Susanna Tamaro bir Italyan yazardir ve Türkiye'de "YÜREÄzININ GÖTÜRDÜÄzÜ YERE GIT" adli kitabi ile ünlenmistir. Ancak Susanna Tamaro'nun baska kitaplari da vardir ve bunlarin birkaçi Türkçe'ye çevrilmistir. Türkiye'de ve dünyada okunan bir yazardir. Su an 45 yaslarinda olan Italyan yazar daha çok duygusal, hayati yorumlayan kitaplar yazmaktadir. "Yüreginin Götürdügü Yere Git" kitabindan sonra, onun devami niteliginde olan "YÜREÄzININ SESINI DINLE" romanini yazmis, büyük ilgi görmüstür. Susanna Tamaro benim de okudugum, begendigim bir Italyan yazardir. Dünyayi ve insanligi dip dalgalariyla anlayip yazan bir kaleme sahiptir.
Susanna Tamaro ile birkaç ay önce yapilan bir röportaj bu kadin yazari daha iyi anlamamiza, onun ilgi duydugu seyleri ögrenmemize imkan vermistir. Ali Pektas'in yaptigi bu röportaj da Susanna Tamaro hayatin engelsiz bir gezinti olmadigini söylemistir. Ona göre hayat her zaman sürprizlerle doludur ve bizi sasirtici olaylari önümüze koyma özelligi olan bir süreçtir. Bu nedenle hayatta her seyin bittigi inanciyla yasamak yanlistir. Bittigini sandigimiz yerde önümüze baska umutlar, baska hayaller ve firsatlar çikabilir. Yeniden hayata baglanmamiz, kaldigimiz yerden devam etmemiz, birilerini yeniden sevebilmemiz olasidir.
Italyan yazara göre edebiyat bir ülkenin ruhunu anlamak bakimindan önemlidir. Bu nedenle kendi edebiyatimiz disinda baska edebiyatlarla da ilgilenmemiz, o ülkenin yazarlarini okumamiz gereklidir. Kendisinin dünya edebiyati ile yakindan ilgilendigini söyleyen Susanna Tamaro, Italya'da siirin unutuldugunu, oysa "siir bütün insanlari yüreginden vuran gizemli (esrarengiz) bir sözcüktür. Siir sükrandir, güzelliktir, gündelik hayatin siradanligi arasina sizan, onu aydinlatan bir isiktir." Yazarin söylediklerinden bir baska tanima göre siir ayni zamanda duygularin temsilcisidir. Onun için sair önemli kisidir. Bir kelime ustasidir. Tabii siire duygulari, hayalleri, düsünce ve mesajlari yüklemek, bunlari bir musiki havasi içinde uyumlu hale getirmek kolay degildir. Siirin hayatin arasina sizan bir isik olmasi sair için zor bir olaydir. Onu Aysegül Dinçbas gibi yasamin derinligine, ruhun karanlik yanlarina bakabilenler yapar. Buna göre her siir yazan sair degildir. "SIIR" diye yazilanlarin tümünü de siir olarak kabul etmek mümkün degildir.
Susanna Tamaro bu röportajinda egitime de deginmekte, egitim "Bir çocugu iyi bir insana dönüstürmek anlamina gelir" demektedir ki bu egitimbilimcilerin dogru kabul ettikleri bir tanimdir. Italyan yazar egitimin insana baska seyleri de kazandirmayi hedefledigini, daha iyi bir toplum için bunlarin gerekli oldugunu söylüyor. Bu arada Türkiye'den Yasar Kemal'i, Nazim Hikmet'i ve Orhan Pamuk'u okudugunu belirtiyor. Cumhuriyetten önce Batili insanlarin, yazarlarin Türkiye'de kimleri okuduklarina dair bir bilgi yoktur. Avrupali gezginler büyük olasilikla Evliya Çelebi'nin yazdiklarina basvurmuslardir. Tanzimat, Servet-i Fünün ve Milli Edebiyat Batili yazarlari fazla ilgilendirmis degildir. Ancak cumhuriyetin ilerleyen yillarinda Türk edebiyatindan bazi sair ve yazarlar Bati'nin ilgisini çekmis, kitaplari yabanci dillere çevrilmistir. Susanna Tamaro'nun okudugu Türk yazar ve sairler cumhuriyet dönemi yazarlaridir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol