Türkiye devletçiligi halkin yoksullugundan, sermaye kitligindan kaynaklanmistir. Tabii PLANLI KALKINMA da bu meyanda gündeme gelmistir. Åzunca yil sonra DEVLETÇILIK Türkiye’yi kazanimlarini satacak, borçlarina mahsup edecek duruma getirmistir. Kaç yil oldugunu simdi hatirlamiyorum ama birkaç iktidar degisikligine ragmen özellestirme adi altinda Cumhuriyetin kazanimlarini satmak bitmemistir. Geçenlerde bir sag gazete haberinde, “özellestirme limanlarla devam edecek, sirada ehliyet ve plaka var” baslikli haberinde otoyollarin, Galataport’un, Milli Piyangonun, ölçü ve ayarlarin, ehliyet, plaka ve ruhsatlarin, kadostronun, seker fabrikalarinin sirada oldugunu yaziyordu. Daha önce de Istanbul’da bazi tarihi okullarin satilmak suretiyle 2 milyar dolar bir gelir elde edilecegi bildirilmisti.
Devlete ait birtakim mülklerin, sanayi tesislerinin, yollarin, okullarin, limanlarin, arazilerin, isletmelerin, çiftliklerin satilmasindan elde edilecek gelir yeni yatirimlara yönelecek, kalkinma süreci basladigi gibi devam edecek denmisti. Devlet mallarinin öncelikle halka satilacagi da söylenmisti. Rahmetli Ecevit bunlari satin alacak bir HALK SEKTÖRÜ oldugunu sik sik tekrar ediyordu. Fakat görüldü ki özellestirmede Halk Sektörü yoktur. Adi bile geçmemektedir. Çünkü, halk vardir ama bu halkin ekonomik gücü yoktur. Bu sektör dün oldugu gibi bugün de çökmüs gibidir. Hatirliyoruz 1950’li yillarda rahmetli Basbakan Adnan Menderes bir halk sektörü yaratabilmek için “HER MAHALLEDE BIR MILYONER” sloganini ortaya atmisti. Gerçi bugün ülkemizde milyar dolar zenginleri vardir ve bunlarin sayilari ekonomik krize ragmen giderek artmakta ise de halkin kendisinde degisen bir sey yoktur. Halk yine yoksul, yine açlik sinirinin altindadir. Vatandas ve Devlet de borç sarmalindadir. Özellestirmelerden elde edilen milyar dolarlara ragmen harcamalardan ileri gelen açiklar devam etmektedir. Devletin günlük geliri günlük harcamalarina yetmemektedir.
Ekonomi bilginleri iktidarin beyanlarinin aksine, ekonomik krizin devam ettigini, düzlüge çikmanin yillar alacagini söylemektedirler. Bu iktidarin son bes yili içerisinde bir milyondan fazla insan çalisirken çalisamaz olmustur. Isini kaybetmistir. Bunun yaninda yeni is hayatina gelmis 1.5 milyon genç insan da is bulamamistir. Ünlü ekonomist, Türkiye’nin uluslararasi söhreti Kemal Dervis, isini kaybedenler, yeni is arayanlar is bulamadiklari, ekonomiye dahil olamadiklari müddetçe Türkiye’de ekonomik krizin bitmis olmayacagini söylemistir. Hiç kimse vatandasi aldatmasin. Halkta para yoktur. Para Türkiye’nin nüfusunun yüzde 20’sinin elinde toplanmistir. Ekonomiye, gelire bu kesim hakimdir.
Elbette bu duruma oturup aglayacak degiliz. Ekonomiyi ögrenmeye devam edecegiz. Büyük Önder Atatürk, vatani kurtardigi, devleti kurdugu gün ekonomiyi bilmedigimizi söylemistir. Vatanin kurtulusundan sonra ikinci kurtulacak olanin halk oldugunu ifade etmistir. Halk kurtulamamistir ama birtakim insanlar kurtulmuslar, dünyanin zengin siyasileri arasina girmeyi basarmislardir. Ama siz onlarin halki konustuklarini duydunuz mu? Seçim döneminde halka yaklasanlar seçim sonrasi halka uzak kalmaktadirlar. Elbet bir gün halk atalarinin Cumhuriyete kazandirdiklarinin nereye gittiginin hesabini soracaktir. Yatirima dönüsmemesinin nedenini ögrenmek isteyecektir. Çünkü özellestirmelerden elde edilen paralarla yeni yatirimlar yapilacagi, yeni istihdamlar yaratilacagi söylenmisti.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol