Sivil toplum kuruluşları ve demokrasi İç içe geçmiş bir bütündür

Kırklareli'nin en gözde ve en faal derneklerinden olan Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Salı sohbetlerine devam ediyor. Hafta içi ve hafta sonu her gün değişik konularda gün ve geceler düzenleyen Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneğinin bu hafta düzenlemiş olduğu Salı sohbetlerinde anlatılan ve üzerine vurgu yapılan konu sivil toplum kuruluşları ve demokratikleşmeydi.
Kırklareli Valisi Mustafa Yaman protokoldeydi…
Sivil toplum kuruluşları ve demokratikleşme konularının birbiri ile ilişkilerinin ele alındığı ve bu iki olgunun birbirine ne kadar bağımlı olduğunu vurgusunun yapıldığı Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Salı sohbetlerinin bu haftaki protokol konukları arasında Kırklareli Valisi Mustafa Yaman, Kırklareli Vali Yardımcısı ve aynı zamanda Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı Tacettin Özeren,  Kırklareli il Gıda ve Tarım Hayvancılık Müdürü Hakan Keçeci, Kırklareli Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürü Mihriban Büyükarslan vardı.

Öğrenciler ve öğretmenler ayrıca Yayla Mahallesi sakinleri…
Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Salı sohbetlerinin bu haftaki "sivil toplum ve demokratikleşme" adlı seminerine ayrıca Kırklareli Endüstri Meslek Lisesinde okuyan ve yatılı olan öğrenciler ve okul öğretmenleri Kırklareli imam hatip lisesinde okuyan ve yatılı kalan öğrenciler ve okul öğretmenleri ayrıca Kırklareli yayla mahallesinden vatandaşlar katıldı.
Toplumsal anlamda çok önemli olan sivil toplum kuruluşlarını ve hep bahsedilen fakat bir türlü henüz tam olarak ulaşılamamış demokrasinin ele alındığı Salı sohbetleri seminerine ilgi beklenenden azdı.
Kırklareli Üniversitesi Öğretim üyesi ve ÖNDER Başkanı Hüseyin Korkut
Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Salı sohbetlerinin seminer konusu olan sivil toplum kuruluşları ve demokratikleşme adlı sunumu gerçekleştirecek olan kişi ise Kırklareli Üniversitesi Öğretim üyesi ve ÖNDER Başkanı Hüseyin Korkut'tu.
Daha önce çeşitli konular ile alakalı olarak birçok televizyon programında ve üniversitelerde seminerler veren başarılı Öğretim üyesi ve Yar. Doç.dr Hüseyin Korkut üniversiteler ve çeşitli toplum kuruluşları ile ilgili yaptığı iddialı açıklamalar ile biliniyor.
Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Salı sohbetlerinde seminere sivil toplum kuruluşları ve demokratikleşmenin tanımları ile başlayan Hüseyin Korkut yaptığı tanımlarının ardından bu iki tanımın kamusal hayatta insanoğlunun vazgeçilmez yapı taşlarından olduğunu ve devamlı etkileşim halinde devamlılık gösterdiğini belirtti.
Kırklareli öğretim üyesi Hüseyin Korkut'un ağzından demokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının kol kola gezinmesi gerektiğini belirttiği o konuşmanın öne çıkan cümleleri:
"Sivil toplum kuruluşları ve demokrasi et ile tırnak gibidir"
"Seminer konusu hakkında söylenmesi gereken bir şeyler var ilk etapta. Bir arada yaşamaya ve çeşitli nedenlerden dolayı varlığını koruyabilme amacında olan insanların, sevgi saygı dolu bir dünyayı oluşturup bir arada yaşayabilmenin gerekliliğini gözler önüne seren bir seminer konusu bu" diye konuşarak bu iki tanımlamanın insan hayatında olmazsa olmazı olduğunun altını çizerek sözlerine sivil toplum kuruluşlarının ve demokrasinin tanımını yaptı.
Hüseyin Korkmazın tanımladığı demokrasi ve sivil toplum kuruluşları
Halk arasında devamlı yanlış anlaşılan ve sanki devlete karşı çıkıyormuş izlenimi uyandırılan sivil toplum kuruluşları aslında insanların toplu olarak yaşamaya başladığından beri işlerliğini devam ettirdiğini söyledi. Bunun aslında kamusal hayatı devam ettirebilmesi için mutlaka olmak zorunda olan bir şey olan ve olması için bir zorlama değil de kendiliğinden oluşan bir olgu olduğunu söyleyen korkmaz sivil toplum kuruluşlarının içeriğini ve bu kuruluşların gönüllü sorumlularını şu cümlelerle anlattı.
Sivil toplum kuruluşları devlet kurumları ile ilişki halinde iken
Devlet ile nedense gerilim halindedir
"Devletin yetemediği yerler vardır kamusal hayatın içerisinde. Bu yetememe yetersizliklerden dolayı değildir. İşte bu devletin gitmeye fırsatı olmadığı yerlere toplumsal müeyyidelerle giden sivil toplum kuruluşları çatısı altında çalışan insanlara da gönüllü sorumlular diyoruz. Bu bütün ve gereksinim içerisinde bulunan gönüllülerin üstlendiği sorumluluklar ise devletin göremediği işler ve gidemediği yerlerden dolayıdır. Ne gariptir ki devlet tarafından tanınan ve devamlı devlet kuruluşları ile ilişkiler halinde olan bu sivil toplum örgütleri aynı zamanda da devletle devamlı gerilim halindedir."diye konuştu.
Demokrasinin tanımını ise değişik bir üslupla yapan Kırklareli üniversitesi öğretim üyesi Hüseyin Korkmaz demokrasinin aslında henüz tam tanımının olmadığının altını çizerek şunları söyledi.
Demokrasi boş bir bardak gibi ne koyarsan onu içersin
"Demokrasi dediğimizde aklımıza çeşitli tanımlar gelse de, ekonomik anlamda gelişen, sosyal anlamda çeşitlenen, kültürel anlamda büyüyen, tarihsel olarak bilgilenen bir dünya da demokrasinin tanımını yapmak olanaksızdır. Ve ne dersek diyelim eksik kalacaktır. Demokrasinin ana yurdu olan Eski Yunan'daki filozoflar Aristo ve Eflatun demokrasiyi eleştirmiş, o zamanlarda halk içinde "ayak takımının yönetimi" gibi aşağılayıcı kavramlar kullanılmıştır. Fakat demokrasi diğer yönetim şekillerinin arasından sıyrılarak günümüzde en yaygın olarak kullanılan devlet sistemi haline gelmiştir. Artık siyaset bilimciler hangi sistemin daha iyi işlediğinden çok hangi demokrasinin daha iyi işlediği tartışmalarına girmişler ve liberal, komünist, sosyalist, muhafazakâr, anarşist ve faşist düşünürler kendi demokratik sistemlerinin erdemlerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır. Bu sebeple demokrasinin çok fazla sayıda değişik tanımı oluşmuştur" dedi.
Herkesin peşinde koştuğu ve demokrasi adı altında çeşitli yaptırımların ülkeler arsında uygulandığı dünya üzerinde toplu yaşanmaya başlanması ile birlikte hem demokrasi ihtiyacını hem de örgütlenip sivil toplum kuruluşlarını beraberinde getirmiştir diye konuşan Korkmaz demokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının birlikteliğini ise şu şekilde anlattı. "Sivil toplum örgütleri demokrasiyle ortaya çıkan bir örgütlenme değildir ama demokrasiyle önem kazanmıştır. Sivil toplum, modern manada anlamını demokrasi ile kazanırken, demokrasi de katılım problemlerin çözümünü sivil toplum ile sağlamıştır. Birbirleriyle ortak amaçlara sahip insanların oluşturdukları grupların seslerini ve isteklerinin daha fazla duyurabilmenin bir yoludur. Örneğin devletin ekonomideki katılımını azaltmaya çabalayan iş adamları, devletin sosyal hizmetlerinde eşitliğin sağlanmasını amaçlayan örgütler ve işçilerin veya memurların yaşam kalitelerini arttırmaya çalışan sendikalar gibi çeşitli amaçlarla toplanmış ve bunun için demokrasiye katılımı güçlendirmiş ayrıca bir bakıma halkın temsilcilerini kendi amaçları doğrultusunda denetleyebilen, ya da kendi amaçlarına ulaşmak için kamuoyu yaratmaya çalışan gruplardır"dedi.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol