SAYIN BAŞBAKANIMIZA AÇIK MEKTUP (ORMAN KÖYLERİ AÇILIM BEKLİYOR)

Sayın Başbakanım: 6 Aralık tarihinde ilimize ziyaret gerçekleştireceğinizi biliyor sizi büyük bir heyecanla bekliyoruz, hoş gelecek sefalar getireceksiniz. Sizi ve ekibinizi seviyor beğeniyor, icraatlarınızı takdir ediyorum. İlimize milyarlarca liralık yatırımlarla birlikte geldiğinizi de biliyor, ilimiz için, çevre ve bölgemiz için büyük birer nimet olan yatırımların her biri için ayrı ayrı şükran sunuyorum ancak...
Ben orman köylüsü olarak bu projelerin hiç birinde kendi adımıza hiç bir şey bulamadım. İnşallah Cuma günü ilimizde yapacağınız konuşmayı büyük bir heyecanla ve dikkatle dinleyeceğim, belki orada bize bir müjde verirsiniz. Seçim dönemlerinde sizin popülist politikalar izlemediğinizi biliyor takdir ediyorum. Orman köylülerinin beklentilerinin önünde yasal, anayasal engeller olduğunu da biliyorum ama umut dünyası işte... Her biri adeta ''mezra'' konumuna gelen orman köylerinin tamamen boşalmaması için vakit varken bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Başbakanım: Aslında size nasıl hitap edeceğimi de tam olarak bilmiyorum, ama sizin de bazen en sade halk dili ile konuştuğunuzu biliyor, sürçülisan edersem anlayışınıza sığınıyorum. Ben ilimizin birçok Istranca dağ köylerinden biri olan Merkez İlçe, Çağlayık köyünde yaşamaktayım. Durumlar size nasıl yansıtılıyor bilmiyorum ama buralarda hayat hiç te güllük gülistanlık değil. Buralarda ''ormancı'' halâ vali den büyüktür, kim bilir bazıları için belki sizden bile büyüktür, çünkü buralarda rızkın Allah'tan olduğu adeta unutulmuş, ormancının iki dudağı arasına sıkışmıştır. Geçmişte yanlış politikalarla, siyasi entrikalarla ağaç kesmekten başka bir şey öğretilmeyen orman köylüsü bu gün sudan çıkmış balık gibidir. Ormanlar yine kesilmekte ama kazanan köylü değildir. Biz omzumuzda odun taşıyarak ta helâl lokmamızı kazanmaktan aciz değiliz ancak; ''vahidi fiyat'' adı altında, çok ucuz fiyatlarla zararına çalışmak zorunda bırakılırken, ormanlarımızda yıkılmış binlerce ağaç ekolojik denge adına ya da kanun engeline takılıp çürümeye terk edilirken, bizler adeta sefalet içindeyiz. Yaş ağaç ta olamaz ama, hangi ölmüş ağaç insan yaşamından daha değerli olabilir ki? Ormanların cefasını çeken, yangın halinde ilk koşan, kanunen koşması zorunlu olan bizler külfetten nasibimizi alırken nimetten aynı ölçüde yararlanamıyoruz. Ben gerekli yerlerde derdimi anlatamasam da en azından ezilmeden kendimi savunmayı bilirim. Ya her türlü eğitimden yoksun, Amet, Asan, Üseyin, Üsmen aga ne yapsın...    
Kırklareli orman köylerinin pek çoğu aynı zamanda sınır boyu köyleridir, ata yadigarı toprakları terketmemek için şu serhat boylarında elimizden geleni yapmaktayız. Çok şükür ki güvenlikle ilgili geçmişte yaşanan sıkıntılarımız ortadan kalktı, bu konuda emeği olan herkese sonsuz şükranlarımızı sunarız.
Sayın Başbakanım: Siz ki; memleketin kangren olmuş bir çok sorununa, kendi siyasi kariyeriniz pahasına da olsa el attınız, neşter vurdunuz. Bizim adımıza bunların en önemlisi 2/B arazileri meselesidir. Yüz yıl önce savaşlar, bozgunlar ve mübadelelerle yurtlarını terk etmek zorunda kalan dedelerimiz buraları yurt edinip sabanla, kazmayla imar etmişler. Lâkin on yıllardır sürüncemede olup yılan hikâyesine dönen kadastro çalışmaları sizin döneminizde bitirilmek üzere kararlı bir şekilde hızlanınca, arazilerimiz artık tapulu olacak diye sevinen bizler bu kez de kadastro mühendislerinin, teknik elemanlarının insafsızlığına uğradık. Hiç bir belirli kriteri olmayan, bir yapılanın diğerini tutmadığı uygulamalarla arazilerimizin bir kısmı tamamen ya da kısmen, bir kısmı orman adına elimizden gitti, 2/B olanlar da zaten malûmunuz, tartışmalar devam ediyor. Bizde çalışmalar henüz bitmediği için fiyatlar konusunda bir şey söyleyemem ancak, önce ''aman 2/B olsun razıyız'' dediğimiz arazilerimiz için şimdi kara kara düşünmekteyiz. Geçimini sağlamaktan aciz bu insanlar olası bir satış halinde ne yapacaklar. Dede, baba yadigârı, zaten bir kaç parça olan bu arazilerimizin elimizden gitmemesi için sizden yardım ve anlayış bekliyoruz.  
Siz ki; Tanrı misafiri olup çat kapı fakir sofralarına konuk olmayı seversiniz, ben de sizin bu huyunuzu severim. Biz ki; sofrası fakir olsa da gönlü zengin insanlarız. Ola ki; yolunuz düşerse gönlümüz ve kapımız daima açıktır, sizi misafir etmekten sonsuz onur duyarız.
Siz ki; Hz. Ömer misali yöneticilik anlayışınızla memleketin hemen her sorununa vakıf olup çözümler üretme derdindesiniz. Ben orman köylüsü olarak, ola ki ayrıntılı bilginiz olmayabilir düşüncesiyle içinde yaşadığım toplumun, çevremin sorunlarını dile getirme düşüncesindeyim, orman köylerinin, köylülerinin beklentilerini bilesiniz istedim. Sürçi-lisan ettim ise affola. En derin saygılarımı sunuyorum.
Not: Bu açık mektubumu sayın Başbakanımıza ulaştırmak üzere kendilerine görev düşen Ak Parti İl teşkilâtımıza fazla bir yük yüklememiş olmak dileğiyle yardımlarını bekliyorum.                                            sairmehmet39@hotmail.com                                      0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol