ŞEHİR DEYİP GEÇMEYİN O BİR UYGARLIKTIR

Gelecek yıl ülkemizde Yerel Seçimler olacaktır. Bu seçimde mahalle ve köy muhtarları, Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üyeleri seçileceklerdir. Bir anlamda YEREL DEMOKRASİ'nin kadroları bir Seçim Depremi yaşayacaklardır. Deprem ne götürecek ne getirecek o seçim sonunda belli olacaktır. Ancak Sandığın Gücü bir kez daha kendini gösterecektir. Böylece köy, kasaba, şehir yöneticileri ortaya çıkacaktır. Kimisi gidecek, kimisi kalacaktır. Demokrasinin en güzel yanı DEĞİŞİM'dir. Bu süreçte özellikle şehirler(Kentler) büyük heyecan yaşayacaklardır. Yerel Demokrasinin tabanı köy, kasaba ve şehirdir ama seçim daha çok şehirlerde etki yapmaktadır.
O halde şehirlerin önemi neden ileri gelmektedir? Şehir, kasaba ve köy arasında uygarlık farkı vardır. Ünlü Türkçü düşünür Ziya Gökalp, "Köyde medeniyet yoktur" der, köyü kenara koyar. Çünkü tarih uygarlığı şehirlerde (Kentlerde) başlatır. Şehirler meydana gelirken bir takım meslekleri, işleri şehirlerin dışında bırakmışlardır. Mesela şehirli çiftliklerde, hayvancılıkla meşgul değildir. Şehirli genelde bürokrattır, esnaftır, tüccardır, sanayicidir, ticaret ve siyaset erbabıdır. Şehir, kasaba, köy arasında fark budur. ŞEHİR, tarım, hayvancılık yapılmayan yerdir.
Dünyada şehirler, köylülerin şehirleşmesi ile meydana gelmiş yerleşim merkezleridir. Köy ile şehir arasında böyle bir münasebet ve oluşum vardır. Çünkü şehir, kurallı yaşam yeridir. Örneğin şehirde çöpü kutuya, bidona atmak mecburiyeti vardır da bu köyde yoktur. Köyün düzeni kırsal kesimin şartları ile orantılıdır. Köylerde hayat köyün şartlarına göredir. Köyden göç şartları oluştuğunda köylü şehirlere göç eder, şehirde ROMALI gibi yaşmaya başlar. Roma yasalarına göre,  "Roma'ya gelip yerleş ama Romalı gibi yaşa" derler. Bizde bu böyle midir?
Türkiye' de şehirler köylerden, kasabalardan büyük göç almaktadırlar. O kadar ki, şehirlerin köylüleştiği söylenir. Bu tür bir söylem doğru ise şehirlere göç edenler Romalı gibi yaşamıyor demektir. Galiba Gecekondular, Gettolar, Varoşlar böyle meydana geliyor. Tarihte Roma bu süreci yaşamıştır. Roma'nın yıkılış nedenlerinde biri de Gecekondulaşmasıdır, varoşlarıdır.
Ünlü Fransız düşünürlerinden Volteir, "İnsanlığın ilkellikten uygarlığa geçiş basamaklarını bilmek isterim" der. Bu süreç uygarlığın ilerleme ve değişme şartları ile ilgilidir. Şehirler, kasabalar, köyler ve kısaca zaman içerisinde her şey değişmeye, biçim değiştirmeye mahkûmdur. DEĞİŞİM"de en önemli olay BOZULARAK DEĞİŞMEMEK'tir. Bugün Türkiye'de bu tartışılmaktadır. "Eskiden biz böyle değildik" denir ya bu bozularak değiştiğimizden başka bir şey değildir. Söylediğimiz bir yakınmadır. Köylülerin şehirleşmemesi, şehirlerin köylüleşmesi sosyolojik ve antropolojik bir sorundur. Türk bilim adamları ülkemizdeki bu Değişim'in nasıl bir değişim olduğunu henüz tanımlamamışladır. Ama herkes diyor ki "Eskiden biz böyle değildik." Tabii değildik. Müşteri değişti, esnaf da değişmek zorunda kaldı. Önümüzdeki Yerel Seçimler biraz da bu değişimin ne tür bir değişim olduğunun rengini verecektir. Bekleyelim görelim, Mevla neyler neylerse güzel eyler.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol