Türkiye için ÇEVRE kavramı henüz gereğince ve de yeterince anlaşılmış değildir. “Çevre” deyince insanlarımızın neyi anladıkları da pek bilinmiyor. Oysa bizi kuşatan canlı ve cansız şeylerle oluşan Çevre’nin insana yakın sınırları olduğu gibi uzak sınırları da vardır. Mesala dünyanın sınırı, insana en uzak çevre sınırıdır. Bu sınırın yeşil değil, mavi olduğu söylenir. Güney Amerika ülkelerinden Bolivya, DÜNYANIN HAKLARI YASASI’nı imzalarken, halkının iyi yaşaması düşüncesi içersinde olmuştur.
Günümüzde bilim adamları insanlığın dünya ile geçimini sorgulamaktadırlar. Yeryüzü temizliğini en fazla kirleten insandır. Bugün itibariyle suyu, toprağı, havayı kirletmiş, Dünyanın Yeşili’ni büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Dünyanın birçok bölgesi kurak ve çorak hale gelmiş, ormanların sınırları geri çekilmiştir. İnsanı kuşatan bu maddeler birgün tümden yok olacaktır. Belki yeryüzünde dikili bir tek ağaç kalacaktır. Zehirlenmemiş bir damla su için kavga olacaktır. Deniz ve göllerde son balık karaya vuracaktır. Acaba o zaman dünyanın Beyaz Adam’ı sona geldiğini görüp, anlayacak mıdır? Bu konuda Kızılderili bir Atasözü hatırlatmak isteriz. Ne der bu Atasözü?
“Bir gün son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, Beyaz Adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak”tır. O zaman “Kül ettik gül açan bahçeleri mi” diyecektir? Bilmiyoruz ama Beyaz Adam’ın yeryüzüne mutlaka bir sözü olacaktır.
Dünyada İLK SÖZ’ü kimin söylediğini bilmiyoruz. Bildiğimiz sadece “DÜNYADA ÖNCE SES VARDI”. Söz sonra geldi. Aynı şey bitkiler için de geçerlidir. Dünyada önce bitkiler vardı ve insan daha sonra görüldü. İnsanın görülmesiyle uygarlık başladı. İnsanlık yazıyı bulmak ve kullanmak için beşbin yıl bekledi. Bu bir sabır işidir. En büyük sabrı gösteren de Eyüp Peygamber olmuştur. O, sabırlı haliyle taşı çatlatmıştır. Öyle derler. İnsana “Eyüp Sabrı gereklidir” diye söylerler. Çünkü öfke ile kalkan zararla oturmuştur. İngilizler bu konuda insana SABIR dilemişlerdir.
Atom’un Babası Einstein, “Arılar öldükten 4 yıl sonra dünya yok olacaktır” demiştir. Bunu neye göre söylemiştir? Pek bilmiyoruz. Eski Yunan’ın devlet adamlarından SOLON’un, “İnsan öğrene öğrene ihtiyarlar” sözüne bizim atalarımızın “ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR” sözü karşılık oluşturmaktadır. Bugün insanlık bu sözü “ÖMÜRBOYU EĞİTİM” sözü ile karşılamıştır. ÖMÜRBOYU EĞİTİM, okumak, düşünmek, anlamak, anlatmak, yorumlamak ve kendi düşüncemizi katarak, onu yeni biçimde söylemek demektir. Son Avrupa ülkelerinde yapılan bir araştırmada bizim insanlarımızın okuduklarını anlamadıklarını, anlatamadıklarını, cümleye kendi fikir ve düşüncelerini ekleyemediklerini ortaya koymuştur. “BİLGİ ÇAĞI”nda bilgisiz, eğitim seviyesi düşük çıkmışızdır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol