Soğucak Köyü Kırklareli'nden Vize'ye giderken geçilen üç dereden sonra gelen dördüncü derenin bir-iki kilometre kuzeyinde kalan bir köydür. Şair Musa İpek o köydendi. 1990'lı yıllardan 2000'li yılların başına kadar Başkanlığını yaptığım KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER GRUBU'nda Soğucaklı şair Musa İpek de vardı. Özürlü olmasına rağmen Soğucak Köyünde aylık şiir toplantılarına düzenli gelen bir şairdi.
MUSA İPEK, memur emeklisidir. Memuriyetini birkaç yerde yapmış, eskilerin ifadesi ile Umur-u Devlet görmüştür. Zaten bu tarafı da davranışlarında görülmektedir. Bu bağlamda milliyetçi-Atatürkçü bir karaktere sahiptir. Şiirleri genelde ulusal kahramanlık üzerinedir. Güçlü ve iddialı bir şair değildir ama yinede şiirleri içersinde yarınlara kalacak özellikte şiirleri vardır.
Soğucak köyünün şairi yok artık. 15 yıldan beri evinin önüne diktiği bayrak direğine bayrağı indirip çıkaran, dalgalandıran Musa İpek iki şiir kitabı sahibi idi. Şiirlerini kendine göre düzenlemiştir. Şiirin konularını hayatın içinden, sosyal olaylardan almıştır. Kısaca Musa İpek duygu ve düşüncelerini şiirle dile getirmiştir. Bu KÖY EFENDİSİ insanı birkaç kez evinde, köyünde ziyaret ettim. Gördüğüm zaman kitapları ile baş başa idi. Hatta bende olmayan bir kitabı onun kitapları arasından almıştım. O kitap şimdi bana hatıra olarak kalmıştır. Yakınlarından biri çıkarda kitabı isterse veririm.
Köyde şair olmak nasıl şeydir bilemem. Bunu Musa İpek'e de sormadım. Köyde şair olmak herhalde kolay değildir. Ancak Musa İpek de köyünde yalnız insandı. Okuyan, şiir yazan, kentlerde dostları olan bir insan köyde nasıl olur? Bu bakımdan Musa İpek, KIRKLARIN SESİ ŞAİRLER GRUBU'nun ilgi çeken bir silası idi. Çok doğal bir yapısı vardı. Doğal konuşurdu. Hayatta çocukları yoktu. Eşini yalnız bırakıp gitti. O, bir Cumhuriyet insanı idi. Cumhuriyetçiliği bilgiye ve bilince dayalı idi. Birçok doğruyu, gerçeğe sağduyusu ile erişmeye çalışıyordu. Şimdi ne desek boş. Kendine özgü tarifesi olan biri idi. Mesela evinin bahçesine diktiği bir direkte Türk Bayrağını 15 yıldan beri dalgalandırıyordu. Öylesine de bir vatanperver, milliyetçi ve Atatürkçü idi. Kitap okuyan bir Köylü Aydını idi. Musa İpek bu haliyle sıradan bir insan değildi. Kendisinde Cumhuriyet bilgi ve bilinci vardı. Çıkardığı iki şiir kitabı rafine edilmiş duygu ve düşüncelerini yansıtmaktadır. 15 Haziran 2008 tarihinde yazdığı bir şiirde yolun sonuna geldiğini söylüyor. İşte onun "YAŞAMIN SON YOLU" adlı şiiri.
YAŞAMIN SON YOLU
Hızlı yürüdüm, bitirdim yolu,
Bitmez sandım çok olan malı,
Büküldü artık bükülmeyen kolu,
Böyle mi olacaktı yaşamın sonu…
Yağmurlar yağdı doldurmadım küpü,
Zamanında bitirmedim, yapacağım işi
Geçti aylar, yıllar beklemedi beni,
Anladım artık, giden günler gelmez geri…
Bir daha dönersem eski günlere,
Tövbeler olsun yaptığım cahilliklere,
Yardım edeceğim muhtaç, fakirlere,
Gelinir mi bilmem? böyle bir günlere.
15 HAZİRAN 2008
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol