Saadet Partisi Kadin Kollari Genel Baskani Aysenur Tekdal, partisinin Kirklareli Kadin Kollari tarafindan düzenlenen Teskilatlanma Toplantisi'na katildi. Toplantida Edirne ve Kirklareli Il Sorumlusu Havva Ilter ile SP Kadin Kollari Il Baskani Dilek Gündüz de hazir bulundu. Tekdal burada yaptigi konusmasinda sunlari kaydetti;
"Kirklareli il kadin kolu teskilatlarimizin bu güne kadar yapilan çalismalarini degerlendirmek, çalismalara yeni bir ivme kazandirmak ve hedeflerimize ulasilabilmesi için ülkemizin ve dünyanin durumunu dikkate alarak neden ve nasil çalismamiz gerektigini birlikte müzakere ve teskilatimizi motive etmek üzere bu ziyareti planladik. Bu sebeple aranizdayiz.
Müsaadenizle bu konusmama gerek ülkemizde ve gerekse dünyada gelisen olaylari degerlendirerek baslamak istiyorum.
Ülkemizdeki ekonomik ve sosyal olumsuzluklari hepimiz üzüntü ile izliyor ve kaygi duyuyoruz. Dünyada bas gösteren ekonomik krizin ülkemize yansimasi ile issizlik basta olmak üzere sorunlarimiz daha da büyüyerek acil çözüm beklemektedir. Bu ve benzeri sebeplerin bir sonucu olarak adeta toplumumuzda cinnet denilebilecek toplu katliamlar, ardi arkasi kesilmeyen cinayetler vuku bulmaktadir. Bu çilginca gidisin Devlet ve Millet olarak engellenmesi için gerekli tedbirler gecikmeden alinmalidir.
Kanaatimizce yasanilan felâketlerden kurtulmanin yolu, hak ve adaleti yeniden insa gayesine yönelik ahlak ve maneviyat temeline dayanan zemini hazirlamaktir.
Ancak münferit çalismalarla istenen sonuca ulasilamaz. Iyilestirmeye yönelik çalismalarda birlikte harekete ihtiyaç bulunmaktadir. Saadet Partisi mensuplari olarak bu birlikteligi saglamak için gayret göstermemiz gerekiyor. Evlerimizde oturarak, günü birlik islerimizle zaman geçirerek olaylara ilgisiz kalirsak ve hele yetismekte olan çocuklarimizi huzur ve saadetin saglanmasi ve devami için çalisilmasi gerektigi bilinciyle yetistirmez isek, bir gün Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da ve daha pek çok cografyada sergilenen vahsetin içinde buluruz kendimizi.
Elbette gerekli çalismalari yaparken dikensiz gül bahçesinde olmadigimizi, bin bir türlü zorluklarla, tuzaklarla karsi karsiya bulundugumuzu, zor bir mücadeleyi göze almamiz gerektigini de biliyoruz. Temelde bu mücadelenin, hakki üstün tutan zihniyet ile kuvveti üstün tutan zihniyet arasinda geçmekte oldugunu da bilmek zorundayiz. Çünkü kuvveti hak sebebi sayan emperyalistler bos durmuyorlar, bizden de çok çalisiyorlar. Sergiledikleri oyunlari degisik senaryolarla yeniden gündeme getirerek gayelerine ulasmaktan geri durmuyorlar.
Emperyalistler, göz koyduklari cografyalarda daha fazla pay sahibi olmak için hâkimiyet mücadelesini acimasizca sergilemekte, el koyduklari cografyalardaki müdahalelerini vahsetle sürdürmektedirler. Insanlik bu vahsete seyirci kalmamali ve ayaga kalkmalidir. Türkiye bu vahset karsisindaki üzerine düseni yapmak zorundadir. Dünyadaki gelismelere yön verebilecek ve özellikle Ortadogu'daki vahseti sona erdirecek hareketi baslatacak bir baris mesalesini tutusturacak ülke Türkiye olmalidir.
Ancak ne yazik ki ülkemizi yönetmekte olan siyasi iktidarlar, uygulamaya koyduklari yanlis politikalarla ülkemizin sorunlarina çözüm getireceklerine sorunlari daha da çogaltmaktadirlar.
Bir taraftan IMF ye teslim olmakla ekonomik sorunlari daha da büyüten, Türkiye'nin AB ne üyeligi için fedakârliktan kaçinmayan bir hükümettin yönetimi altindayiz. Diger taraftan ABD, Kirmizi çizgilerimize çizik atarak, askerimizin basina çuval geçirebilmektedir. Lozan'i, dolayisiyla bugünkü sinirlarimizi tanimamaktadir. Dünyanin her kösesinde soykirim yapmalarina ragmen, baskalarini soykirimla suçlamakta, tarihinin ve sicillerinin bozuk olmasina aldirmayip dünyaya insanlik dersi vermeye kalkismaktadir. Komsularimizla aramizi açmak için çalismalar yapmakta, bölgeyi karistirip milyarlarca dolar zarara ugratmakta ve milyonlarca Müslüman'i katletmektedir. Dünyanin çevre dengesini bozup, evreni yasanmaz hale getirmis bulunmakta ve saymakla tükenmeyen olaylara ragmen, 1 Mart tezkeresini reddeden TBMM ne kizarak, bunu not ettik deyip Türkiye'yi tehdit edebilmektedir. Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da, Sudan'da, Etiyopya ve Somali'de Müslüman kani akitmaktan zevk almakta ve bu hareketini haçli savasi olarak belirtmis bulunmaktadir. NATO'nun düsmani olarak Islam'i gören bir zihniyetle malûl öyle bir ABD'yi stratejik ortak olarak kabul ederek politika izleyen Hükümet'in tutarsizliklari, Türkiye'yi bir felâkete dogru sürüklemektedir. Yapilan kötülüklerin farkinda olmayisi, bu felaketi idrak etmeyisi Milli Görüs zihniyetini reddetmelerinden kaynaklanmaktadir. Simdi de Güneydogu sinirlarimizdaki kiymetli tarim arazilerinin mayindan temizlenmesi isinin yabancilara verilmesinin düsünülmesi, arkasindan pek çok sorunlar birakacak yanlis bir anlayistir. Bu konuda Saadet Partisi Genel Baskani Sayin Prof. Dr. Numan Kurtulmus beyefendinin 22.5.2009 tarihli basin toplantisiyla Türkiye'nin lehine olacak tekliflerinin ciddiye alinarak uygulamaya konulmasi gerekir. Hangi yönden bakilirsa bakilsin Türkiye için tek çikar yol Milli Görüsün iktidarda olmasidir.
