SAIR GÜNER GÜRKAS

SAIR GÜNER GÜRKAS (ÖZSAN)
Öykü Denemesi
AYI PENCEREDEN SEYRET
Büyük ada sahilinde oturmus, karsi kiyilari segire dalmistim, isil isil elmas, Tepelerin ardindan, Ay bütün görkemi ile göründü. Huzur içinde, denizin üstünde yükselisini izledim. Yosun kokusu, dalgalarin sipir sipir, kiyiya vurusu, havanin serinligi, beni çok uzaklara götürmüstü. Kendimi geçmiste buldum.
Çocuklugumda gökyüzünü, Ayi, Yildizlari, seyretmeye doyamazdim. Artik apartmanlardan, sehirin parlak isiklarindan gökyüzünün güzelligini göremiyoruz.
Benim çocuklugumda köyümüzde elektirik yoktu, geceler karanlik olurdu. Lacivert gök, isil isil Ay, Yildizlar, hele samanyolu, güzelligine doyum olmazdi. Bazen Ayin etrafi hale olur, babaannem, bu ay yagisli geçecek derdi. O günler öyle güzel, öyle güzel, hâlâ özler unutamam.
Dokuz, on yaslarinda idim, kurak bir yaz geçirmistik, sonbaharda birkaç yagmur yagdi, ama toprak kanmadigi için kuyulara su gelmemisti. Kurak geçen yazlarda kuyularda su kalmazdi. Ovadaki kuyulardan, evlere özel yapilmis iki tekerlekli arabalara sabitlenmis tahta fiçilarla su getirilirdi. Bizim evimiz, köyün yukari kiyisinda, tepesinde Kale olan, dagin eteginde idi. Evimizin arkasinda, kayaliklarin içinde suyu çok tatli olan, bir kuyu vardi.
Kurak geçen yillarda, bütün kuyular gibi onunda suyu çekilirdi. Iki, üç metre derinligi dibi yekpare kaya kapli, bir kösesindeki çatlaktan, su siril siril gelmekte idi. Annem hep o kuyunun suyundan içmek isterdi. Aralik ayi girmisti, soguklar baslamis, yagmurlar yoktu, O gün hava yumusamis, gökyüzü bulutlarla kaplanmisti. Annem sanki kar yagacak havada kar kokusu var, insallah yagar, yoksa mahsuller olmayacak demisti. Gerçekten, lapa lapa kar yagmaya basladi. Küçük, büyük herkes isini gücünü birakip karin yagisini segire daldi.
Babaannem, buralara bu kadar sakin, yumusak kar yagmaz Piristinaya kar sakin yagardi, her taraf dize kadar kar olurdu, bana çocuklugumu hatirlatti, demisti. Kar bir süre yagdi, heryer bem beyaz, agaçlarin dallari karla yüklendi. Kar dinmis, aksam olmustu. Aksam yemeginden sonra, babam kahveye gitti, Annem, babaannem, Hacer abla sohbet eski kislar üzerine koyulmustu, soba birden çitir çitir, gürül gürül yanmaya basladi. Annem, hava ayaza döndü sobanin yanisindan belli diyordu. Babaannem, havanin ayaza çekmesi iyi kar sikilir, rüzgâr olursa karlari sürükleyip kürtün yapmaz. Babaannem, Hacer abla sigaralarini yaktilar, kar berekettir diye çok mutluydular. Biz çocuklar, lambanin önünde derslerimizi yapiyorduk saat epey geç olmustu, annem, Hacer ablaya, Hacer abla Destannene kuyusuna su toplanmistir gidelim içme suyumuzu alalim, insallah bizden önce kimse gitmemistir. Destannene evin arkasindaki kuyu, komsular, hepsi içme suyunu Destannene kuyusundan alirlardi. Annem bana Güner sen feneri al, ben feneri aldim, annem Hacer abla testileri kovayi aldilar. Disari çiktik, ayin ondördü hava açilmis, karin beyazligi üstüne ayin piril piril isiklarivurmus ortalik gündüz gibi, annemin deyimi ile otur oku, yaz, Agaçlar sanki bahar açmis segirine doyum olmuyor. Hava ayaza çekmis kar biraz sertlesmis yürürken kütür kütür ses çikartiyordu. Kuyuya epey su toplanmisti belli ki bizden önce kimse gelmemisti. Testileri doldurdular sohbet ederek eve gelmistik. Babamda gelmis ahira hayvanlari dolasmaya girdi, hayvanlara baktiktan sonra hep birlikte yukari çiktik. Annem, Hacer abla birlikte yataklari hazirladilar, hepimiz uykuya yattik. Beni uyku tutmadi, aklim disaridaki güzellikte idi, ayaklarimin ucuna basarak sessizce sofaya çiktim, askidan babaannemin eski siyah mantosunu aldim usulca disari çiktim dis kapinin esigine mantoya sarinarak oturdum.
Ayi yildizlari kari kardan baharla donanmis gibi agaçlari segire daldim, kisa süre sonra uyuya kalmisim. Annem dis kapinin açildigini duymus birinin tuvalete gittigini düsünmüs tekrar geri gelmeyince merak etmis uyku tutmamis, kalkmis tuvalet disarida oldugu için (bahçede) feneri eline almis dis kapiyi açmis.
Kapi açilinca kapkara bir topak ayaklarinin içine yuvarlaninca çigligi basti, annemiz sesine, bütün ev halki, sofaya firlamisti. Ben çok korkmus hiç kipirdamadan gözlerim kapali yerde yatiyordum. Babam, bu ne budala evlât, donup kalacak. Babaannem, beni yerden kaldirdi siz gidin yatin, bir daha böyle birsey yapmaz, dedi.
Babaannem bana, more senin bu ayazda çardakta ne isin vardi. Ben hiç konusmuyordum. Ayaklari buz olmus diyerek, beni kendi odasina götürdü. Ayaklarimi ogusturarak isitti, yatagina yattik beni oksayarak tekrar sordu neden disari çiktin, annen duymasaydi donarak ölecektin dedi. Aglayarak cevap verdim, Ayi seyretmeye çiktim.
Sus aglama, bir daha ayi pencereden seyret, simdi uyumalisin, sabah okula gideceksin dinlenmelisin, uyumazsan dinlenemezsin. Allah rahatlik versin dedi bende ona iyi geceler dedim uykuya daldim.
Uzun yillar geçti o geceyi hiç unutmadim.
Güner Gürkas
BÜYÜKADA
2004
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol