SÖZLÜ BİLGİ, YAZILI BİLGİ, GÖRSEL BİLGİ VE İŞİTSEL BİLGİ

Tarih yazı ile başlar. Yalnız tarih değil, insanlığın bilgilenmesi de yazı ile başlamıştır. Buna göre insan ve toplum için en sağlıklı bilgi, ilerlemenin, kültürleşmenin yolunu açan bilgi, YAZILI BİLGİ'dir.
İnsanlık yazıyı bulmazdan önce birtakım işaretlerle, şekillerle bilgilenme, anlaşma, haberleşme yolunu bulmuştur. Bunları seramikler üzerine, mağara duvarlarına çizmeyi, resimlemeyi başarmıştır. Fakat insanlık CAHİLİYE DEVİRLERİ'nde, ki bu devirler, bu dönemler yüzyıllar değil, bin yıllar değil, milyarlarca yıl önce olmuştur. İnsanoğlu bir KARANLIK ÇAĞ yaşamıştır. Ancak hemen şunu da söyleyelim ki insanın Karanlık Devri bugün dahi devam etmektedir. Yeryüzünde ve mesela Türkiye'de, Arap ülkelerinde okuma - yazma bilmeyen kaç milyon ve milyar insan vardır? "ŞİFAİ BİLGİ yani SÖZLÜ BİLGİ, İŞİTMEK suretiyle bilgilenmek çok acıklı sahnelere, insanlığın yanlışlığına sebep olmuştur.
Bugün Türk toplumu okumayan, okumaya gerek görmeyen, bunun yerine şundan bundan işiterek, onu bunu dinleyerek öğrenmeyi, bilgilenmeyi yeterli bulmaktadır. Sorunumuz budur. Sorunumuz kafa ve anlayış sorunudur.
Bir insan dinlediğini, işittiğini ne kadar akılda tutabilir? Hiç değilse bu denemiştir. İnsanın yazmadığı, işittiği bilgi çabuk unutulan bilgidir. Bu tür bilgi, Ezber Bilgi gibidir, çabuk unutulur çabuk uçar gider. Şehrin alt başında birilerini dinlerken öğrendiğimiz bilgiden, şehrin üst başına gidinceye kadar bilginin bizde ne kadarı kalır? Sonra biz birilerini dinlerken söylediklerinin ne kadarını aklımızda tutarız. Görülüp anlaşılıyor ki ŞEFA-İ BİLGİ sağlam ve güvenilir bilgi değildir. Bu bilgi uygar toplumlarda yoktur. Olsa bile itibar edilen bilgi değildir. Bir kez daha tekrar edersek deriz ki insanlığın güvendiği, itibar ettiği bilgi YAZILI BİLGİ'dir. O takdirde insan kitap okursa, bilgiyi kağıda geçirirse kalıcı bilgi sahibi olur. Mesele budur.
İnsanoğlu SÖZLÜ, YAZILI BİLGİ dişinde bilgiyi başka yöntemlerle de elde etmek imkanına sahiptir. Bu bilgi türü İŞİTMEK ve GÖRMEK suretiyle edindiğimiz bilgidir. Ancak, bilgi edindiğimiz şeyin ne kadarını görmüş, ne kadarını anlamış ve işitmişizdir? Bu nedenle insan için GÖRSEL ve İŞİTSEL BİLGİ de sağlıklı bir bilgi değildir. Bu iki tür bilgi de Sözlü Bilgi gibidir. Dinlemek ve görmek suretiyle bilginin yüzde 75'ini öğrenmiş isek bu bilgiyi bir başkasına yüzde 75 olarak aktarmamız mümkün değildir. Unuttuğumuz bilgiler mutlaka vardır. Bu durumda bilginin çok azını bir başkasına anlatabilmişizdir.
Özetle, insanın itibar edeceği, güveneceği bilgi YAZILI BİLGİ'dir. Bu durumda okumak zorundayız. Kitaplar, gazete ve dergiler okumamız için yazılmaktadırlar. Fakat ne yazık ki Türk insanı kitap okuma yerine dinlemek suretiyle, işitmek ve görmek suretiyle edindiği bilgiyi yeterli görmektedir. Bireysel ve toplumsal cehaletimiz bu yüzdendir. Ülkemiz, halkımız bu yüzden ilerleyememektedir. Halkı okutmak, eğitmek zorundayız. Cehalet zemininde kalkınma, demokrasi olmaz netekim istikrarlı bir büyüme gösteremiyoruz. Bugünkü bunalımın temelinde bu da vardır. Böyle biline.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol