın, kız, çoluk, çocukla dolu olurdu. Sevdalılar yârini arardı karşıdan. Bir gülümseme yeterdi onlara.
Gençlik bir daha ele geçmeyen, geriye gelmeyen yıllardır… Kızlar niyet çekerlerdi, Kırkbir Otu'nda. Maniler söylenirdi, türküler yakılırdı. Herkes güzeldi, şekerdi. Acı söz bilinmezdi. Sevdalı gençlerdik. Dallar pembe pembe, beyaz erikti. Yemyeşildi kırlar. Tren yollarında yürürdük. Babam uçurtma yapardı boyumca. O zaman bizi sevdiğini anlardım. Evlerin kapısına yeşil dallar asılırdı. O yıl güzel geçsin diye…
Sertti babalar. Sevdiklerini belli etmezdi. Analar ev işleriyle yorgun düşerdi. Öğleden sonra komşuda muhabbet edilirdi. Unutulurdu yorgunluklar. İnce yağmurlar yağar sokaklara. Top oynar çocukluğum. Mart dokuzunda eski anılarımı arayacağım tren yolunda. Ne var ki, kara tren gelmeyecek karşıdan duman duman. Gençlik arkadaşlıklarım hani nerede, yok yanımda. Yaş kemale erdi. Saçlarımıza karlar yağdı. Yorgun düştü kalbimiz…
Çocuklarımız büyüdü boyumuzu geçti. Onlar canlarımız. Onlar için yaşıyoruz… Hepimizi bahar kokulu rüzgârlar saracak. Akasyalar açacak sokaklarda. Salkım söğütler yeşerecek kız saçı gibi…
Bir nara atacağım efkârdan… Orhan Veli girsin koluma şiirler okuyalım onunla… Sonrada Dibek kahvesine uğrayalım…
Kırklareli ilkbaharda güzeldir. Trakya'ma bahar gelmiş. Balkan göçmenleri yaşama sarmaşık gibi tutunarak yaşarlar. Atatürk hemşerimizdir. Trakyam anılarla yaşar yazılarımda… Rahmetli annemin Martdokuzu kurabiyesini, irmik tatlısını, ıspanaklı böreğin, büryanını çok özledim. Ne güzel günlermiş.
Geçen sene Pınarhisar Dikilitaş Derneği kale önünde çok güzel bir Mart dokuzu etkinliği düzenlenmişti. Onlarda çok güzel bir röportaj yapmıştım.
"Trakya Gençleri Hasret Çeker" kitabımda bu güzel söyleşim vardır. Balkan Türkleri İlkbaharı 21-22 Mart günlerinde Martdokuzu Olarak Kutlar… Geleneksel olarak analarımız, komşularımız Martdokuzunu mutlaka renkli yumurta, toz şekerli kurabiye yaparak kutlardılar. İstasyon garının karşısında her Pazar yaz günlerinde oturup kurabiyelerini peynirli böreklerini yerken sohbet ederlerdi. Geleneklerimiz toplumun tarihsel kökleriydi.
Stresli bir dünyada yaşarken güzel geleneklerimiz yaşatılmalıdır.
Her 6 Mayıs günü Hıdrellez kutlanırdı. Şeytanderesi'nde, Büyükdere'de, Asılbeyli dere boyunda Kırklareli halkı çoluk çocuk ilkbaharı şenlikle piknik şekilden kutlardı.
Minibüsler; "Haydi dereye dereye" diyerek yolcu toplardı. Herşey anılarda kaldı… Güzel geleneklerimizi kaybettik."