Milli Görüs zihniyetinin iktidar olmasiyla halkimiz "Yasanabilir Bir Türkiye"ye ve "Yeniden Büyük Türkiye"ye kavusmakla kalmayacak, sahsiyetli bir dis politika ile "Yeni Bir Dünya"nin kurulusuna da öncülük ederek yurtta sulh, dünyada sulh ilkesini yasama geçirerek tüm insanligin kurtulusuna hizmet etmis olacaktir. Bu büyük serefi kazanabilmenin yolu Milli Görüs iktidari ile açilabilir. D-8 ler Milli Görüs iktidarinda kurulmus uluslar arasi önemli bir organizasyondur. Bu kurulusun degeri bilinmeli ve gayesine ulasmasina destek verilmelidir. Buna inanilmali ve bunun için her birey üzerine düseni azimle, gayretle ve inançla yapmalidir. Milletler, iyi yetismis saglam karakterli ve fedakâr insanlarin omuzlarinda yükselir. Yönetenlerin çagin getirdigi yeniliklere açik, hedef ve gayelerini diri tutacak bir gönül aydinligi içinde, bitmeyen bir gayret içinde olmasi gerekiyor. Gerçek su ki; inanç ve ideallerimize uygun yasamadigimiz ve çalismadigimiz sürece, özledigimiz huzur ve mutluluga ulasmamiz da mümkün olmayacaktir.
Çünkü güç bilgiden, ilim ve aksiyondan dogar. Bu nedenle ideallerimizi halkimizin her bireyine ulastirmaya ve insanlari bilinçlendirmeye siddetle ihtiyaç vardir.
Saadet Partisi olarak gayemiz, davamizi halkin destegiyle iktidar yapmak ve ideallerimiz çerçevesinde milletimize hizmet etmektir. Hedeflerimize akil, ilim, tecrübe ve sevgiyle ulasmamiz mümkündür. Bunun için devamli çalisarak neticeyi alabilecegimizi unutmamaliyiz. Bütün insanlar muhatabimizdir. Sevgi, insanoglunun en etkili, en kalici anlasma dilidir. Yakinlasmak için önce sevmek gerekiyor. Sevmeyince söz yerini bulmuyor. Olmasi gerekenler olmuyor. Sevginin hedefi gönül kazanmaktir, sevimli görünüs vermek degildir. Gönül Allah'in evidir. Gönlümüzde olan dilimize yansir, bakislarimiza yön verir. Bizler sevgi ile dopdolu olalim ki sevilen ve sözüne itibar edilen insanlar olalim.
Bilmemiz gerekir ki bizler davetçiyiz, yargilayici degiliz. Vazifemiz yargilamak degil davet etmektir. Davet ederken muhatabimizin özelliklerine ve davetin inceliklerine dikkat etmeliyiz. Gerek ferdî ve gerekse siyasi hayattaki çalismalarimizda bu anlayis önemlidir.
Büyükler himmetimizi yüksek tutmamizi ögütlemislerdir. Zorluklar olabilir. Ancak hiçbir sey imkânsiz degildir. "Her zorlukla beraber, mutlaka bir kolaylik vardir." Ideallerimiz yeni hamlelerin kaynagi olmali, karsilasilan engel ve zorluklar, azmimizi artiran faktörler haline dönüsmelidir. Inanç, çalismakla basariya götürür. Savaslari her zaman güçlü olanlar kazanmaz.
Sonuçta kazanan inanan kisidir. Isleri birilerine havale etmek ve birilerinden yapilmasini beklemek yanlis bir davranistir. Atalarimiz "Yatanin, yürüyene borcu vardir" demekle çalismanin, çaba göstermenin önemini vurgulamislardir. Iste bu noktada çalismalarimizin özü, iliski kuracagimiz insanlara deger verecek bir üslup içerisinde olmaktir. Zorlukla beraber kolayligi bulmaktir. Milli Görüsü milletimiz tek basina iktidara getirmekle tüm problemlerini adalet ve huzur içinde çözüme kavusturabilir. Bu gerçegin görülmüs olmasinin ilk isareti, 27 Mart 2009 mahalli idareler seçimlerinde de, onu takiben 7 Haziran kismi seçimlerinde de Saadet Partisine verilen oylarin anlamli bir seviyede artmis olmasidir. Ikinci adim da Saadet Partisinin genel idarede iktidar olmasi için daha çok çalismamiz gerektigine inanmis olmamizdir. Bu düsüncelerle ve Rabbimizin rahmetini umarak çalismalarimizi bereketlendirmesi duasi ile seçkin toplulugunuzu tekrar saygi ile selamliyorum.”
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol