Türkiye’nin öncelikli birçok hayati sorunu var ama bunlarin içinde daha öncelikli olanlar var. Bu öncelikli olanlardan birini geçenlerde Koç Holding’ten Ali Koç dile getirdi. Gazetelere yaptigi açiklamada dediki, ‘’Türkiye’de is arayan her üç kisiden biri mesleki yeterlige sahip degil. Sanayi, ihtiyaç duydugu vasifli (nitelikli) isgücünü bulamiyor. Bütün bunlara ragmen, aci bir gerçek, Türkiye’de gençlerin mesleki-teknik egitime istekleri giderek azaliyor. Aslinda olmasi gereken, mesleki-teknik egitimin piyasa sartlarina, piyasanin da meslek lisesi mezunlarinin is isteklerine cevap verebilmesidir. Ancak ne yazik ki henüz bu durumdan oldukça uzagiz.’’
Görülüyor ki Türkiye bu konuda bir kisir döngünün içindedir. Mesleki-teknik egitim piyasanin, sanayinin istedigi nitelikli (vasifli) meslek insani yetistiremiyor. Buna karsilik sanayi de meslek sahibi gençleri ise alamiyor. Bundan dolayi meslek liselerinden, meslek yüksek okullarindan yetisen gençler arasinda issizlik son derece yaygindir. Bundan, basta yatirim yetersizligi ve ekonomik kriz rol oynamaktadir. Belki daha baska, (mesela sanayi daha ucuz isgücü ariyor olabilir) gibi nedenler de vardir. Ancak görülüyor ki bu alanda yani Türkiye’nin mesleki-teknik egitim baglaminda ciddi sorunlari bulunmaktadir.
Basinda yer alan bilgilere göre bugün Türkiye’de 4 bin 450 mesleki teknik-egitim veren okul vardir. Bu okullarda okuyan 1 milyon 83 bin ögrenci bulunmaktadir. Ancak bu mesleki ve teknik egitim okullarindan mezun olanlarin yüzde 35’i issizdir. Bu ekonomik kriz ortaminda is bulmalari imkani da yoktur. Belki ilerde daha fazla issiz kalma ihtimalleri de olabilir. Çünkü uzmanlar Türkiye’nin ekonomik krizi atlatip düzlüge çikmasinin 8-10 yil olabilecegini söylemektedirler. Zira, Türkiye krize borçlu ve üretim düsüklügü sürecinde yakalanmistir. Kaldiki borç almaya da ihtiyaci vardir. Bu durumda vasifli ve vasifsiz çalisma çaginda olan insanlarimizi zor günler ve zamanlar beklemekteir.
Türkiye’nin yanlislarini, aksayan yanlarini düzeltmek için zamana ihtiyaci kalmamistir. Türkiye’nin kararlilaga çalismaya ama çok çalismaya ihtiyaci vardir. Cumhuriyeti kuranlar bunu Türk halkina daha bastan söylemislerdir. Az zamanda büyük isler basarilmistir ama daha büyük isler için daha çok çalismak zorlugu bulunmaktadir. Ingiliz iktisatçinin yillar ve yillar önce ülkeyi yönetenlere tavsiye ettigi gibi, “Türkler kalkinabilmek için 24 saat yerine 25 saat çalismak zorundadirlar.” Bu süreçte egitimin ekonomiye katkisini arttirmak amaciyla reform yapilmak lazimdir. Geçenlerde bu burada yazdigim gibi, “Bu egitim nereye gidiyor? “Sistemin içinde karmasa, birbirini tamamlamayan kopukluklar vardir. Oysa Türkiye’nin bu egitimden bekledigi vasifla yani kaliteli insan ve kusaklar yetistirmektedir. Çalismayi seven, isin ayibi olmadigini bilen, çalismak suretiyle kalkinacagimiza inanan insanlara ihtiyaç vardir. Önce buna ülkeyi yönetenlerin inanmis olmasi gerekir. Siz ülkeyi yönetenlerden bu halka bu tür gerçekleri söylediklerini, “Daha çok çalismaya ihtiyacimiz var” dediklerini duydunuz mu? Bu ülke yükselecekse çalisan insanlarin omuzlarinda yükselecektir. Süphesiz Türk halki, Türk köylüsü, isçisi çaliskandir ama görülmüstürki bu çalisma yetersizdir. Ögrencisi, isçisi, çiftçisi daha fazla çalisacaktir. Çalismayi daha fazla sevecektir. Ortaya herkesin begenip taktir edecegi isler koyacaktir. Ama her seyden önce okullarimizi, egitimi iyilestirmek zorundayiz. Buna çok ihtiyacimiz vardir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol