Ülkemizde son zamanlarda cereyan eden gösterilerin Kent Kökenli insanlar tarafından meydana getirildiği, bunların hareketlerini, isteklerini "KENTLİ HAKLARINA" dayandırdıkları söylenmiştir. Toplumbilimciler yani sosyolakların fikir ve düşüncelerine göre Kentlerde (Şehirlerde) yaşayanların KENTLİ OLMA HAKLARI vardır. Yani kent üzerine konuşma, sorunların çözümünü sahiplenme hakları ve tabii bunun beraberinde getirdiği sorunların çözümü bağlamında ödenecek bir fatura vardır. Avrupa Birliği 1992 yılında KENTLİ HAKLARI'nın neler olduğunu tespit edip, açıklamıştır. Bir gün Avrupa Birliği'ne girecek olursak hakları kullanabilmekle baş başa kalabiliriz.
Bu nedenle daha şimdiden insanlarımızın kentli olmanın beraberinde getirdiği KENTLİ HAKLARI üzerine bilgi sahibi olması gerekir. Bilmemiz gereken "KENTLİ HAKLARI" şunlardır:
AVRUPA KENTLİ HAKLARI DEKLARASYONU
1. Mümkün olduğunca suç, şiddet ve yasa dışı olaylardan arındırılmış, emin ve güvenli bir kent.
2. Hava, gürültü, su ve toprak kirliliği olmayan, doğası ve doğal kaynakları korunan bir çevre.
3. Yeterli istihdam olanaklarının yaratılarak, ekonomik kalkınmadan pay alabilme şansının ve kişisel, ekonomik özgürlüklerin sağlanması.
4. Mahremiyet ve dokunulmazlığın garanti edildiği, sağlıklı, satın alınabilir, yeterli konut stoğunun sağlanması.
5. Toplu taşıma, özel arabalar, yayalar ve bisikletliler gibi tüm yol kullanıcıları arasında, birbirinin hareket kabiliyetini ve dolaşım özgürlüğünü kısıtlamayan uyumlu bir düzenin sağlanması.
6. Beden ve ruh sağlığının korunmasına yardımcı çevrenin ve koşulların sağlanması.
7. Yaş, yetenek ve gelir durumu ne olursa olsun, her birey için spor ve boş vakitlerini değerlendirebileceği olanakların sağlanması.
8. Çeşitli kültürel faaliyetlerin, yaratıcı aktivitelerin ve benzeri olanakların sunulması ve katılımın sağlanması.
9. Geçmişten günümüze farklı kültürel ve etnik yapıları barındıran toplulukların barış içinde yaşamalarının sağlanması.
10. Tarihi yapı mirasının duyarlı bir biçimde restorasyonu ve çağdaş mimarinin uygulanmasıyla uyumlu ve güzel fiziksel mekânların yaratılması.
11. Yaşama, çalışma ve seyahat işlevleri ve sosyal aktivitelerin olabildiğince birbirleriyle ilintili olmasının sağlanması.
12. Çoğulcu demokrasilerde kurum ve kuruluşlar arasındaki dayanışmanın esas olduğu kent yönetimlerinde gereksiz bürokrasiden arındırma, yardımlaşma ve bilgilendirme ilkelerinin sağlanması.
13. Tüm yerel yönetimlerin doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik kalkınmaya katkı konusunda sorumluluk sahibi olması.
14. Yerel yönetimlerce ekonomik kalkınma ile çevrenin korunması ilkeleri arasında uzlaşmanın sağlanması.
15. Erişilebilir, kapsamlı, kaliteli mal ve hizmet sunumunun yerel yönetimler, özel sektör ya da her ikisinin ortaklığıyla sağlanması.
16. Yerel doğal kaynak ve değerlerin yerel yönetimlerce akılcı, dikkatli, verimli ve adil bir biçimde beldede yaşayanların yararı gözetilerek korunması ve idaresi.
17. Bireyin sosyal, kültürel, ahlaki ve ruhsal gelişimine kişisel refahına yönelik kentsel koşulların oluşturulması.
18. Kişilerin yaşadıkları beldenin beldeler arası ya da uluslararası ilişkilerine doğrudan katılma konusunda özgür olmaları ve özendirilmeleri.
19. Bu deklarasyonda tanımlanan hakların sağlanması için gerekli mali kaynakları bulundurma konusunda yerel yönetimlerin yetkili kılınması.
20. Yerel yönetimlerin tüm hakları bütün bireylere cinsiyet, yaş, köken, inanç, sosyal, ekonomik ve politik ayırım gözetmeden fiziksel ya da zihinsel özürlerine bakılmadan eşit olarak sunulmasını sağlamakla yükümlü olması. (18 Mart 1992)
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol