SORUN ÇÖZMÜYORUZ SORUN BIRIKTIRIYORUZ

Ülkemiz sikintili bir dönemden geçmektedir. Ülke sorunlarini öncelikli bir siraya koyarsak terör ve güneydogu basta gelmektedir. Issizlik ve yoksulluk gündemin ikinci sorunu olarak yerini almaktadir. Kadin Cinayetleri ülke sorunlari içersinde bir baska sorunu olusturmaktadir. Bir ekonomik kriz beklentisi ise yarindan umudunu kesmemis insanlari endiseye düsürmüstür. Egitimin de alarm verdigini buracikta belirtmek gerekir.
Ülkeyi yönetenlerin bu sorunlarin hangisiyle ilgilendikleri pek belli degildir. Çünkü önlerinde ANAYASA sorunu vardir. Yeni bir Anayasa yapilirsa, yapmayi basarabilirse kurtulacagimiz söylenmektedir. Sanki sosyal ve ekonomik sorunlari yaratan, hayati zorlastiran Anayasa imis gibi söylemlerin sorunlari çözmedigini halk biliyor. Bir bankanin alacagi 1545 kisilik yere 88 bin kisi basvuruda bulunuyorsa ortada çözülmemis bir issizlik sorunu oldugunu anliyor.
25 Haziran 2011 tarihinde gazetelerde TÜRKIYE'NIN IÅzSIZLIK HARITASI yayinlandi. Issizlik Haritasi'ni hazirlayan ve yayinlayan Türkiye Istatistik Kurumu'dur. Bu haritada illerin issizlik ve isgücüne katilim durumu belli edilmistir. Bu çalismaya ve açiklamaya göre Türkiye'de çalisma kapsaminda olan insanlarin yüzde 12'si issizdir. Ancak bu ülkenin bilinen yüzüdür. Türkiye'nin bilinmeyen yüzünde ise issizlik çok daha yüksek orandadir. Bu insanlarin içinde yeni ise atilanlar, isini yitirmis olanlar, gizli issizlik çekenler vardir. Üniversite çikisli olanlar ise issiz kesimin içersinde ayri ve özel bir yer almaktadir. Söylendigine ve basinda yer alan bilgilere göre Türkiye'de 400 bine yakin üniversite okumus genç insan issizdir. Ve bunlarin bir kismi artik is aramayi birakmis, is bulma umudunu kaybetmistir. Tarim kesimindeki issizler bunlara dahil midir bilmiyoruz. Çünkü issizlik kentlerde yogunlasmistir ve arastirmalar da kentler üzerinde yapilmaktadir. Oysa köylerde, kirsal alanlarda yeni sorunlar vardir ve bu sorunlarin içersinde KÖYÜN IÅzSIZLERI de bulunmaktadir. Köylerden kaçanlarin büyük çogunlugunu köyün issizlerinin olusturdugunu göz ardi etmemek gerekir.
Halk bu sorunlara, bu sorunlarin yarattigi bunalima ragmen bu iktidari tekrar iktidarda birakmistir. Fakiri, fukarasi, okumusu, okumamisi, isçisi, issizi, köylüsü, kentlisi, bu iktidara üçüncü kez sans tanimistir. Tabii diyecek bir sey yoktur. Halk böyle takdir etmis, bu yönetim ve yasam biçiminden memnun oldugunu ifade etmistir. Ama halk sorunlari, sikintilari, toplumsal çürümeyi yok saydigi için sorunlar yok olmus degildir. Sorunlar tavanda ve tabanda, tabanin çesitli katmanlarinda yerini korumakta, yarayi derinlestirmektedir. Bu sorunlari Anayasa, Insan Haklari, hukukun üstünlügü çözer mi bilemem. Yalniz sunu söylemek isteriz, siyaset esnafi söylemini biraz tabanin, orta tabakanin sorunlarini konusmaya ve tartismaya ayirirsa iyi eder. Halk kendinden, yasadigi sorunlardan söz edilmeyi beklemekte, çözüm önerilerini görmek istemektedir. Köylünün de, çiftçinin de, kirsal kesimin de kendi sorunlarini düsündügünü unutmamak gerekir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol