SİZİN AMERİKA'DAN İSTEDİĞİNİZ ÖNEMLİ DEĞİL, SİZİN AMERİKAYA NE VERDİĞİNİZ ÖNEMLİDİR"

Kütüphanemde bir kitap ararken elime 1963 yılında öldürülen ünlü Amerikan Cumhurbaşkanı JOHN F. KENNEDY'nin ödül kazanmış kitabı " FAZİLET MÜCADELESİ" geçti. Bu kitabı 1959 yılında alıp okuduğumu hatırlıyorum. Sonraki yıllarda bir iki defa daha okumuştum. Çünkü kitap Kennedy'i Kennedy yapan düşünceler ve fikirlerle donanmıştı.
Kennedy gelmiş geçmiş Amerikan Cumhurbaşkanları içerisinde dünyada itibar ve saygı kazanmış bir liderdi. Güven verici bir liderliği vardı. Fakat ne yazık ki bir suikast sonucu öldürüldü. Şunca yıla rağmen niçin öldürüldüğü hala belli olmuş değildir. O, Amerika'yı yönetirken, onun hükümetinde Adalet Bakanı olan kardeşi Robert Kennedy de öldürülmüşmü, Kennedy bütün Amerikalılardan ilerde olduğu için öldürüldüğü söylenmiştir. Kennedy bir konuşmasında Amerikalılara şöyle diyordu;
"SİZİN AMERİKA'DAN İSTEDİĞİNİZ ÖNEMLİ DEĞİL, SİZİN AMERİKAYA NE VERDİĞİNİZ ÖNEMLİDİR."
Kennedy seçilmeme endişesine rağmen hep "Amerika" demiştir. Amerika onun için idealdi. Bir fikirdi. Siyasi hayatında Amerika'yı hep önde tutmuş " Her şey Amerika için" demiştir. Amerikanın çıkarları için siyaset yaparken tekrar seçilmeyi hiç düşünmemiştir. Kitap bu siyasi halkın dayandığı fazileti (Erdemi) dile getirmektedir. Kennedy'ye göre siyaset, siyasi ahlak fazilete dayanmalıdır. Amerikan çıkarları için seçmen önde değil, Amerika'dan sonra gelmektedir.
Kennedy'nin fikir ve düşünceleri, söylemleri ufuk açıcıdır. Ne tekip kitabın bir yerinde şöyle der:
Halk ve doğruluk anlayışlarım kesin ve katıksız kontrolü altında en mükemmel bir davranış bağımsızlığına kavuşmadan, sandalyede oturmayacağım. Vicdan ve ruh hürriyetimi sandalyeye feda edemem."
MÜKEMMEL BİR DAVRANIŞ BAĞIMSIZLIĞINA KAVUŞMADAN SANDALYE YE OTURMAK" insana, siyasete soyunmuşlara çok şey anlatıyor olmalıdır. Kennedy kitabının bir başka yerinde de şu ifadeyi dile getirmektedir:
" Eğer, millet hizmetine kendilerini adamış devlet adamları kelimenin bütün kapsamı ile meletin hakiki mümessili olmak, bütün memleketin ebedi refahının ve istikbalinin bekçiliğini yapmak vazifesini unutup, sadece seçmenlerinin emirlerinde birer uşak olmayı tercih ederlerse bu memleketin hürriyetini ve geleceğini sağlayacak ve menfaatler hiçbir zaman teminat altına alınmış olamaz."
Burada Kennedy memleketin değil de seçmenlerin çıkarlarını düşünen siyasetçilere, yöneticilere dikkati çekmektedir. SEÇMENİ MEMLEKETE TERCİH ETMEK son derece yanlış bir siyasi tutumdur. Kennedy Senatörlüğü sırasında bunu yaşamıştır."
Memleket ve seçmenler için iyi bir siyasetçi olmak isteyenler bu kitabı okumalıdırlar. Tabii siyaset alanında iz bırakmaya niyetleri varsa..