16 Kasım 2005'te İsviçre ile oynadığımız Dünya Kupası Avrupa elemeleri baraj rövanş maçının bitiminde yaşanan görüntüler hepimizin hafızasında derin izler bırakmıştır... Maçın bitiş düdüğüyle futbolcularımızın bir kısmı rakip takım oyuncularını çıkış tüneline doğru kovalamaya başlamış, sporcular birbirini tekmelemişti. O günkü teknik heyette bulunan futbol tarihimizin en efendi futbolcularından olan (Şifo) Mehmet Özdilek te o atmosferde yanından koşarak geçen İsviçreli futbolcuya tekme savururken kameralara yakalanmıştı. Bazı yorumcular onun için; ''kariyerine tekme attı'' demişlerdi. Gerek Mehmet Özdilek gerekse milli takımımız o faturanın bedelini ağır ödedi.
Ta Deniz Baykal döneminden beri CHP Genel Başkanlığına aday olup o kavgalı kurultay görüntülerini bize izleten, (bu yarış nedeniyle olduğu iddia edilen) rüşvet ve yolsuzluk eksenli suç dosyasıyla partiden ihracı ile gündem olan Sarıgül, bu yıl önce yeniden partiye dönüşü, İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkan adayı oluşu ve seçim çalışmalarında yaptıkları ile gündem olmaya devam ediyor. Daha önce de yazmıştım ama, onu yakından tanımadığım için kendi partilisi insanları ağır şekilde azarlayıp kovmasını seçim atmosferine yormuştum. Yine kendi partilisine 'teneke gibi durma, ya alkışla ya git' sözü de bomba gibi olsa da asıl bomba; sebebi ve siyasi görüşü ne olursa olsun bir vatandaşa yumruk ya da tokat atması, daha da kötüsü üstelik mikrofonlara konuşurken onun bir vatandaş değil Ak Partili olduğunu hatta sayın Başbakanın yönlendirdiği militan olduğunu iddia ediyor ki; insanın gözlerine kulaklarına inanası gelmiyor. Varsayalım ki bütün söyledikleri doğru. Türkiye'nin geleceğini yönetmeye aday bir siyasetçinin böyle ucuz şeyler karşısında bu aciz durumlara düşmesi ister istemez 'Çare Sarıgül'den, Çaresiz Sarıgül'e' dedirtiyor.
Kesinlikle siyasi olarak bakmıyorum. Tam bir hayal kırıklığı içindeyim. Bu muydu o memleketin en ücra köşelerine kadar her yere ''Çare Sarıgül'' diye yazılan adam. Zoraki gülümseyen, şekilden şekile giren bir yüz, uzman değilim ama Sarıgül'ün davranışları psikolojik bozukluk göstergesi. (Eğer o senaryo var idiyse büyük ihtimalle bozuldu ama) İstanbul'da olası bir seçim kazanması CHP genel başkanlığı yolunu açacak, peki ya sonra... Yarınlarımız kime emanet? Korumaların bile yapmasına tahammül edilemeyen bir hareketin bizzat üst düzey siyasetçi tarafından yapılması akıl almaz. Onun iddia ettiği gibi o vatandaş planlanmış bir provokatör değildir sanıyorum. Hadi o öyle diyelim, ya asıl Başbakan lehine tezahüratlarla Sarıgül'ün konuşmasını bastıran, sinirlerini allak bullak eden koskoca salon hepsi mi organize... Kendi seçim çalışmalarına destek vermek üzere orada bulunanlara bile hakaretvari hitaplar. Oradakiler planlı eylemler değildi belki ama bundan sonra onu çok daha zor durumda bırakabilecek provokatif eylemler olabilir, sadece ona değil ki herkes için geçerli bu kural. Herkes kendine yapılanın hesabını kendi kesmeye kalkarsa vay halimize.
Deniz Baykal'ın şantajla harcanıp yerinin Kılıçdaroğlu ile doldurulmasının bir senaryo olduğunu artık bilmeyen yoktur sanırım. Lafla olmuyor işte, iktidarı zorlayacak fikir ve politikaları o da üretemedi. Rahmetli Turgut Özal'ın güçlü iktidar olduğu dönemde; televizyondaki açık oturumda, dönemin Anamuhalefet lideri rahmetli Necdet Calp, gazetecilerin etkili muhalefet yapamadıkları şeklindeki sorularına: Beyefendi inanınız ki elimizden bir şey gelmiyor şeklinde cevap vererek acziyetlerini tarihe not düşmüştü. Bu günün farkı ne? Israrla yıkılmaya çalışılan Ak Parti iktidarının yerini kiminle dolduracaksınız. Üstelik ülkenin yeterince güçlü iktidarı var, ortada var olan muhalefet boşluğu, asıl mesele onu doldurmak.
Gerçi hiç bir zaman da açıkça yalanlamadılar da, hadi Cemaat - CHP - Sarıgül söylentilerini bir kenara bırakalım. Aday belirleme sürecinde yaşananlar gösterdi ki; hem de CHP'lilerin deyimiyle Sarıgül artık 'eşbaşkan' (kelime olarak tam açılımını bilmesem de). Yılların tecrübesi birçok belediye başkanını saf dışı bıraktı. Gelecekteki yönetim kadrosunu kafasında şekillendiriyor. Olabilir de; Gülen, ya da cemati ile ilgili bir soruya: Sarıgül'ün ötekisi olmaz, herkesi kucaklar demişti. Demişti ama bir özür dileme büyüklüğü göstermek yerine mağdur ettiği insanları hala suçlayıcı ifadeler kullanmakta.
Benim görebildiğim CHP de çok kişi derdi sineye çekmiş, şimdilik sus pus. Çok az bir çatlak ses dışında Sarıgül'lü olası bir seçim başarısına şartlanmış vaziyette bekliyorlar. Eğer tüm çabalara rağmen bir seçim başarısızlığı olursa CHP de dengeleri alt üst edecek gibi görünüyor. Sarıgül'ünde bunun farkında olmaması mümkün değil. İşler de pek yolunda gitmiyor gibi görülüyor, ondandır bunca yakışıksız hareketler ama... Benim dileğim Sarıgül o yumruğu ülke geleceğine değil sadece kendi kariyerine atmış olsun. Yoksa...
sairmehmet39@hotmail.com
0 539 839 75 78
MEHMET BEY DUYGULARINIZI GAYET GÜZEL YAZMIŞSSINIZ ELLERİNİZE SAĞLIKTA BENDE 34 YILDIR ISTANBULDA YAŞAYAN VE TİCARET YAPAN BİRİ OLARAK SİZE SORAYIM SİZ TİCARET YAPIYOR OLSANIZ DÜKKANINIZDA HIRSIZLIK YAPAN KASADAN PARA ÇALAN İNSAN ÇALIŞTIRIRMISINIZ BENDE VATANDAŞ OLARAK CEBİMDEKİ PARAYI ÇALMIYACAK ADAYA OY ATMAK İSTİYORUM YOKSA ŞUNU DEMİŞ BÖYLE DEMİŞ BEN AİLEMDE YERİ GELİYOR ALDIĞIM KARARLARLA İLGİLİ ÇOÇUKLARIMI VE EŞİMİ BİLE MEMNUN EDEMİYORUM HERKEZİ MEMNUN ETMEK MÜMKÜNMÜ VEYAHUT HERKESİN GÖNLÜNÜ ALAN MEMNUN EDEN VARMI ? SİZ BU YAZINIZDA BİRAZ KANTARIN TOPUZUNU TARAFLI OLARAK KAÇIRMIŞSINIZ AMA ÖNEMLİ DEĞİL İNSANLAR BİR ŞEKİLDE KENDİLERİNİ İFADE ETMELERİ LAZIM.