Ankara'yı çok sevmişimdir. Atatürk'ün Ankarası olduğu bir başka neden, Türkiye'yi yaratanları, Türkiye'yi karşılıksız düşünenleri orada daha çok, daha yakından görüp tanıdım. Bu ülke, zehirini akıtanlarla, üç kağıtçılarla, işbirlikçilerle değil, ülkenin çıkarlarını gözü gibi koruyanlarla bir yere gelmiştir. Onlar "KEMAL'İN TÜRKİYESİ" deyip gelmişler Balkanlar'dan, uzaklardan, dağlardan, bayırlardan Ankara'ya hizmet için koşmuşlar. Eğitimci Şevket Gedikoğlu'ndan söz etmek istiyorum.
Şevket Gedikoğlu 1910 yılında Bulgaristan'ın Eğridere İlçesinin Solaklar (Salaklar değil) köyünde doğmuş, Rüştiye'yi bitirdikten sonra iki yıl öğretmenlik yapmış, 1928 yılında Türkiye'ye, Kemal'in Türkiyesi'ne kaçmıştır. Bundan sonra öğretmenliği, idareciliği Türkiye'de devam etmiştir. Ben onu Ankara'da 1970'li yılların başında tanıdığımda Şevket Gedikoğlu hala dinç ve hala çalışıyordu. Emekli olduktan sonra ise Halkevleri'nde gönüllü hizmete koşmuştu. Onu eğitimci arkadaşları okuluna sırtında taş taşıyan "Koca Müdür" olarak anlatırdı. Eşinin de ayağında çarık, kışta kıyamette okula hizmet ettiğini söylerlerdi. Nebi Dadaloğlu'nun onun ölümü arkasından şöyle seslendiğini okumuştum:
"Kalkın ayağa, beyler, paşalar/Karanlığı bir yaran var."
Şevket Gedikoğlu birçok eserin sahibidir. 1960-1970 yılları arasında Ankara Halkevleri Genel Merkezinde buluştuğumuzda O, Hıfzırrahman Raşit (Öymen), Rauf İnan, Hikmet Dizdaroğlu, Muzaffer Gürses konuşur, halkın eğitimini tartışırdık. Rahmetli Şevket Gedikoğlu, Bulgaristan'ın eğitim alanında kaydettiği ilerleme nedenlerini, yöntemlerini anlatırdı. İdarecilerin, Bulgar halkının eğitimine, okullara verdikleri önemi, tanıdıkları öncelikleri dile getirirdi. Yukarda isimlerini saydıklarımın hepsi KEMAL'in Cumhuriyet'inin önde gelen eğitimcileri, edebiyatçıları idiler. Şu an içlerinde sağ kalan yoktur. Ama Milli Eğitimde derin izleri vardır. Hangi Köy Enstitülü Şevket Gedikoğlu'nu unutur? Unutmak unutulmak onları üzer. Yad edilmeleri, anılmaları, anlatılmaları gerekir. Fakat ne var ki hafızamız (Belleğimiz) zayıftır. Çabuk unutulan, vefasız insanlarız. Bugün Atatürk bu acıyı yaşamaktadır.
Şevket Gedikoğlu'nun eğitim anlayışı İŞ esasına dayalıdır. "YAPARAK ÖĞRENME" çağdaş eğitimin önemli bir ilkesidir. Köy Enstitülerinde iş eğitimine dayandığı felsefe budur. Cumhuriyeti kuranlar İŞ EĞİTİMİ'ni ülkenin gerçeklerine göre düşünmüşlerdir.
Bugün Türkiye'de İş Eğitimi'nden geride ne kaldı, bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa Türkiye YAPARAK ÖĞRENEN İNSAN'a muhtaçtır. Çünkü insanımız bu yöntem sayesinde daha iyi öğrenmekte, daha iyi iş yapmaktadır. Ünlü eğitimci Şevket Gedikoğlu sağ olsaydı da bunu ona sorsaydık, ne kadar memnun olurdu.
Prof. Dr. Cahit Tanyol dostum öğretmenleri yeryüzünün mukaddes işçileri olarak vasıflandırır. Bana göre de öyledirler. "Tanrı insanı kul olarak yaratır öğretmen onu vatandaş haline getirir." Olay bu kadar önemlidir. Rahmetli Gedikoğlu'nun adını fazla anmadan kendisini anlatmaya çalıştık. Dileriz ki bu büyük eğitimci biraz tanınmıştır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol