Siirler
HiLKAT
Suluca Kara Höyük Hacimden,
Bir göçmen kus geldi Kirklara.
Gönüllerde misafir durur.
Gül olur bülbüle.
Dari olur, un olur bizlere.
Sevgi eker, çiçek açilir.
Çesmeler basinda sarki,
Gelinlikler üzerine taç olur.
Bir göçmen kus geldi Kirklara.
Çocuklarin ayagina çayir,
Yüreklerine oyuncak,
Yakalara takilacak gül,
Yiyeceklerine tuz ve bal olur.
Tarlaya tohum ambara tahil,
Bazen güvercin,
Bazen de pencerende kumru olur.
Bir göçmen kus geldi Kirklara.
Dünyanin kafesine sigmayan.
Agaca takilir, ses veren tel olur.
Bir gülücük, küçücük mutluluk veren,
Gönüllerde açan, sevgi çiçegi,
Belki bir yazar, sair olur.
Bir göçmen kus geldi Kirklara.
Kirklari sever, sevgi arar durur.
Hilkat Yaradilis
ULYÂ
Bin defa mazlum oldum.
Bir defa zalim olmadim.
Kendi özümde seni buldum.
Senin kapindan baska kapi aramadim.
insan denizinde bir damlayim.
Askim; insandan insana.
Sonradan sana geçen sicaklikla,
Degnegin düstügü yerde dügümlenir.
Bu dügümü el ele, el Hak'ka diyerek.
Tüm insanlarin kardesliginde çözerim.
Dört kapi, kirk makamdan geçerek,
Gönüllerde Tanri Yolunu açarim.
(Ermis) bu düsünceyle kendinden geçersin.
Ehl-i dil olani çabuk seçersin.
Atesle barutun yan yana durdugu yerde,
Askin sirrini bilmeyen, senin sirrini ne bilsin.
Ulyâ Pek yüksek seref (yüce)
Mustafa Ermis
(Abdal Ermis)
mustafaermis@gazetetrakya.com
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol