Birkaç ay önceydi; televizyonda yayınlan Kim Milyoner Olmak İster adlı yarışmada sorulan : Haziran ayındaki seçimlerde kimleri seçeceğiz şeklindeki (milletvekili, belediye başkanı, vb. dört şıklı) soruya yarışmacı cevap veremeyince seyirciye sorma joker hakkını kullandı ama ne gariptir ki cevap veren seyircilerinde büyük bir bölümü yanlış cevap verince programın sunucusu usta oyuncu Selçuk Yöntem kısa süreli ama çok derin bir şaşkınlığa ve düşünceye büründü. Eski belediye başkanımız Kadir Gökçe'nin başından geçen ilginç bir olay: Başkan seçildiği günlerde yanına yaklaşan bir çingene vatandaşımız (onlar kendilerini öyle ifade etmekten çekinmedikleri için öyle yazdım); başkanım artık bize de bir iyilik yaparsın gibi birşey deyince, Kadir başkan da sen bana oy verdinmi ki sorar, cevap çok güzeldir: Evet sana oy verdim başkanım, ''kırat''ın böğrüne bastım mühürü... Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde asla Selâhattin Demirtaş'a oy vermeyeceği bilinen bir vatandaşımız kime oy verdiğini tarif ederken; hani en yakışıklı biri vardı ya ona bastım mühürü der... Her ne kadar seçmen profilinin büyük çoğunluğu bu yönde diye düşünülse de halkımız sessiz sedasız tepkisiz sanılsa da son onüç yıla bakıldığında siyasetçilerin ve akıl hocalarının üstüne kendi aklını koyarak ülkenin gidişatına yön veriyor. Seçim trafiği tüm hızıyla sürüyor, bir tek Ak Partinin ilimizde seçim çalışmaların başlangıcını yaptığı programa katılabildim. Kırk Şehitler'deki mübarek cuma namazı çıkışı kurbanlarla, dualarla başlamıştı çalışmalar. Bizim kültürümüzde iyi ve hayırlı bir işe başlamanın gereği buydu. Sonuçta ülkemizi yönetmeye aday insanlarımızın hayırlı bir yola çıkarken halkın dualarını ve Hak'kın desteğini talep etmeleri çok güzel ve anlamlı. Abdülhamit Oruç hocamızın güzel duası ile başladılar yolculuğa Allah hayırlı etsin utandırmasın. CHP’nin belediye başkanlığı seçimlerinde yaptığı gibi; adaylar konusunda herkesi bir anlamda ters köşeye yatırdı Ak Parti. Başkaları ne düşündü bilemem de benim için A. Zeki Kılavuz veya Şenol Gürşan ilk isimdi ardından Türker Yörükçüoğlu gelirdi. Doğru ya da yanlış ama adaylar bu şekilde belirleniyorsa buradaki bakış açısıyla Ankara'daki elbette farklı olabilir. Bize düşen görev tercih edilen isimlere ve hangi partiden olursa olsun bizi temsilen seçilecek olanlara saygı göstermektir. Belki herkes gibi benim de gözlerim ister istemez iki ismi aradı o törende. Sayın vekilimiz meclis çalışmaları için Ankara'daymış, her ne kadar siyaset bunu gerektirse de sayın A. Zeki Kılavuz'u olgun davranışından dolayı tebrik edip en anlamlı katılımın kendisi olduğunu söyledim. Onların işi gerçekten zor. Büyük umutlarla yola çıkıp belki büyük vaatler de alıyorlar, sonra... Bir yönden de ilimize hizmet etmek için yarışan birbirinden değerli bu hemşehrilerimizin varlığını ve çokluğunu görünce mutlu oluyor insan. Bir çoğunu bu vesile ile tanıyoruz. Ak Parti 1. sıra adayı Hamdi Irmak'ın öz geçmişini okuyunca şaşırıyor insan. İlimizden yetişen bu başarılı bürokratı tanıyan kaç kişi vardı ki. (Diğer pekçok değerlerimizi tanıyanların da sayısı sorgulanır ya). Durumu ibretlik bir başka hemşehrimiz; Vecdi Gündoğdu. Kör topal da olsa işleyen demokrasi nelere kadir. Bilmem kaç kere gidip gelmesiyle meşhur Süleyman Demirel gibi il başkanlığı görevinden alındıktan sonra seçimle yine il başkanı olmuştu ki; belediye başkanlığına aday olmak için il başkanlığından istifa etmesini ''bertaraf etmek için oyun oynadılar''diye yorumlayan bile olmuştu. Tabiri caiz ise belki kendisini harcamak isteyenlerin önünde, önlenemez yükselişle seçmen iradesi ile sandıktan ikinci isim olarak çıktı, bundan sonrası partisinin seçimde alacağı oylara bağlı. Sandıktan ikinci sırada çıkmasının dışında bu yönü ile de cumhurbaşkanımızın her türlü oyuna hileye rağmen önlenemeyen yükselişine benzetiyorum Vecdi Gündoğdu'nun durumunu: Halk sahiplenip Hak'ta yürü ya kulum deyince kim ne engel koyarsa koysun. Engeller bazen basamak yapmaya da yarıyor demek ki. Netice itibarı ile ilimizi mecliste üç yeni isim temsil edecek hepsi bizimdir, kim hayırlı hizmetlerde bulunacaksa o seçilsin. Bu seçimde kilit HDP’nin barajı aşıp aşmaması. Yakın siyasi tarihimizde CHP'ninde MHP'ninde seçim barajını altında kalarak meclise giremedikleri dönemleri de gördük ama bu sefer işler ve hesaplar çok başka boyutlarda, ve bunu bildikleri için en çok ta onlar üzerine yatırım yapılıyor. Son yıllarda seçim süreçlerinde, öncesinde ve sonrasında tamamıyla hem sayın cumhurbaşkanını, partisini, partilisini; hem siyasetten hem de ailesiyle birlikte de gerçek hayattan koparmaya yönelik pek çok olaya şahit olduk. Gizli yada açık her türlü hile, iftira, ittifak girişimlerine rağmen o bunların hepsinin hakkından gelmişse bu seçim başarıları öncelikle onundur. Ona yapılanlara karşı, kendine yapılmış gibi canla başla savunma yapanlar da oldu, belki korkudan sessiz kalanlar da. O ne korktu ne de sessiz kaldı...
sairmehmet39@hotmail.com 0 539 839 75 78
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol