SEÇKİNLER NASIL SEÇKİN OLURLARMIŞ

Mine Kırıkkanat'ın epey zaman önce bir yazısını okumuştum. Toplumda seçkinliğin ölçüsünü anlatıyor, örnekler veriyordu. Mine Kırıkkanat gazeteci yazarlar arasında bilgisi ve kültürü ile seçkin bir yere sahiptir. Bir aralık Cumhuriyet Gazetesi'nde yazarken yazılarını okuma imkanım olmuştu. Birkaç kitabını alıp kütüphaneme koymuştum. Şu sıralar hangi gazetede yazıyor bilmiyorum. Zira artık gazete de okuyamıyorum. Yaşlandık artık. Yanlışlarımız oluyorsa ondan dolayıdır.
Eskiden Köyün Ağası Köyün Seçkin İnsan'ı idi. Köyün Ağası mal varlığı ve para sahibi olduğu için köy toplumu içinde bir ayrıcalığa sahipti. Ancak o zamanalarda da bu zamanlarda da SEÇKİN İNSAN'dan söz eden yoktur. Ağalardan başka köylerde ağzı laf yapan, halkın BİLGİÇ KİŞİ dediği insanlar olurdu. Halk onlara "SEÇKİN" kelimesini kullanmazdı ama BİLEN İNSAN olmaları dolayısıyla saygı gösteriyordu. Bunlar “KÖYÜN SEÇKİNLERİ”. Kasabanın, şehrin seçkinleri başka oluyor. Ancak bizim toplumda seçkin insanı ayırt etmek zordur. Zira seçkinlerle seçkin olmayanlar bir arada oturup eğlendikleri, memleket sorunlarını birlikte konuşup tartıştıkları için kimin seçkin kimin seçkin olmadığı belli değildir. Mine Kırıkkanat seçkinleri başka ölçüler içinde değerlendiriyor.
Seçkin İnsan seçilmiş insan değildir. Bir takım özellikleri ile tanınmış, özellikleri toplum tarafından itibar gören insan Seçkin İnsan'dır. Mesala toplum içinde giyimi ile, tutum ve davranışlarıyla, bilgisi, konuşması ve mal varlığı, parası ile FARK yapmıştır. Gazete, dergi ve kitap okuyordur. Toplantılara katılıyordur. Derneklerde üyedir. Çevresinde insanlar vardır. Bunlar toplumun Seçkin İnsanları'dır. Baktığınız, konuştuğunuz takdirde onu SEÇKİN (FARKLI) İNSAN olduğunu anlarsınız. Bu satırları okuduğunuz zaman belki bir an durup düşünecek, seçkin insanı bu özellikleri dolayısıyla tanıyacaksınız.
Ülkeler arasında da seçkin olduğunu yazıyordu Mine Kırıkkanat. Ancak onların ölçüleri, kriterleri farklı. Mesala Amerika bugün dünyada önde gelen bilgi toplumudur. Binlerce müzesi, binlerce kütüphanesi vardır. Kütüphanelerinde milyonlarca kitap bulunur. Amerika'nın yanına İran'ı koyalım. İran'ın 510 kütüphanesi, 4 milyon kitabı vardır. Şimdi hangi ülke seçkin bir ülkedir? Eldeki Amerika. Örneğin nüfusu İran'dan az, zengin bir ülke de değildir. Küçük bir ülke. Fakat 13 bin kütüphanesi, 73 milyon kitabı var. Bu durumda İran seçkin bir ülke değildir. Kardeş ülke Azerbaycan’ı ele alalım. Bu kardeş ülke büyük bir ülke değildir. Şehir ve kasabaları bırakın köylerinde 400 kütüphane, sinema, piyano bulunuyor. Caddelerde, parklarda büyük adamların heykelleri vardır. Gelin olacak kızın veya damat olacak gencin çeyizleri arasında mutlaka piyano vardır. Bizde yatak, yorgan onlarda piyano. Piyano bir kültür sanat aracıdır. Fransa eski Cumhurbaşkanlarından Miterand'ın kütüphanesinde 10 milyonun üstünde kitabı vardır. Bizim ise evlerimize, köylerimize hala kitap ve bir müzik aleti girmiş değildir. Bir örnek daha vereyim: Bulgaristan 8-9 milyonluk bir ülkedir. Küçük bir ülkedir. Küçük bir ülkedir ama kütüphanelerinde 73 milyon kitap vardır. Türkiye'nin kütüphanelerinde ki kitap sayısı ise 30 milyondur.
Görülüyorki SEÇKİN olmak SEÇİLMİŞ olmak kadar kolay değildir. Farklı ve üstün taraflar olmak lazımdır. Batılı Ülkelerde Seçkinler'e Aristokrat denir. Bunlar toplumu etkileyen kişilerdir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol