"Siyasi istikrar sayesinde, kriz Türkiye'yi teğet geçti"

2012'nin Şubat ayında kurulan ve kısa zaman içinde hem yurt geneline hem de yurt dışına şubeler açmayı
hedefleyen "Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği"
çalışmalarına 2013 yılında da son sürat devam ediyor.

Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneği’nin etkinliklerinden biri olan Salı sohbetlerinin bu haftaki konuğu Ekonomist ve Yazar Hüseyin Tunç'tu. Bankacılık alanında adını her daim duyurmayı başarmış olan Tunç; Aynı zamanda yazdığı kitaplarla da beğenilen ve Türkiye genelinde en çok okunan yazarlar listesine de girmiş durumda.

Yeni yılın ilk Salı sohbetlerinin hem ekonomi hem edebiyat alanında başarılı konuşmacısının hayatındaki satır başları ise seminere gelen ilgililere şu şekilde anlatıldı;
"1968 yılında Kastamonu'da dünyaya gelen Tunç, lise eğitimini Karabük Endüstri Meslek Lisesinde, üniversite eğitimini ise İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde tamamladı. Bankacılık mesleğine 1989 yılında Müfettiş Yardımcısı olarak başlayan Tunç; 1995 yılında ise Albarakatürk yatırım bankasına geçti. Müfettiş Yardımcılığı, Müfettiş, Birim Müdür Yardımcılığı, Şube Müdürlükleri, Genel Müdürlük, Kurumsal Bankacılık Yönetmenliği görevlerinde çalışarak; bankacılık ve ekonomi alanlarında uzmanlaştı. Mali Müşavirler Odasında üyeliği bulunan ve çok iyi derecede İngilizce bilen Hüseyin Tunç aynı zamanda evli ve iki çocuk babasıdır."
Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneğinin düzenlemiş olduğu Salı sohbetlerinin bu haftaki konuğu bu kadar başarılı bir ekonomist ve etkileyici bir yazar olunca katılım da o denli yoğun oldu. Eğitim konusundaki duyarlılığı ile Kırklareli'nde bulunan her kesim insanın takdirini kazanmış olan Kırklareli Valisi Mustafa Yaman da Salı sohbetlerinin "Değişen Sosyal ve Ekonomik Yapımızın Sorgulanması" konulu seminerdeydi.
Ayrıca Vali Yardımcısı ve aynı zamanda Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneğinin Başkanı olan Tacettin Özeren, Kırklareli il Özel İdaresi Genel Sekreteri Ziya Eser, Kırklareli Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz, Kırklareli Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Dr. Hakan Keçeci ile görevine yeni başlayan Kırklareli il Sağlık Müdürü Metin Boskır da Salı sohbetlerinin bu haftaki protokolündeydi.
"Tunç'u üniversite yıllarımdan tanıyorum"
Bu arada seminerde başarılı yazarın kitapları  "Biz Aslında Neyiz?" "Kayıp Renk" "Katılım Bankacılığı" isimli kitapları davetliler tarafından ilgi gördü. Kırklareli'nde çeşitli liselerde yatılı kalan öğrenciler ile öğretmenler de geceye ilgi gösterdiler. Ayrıca seminer öncesi kısa bir konuşma yapmak için kürsüye davet edilen Dernek Başkanı Tacettin Özeren üniversite yıllarından beri Hüseyin Tunç'u tanıdığını ve çok başarılı bir öğrenci olduğunu belirtti. Üniversite yıllarında ders notlarını Tunç'tan aldıklarını belirten Özeren yıllar geçtikçe yazar kimliğinin de ön plana çıktığını ve bunu kendisinin çok iyi değerlendirdiğini belirtti. O yıllarda da yazdıklarının öğrenciler tarafından ilgi gördüğünü anlatan Özeren konuşmasını yapıp semineri gerçekleştirmek üzere Hüseyin Tunç'u sahneye davet etti.
"Neden insan dünyada kalacakmış gibi yaşar?"
Salı sohbetlerinin konuğu olan Hüseyin Tunç; Ekonomist kimliğinin dışında konuşmasına Edebiyat yönünün anlatımı ile başladı; "Neden insan dünyada kalacakmış gibi yaşar?" diyerek sözlerine başlayan Tunç şöyle devam etti;
"Ünlü yazar Cemil Meriç'e sorulan bu soruya verdiği `insanlar kırıcıydılar kitaplara kaçtım` cümlesi ile aynı doğrultuda bir cevabım var; rakamlar gerçekti kitaplara kaçtım.  Kitaplarımı bu cümlenin çerçevesinde yazıyorum. Herkesin bildiğinin aksine 10 yıllık bir yazarlık geçmişim var. Lise yıllarımdan beri yazıyorum. Yazmanın insana pozitif bir katkı sağladığını düşünüyorum. Tavsiyem herkesin yazması aslında işte o zaman değişik durumlarda neler hissettiğimizi normal zamanlarda yazdıklarımızı okudukça daha iyi anlayacağız. İnsan kendini ve çevresini sorgulamadan yaşamamalı. Rast gele yaşayamaz bir insan. Bilerek ve sonunu düşünerek yaşarsak işte o zaman başarmaya başlamışız demektir."
Yazmanın insanı kendini ve hayatı sorgulama fırsatı olduğu belirten başarılı yazar sözlerine şöyle devam etti;
"Hidayete ermeden gitmekte var aslında"
"Kul rızkı peşinde koşmaz rızkı kulun peşinde koşar. Bu söylediğim cümleyi çok iyi düşündüğümüzde aslında birçok şeyin boşuna olmadığını ve herkesin payına düşenin yaratıcı tarafından verildiğini görmekteyiz. Ama bunu göremeyenler dünyaya yok etmek için açıyorlar gözlerini. Haksız kazancın her türlüsü için çalışan bir sürü insan için diyebileceğim sadece `hidayete ermek için fırsatınız olmayabilir` zamanın ne olduğunu neden olduğunu anlayabildiğimizde işte o zaman mana ve madde dengesini sağlamış kullar olarak varlığımızı devam ettiriyor olacağız."
"Çin mi? ABD mi? Diye soruluyorsa, dünyada bazı dengeler değişmiş demektir"
Kırklareli'nde kısa sürede dernekleşmenin en güzel örneklerini veren Sevgi Dünyamız Kültür Sanat ve Eğitim Derneğinin Salı sohbetlerine katılan hem yazar hem de başarılı ekonomistin ağzından dünya ve Türkiye'de var olan ekonomik hareketlenmeler şu şekilde anlatıldı;
"2007 yılı ile birlikte ABD'de patlak veren kriz her yere sıçradı. Bununla birlikte güçlerin birbirlerine olan ihtiyaçları belirdi. Bununla da kalmadı ülkelerin ülkelere kayıtsız şartsız ihtiyacı olduğu kanıtlanmış oldu. Globalleşmenin en sağlam temeli de bu yıllar ile birlikte atılmış oldu. Unutmamak gerekir ki ekonomilerin %50 sini ticaret %50 sini reklâm yani iyi haber oluşturmaktadır. Bu yaşanılan kriz sürecinde bazı çözülmelerde çorap söküğü gibi geldi. Belli bir siyasi istikrar oluşturmamış ülkeler bu ekonomik krizden etkilendiler. ABD kaynaklı bu kriz sonrasında belli güç dengeleri de değişmeye başladı. Öyle ki Çin ABD'yi geçti mi? Diye sorulmaya başlandı. Bu soruların sorulduğu özneleri Avrupa'nın yakalaması en az 10 yıl sürecektir bu ekonomik kriz ile beraber. Avrupa ABD'den yayılan kriz ile boğuşurken ABD'de de durumlar pek farklı değil. Vergiler konusunda yapılan düzenlemeler bir türlü yasalaşmazken kaldırılmak istenilen vergiler ise 2015 yılına kadar ekonomik kriz nedeni ile tekrar rafa kaldırılmış durumda."
ABD kaynaklı bu krizde dünya dengelerinin değiştiğini ve bazı ülkelerin daha da güçlenirken bazı ülkelerin ise hiç hesapta yokken dünyada söz sahibi olabilecek yerlere doğru hızla ilerlediğini kaydeden ekonomist bu kriz ortamında Türkiye'yi ise şu şekilde değerlendirdi;
"Kriz Türkiye'yi gerçekten teğet mi geçti?. Yoksa Türkiye mi krizin karşısında durmayı bildi? Bunu çok iyi anlamamız gerekli. Çünkü Türkiye'nin ihracatının %38'i Avrupa'ya yapılmaktaydı. İhracatın bu kadar fazlası Avrupa'ya yapılırken krizi atlatmış olmamız çok iyi bir motivasyon sayesinde olmuştur. Başbakanımızın akılcı cümleleri ve stratejisi ile kriz ülkemizi teğet geçmemekle kalmamış aynı zamanda kalkınan ve gelişen ülkeler sıralamasında da bizi Çin ile birlikte baş başa bırakmıştır."
Siyasi istikrar sayesinde büyüyoruz
Türkiye'nin kriz dönemi hamlelerini de özetleyen Hüseyin Tunç şunları söyledi;
"Avrupa pazarının bir bölümünü kısmen de olsa kaybeden Türkiye akılcı bir hamle ile yeni pazarlar buldu ve kurdu. Bu kurduğu pazarlara en büyük örneği ise inşaat sektöründe yaşanılan patlamaydı. Artı gelişmekte olan ve 3'üncü dünya ülkeleri olarak kabul edilen ülkeler ile kurduğu pazarlar sayesinde evet kriz Türkiye'yi teğet geçmiştir. Ama bu teğet geçmede sadece Pazar yaratama ve Pazar bulma hamlelerinin etkili olduğunu söylemek sanırım istikrar yakalamış bu başarılı iktidara da haksızlık olur. Çünkü şu anda başımızı çevirip dünyaya baktığımızda dünyanın her yerinde Türkleri görmekteyiz. Bunu açıklayacağımız tek bir cümle var sanırım. "Türk müteşebbisi iş anlayışını ve iş şeklini değiştirdi" bununla birlikte devlet tarafında da desteklenen vatandaşımız dünyanın her yerinde iş yapar konuma geldi. Şu anda açık ve net bir şekilde söyleyebiliriz ki Türkiye kabuk değiştiriyor."
Bankalara boyunduruk takıldı
2000 yılından sonra dünyada patlak veren kriz dönemini ve Türkiye'nin bu kiriz dönemindeki stratejisini seminere gelen misafirlerin ilgili bakışları ile anlatan Hüseyin Tunç daha sonra kısa bir şekilde bu kriz döneminde bankacılık konusunda da bilgile verdi. Türk bankacılık sektörünün 2002 yılı ile birlikte 50 milyar dolarlık bir yükü hem halkın hem de devletin omuzlarına bıraktığını ve onun akabinde yapılan düzenlemeler ile 2013 dünyasında Türkiye'nin bankacılık konusunda çok daha verimli bir noktaya ulaştığını söyledi. Bankalara boyunduruk takıldığını kaydeden Tunç Türkiye'de her şey gibi bankacılığında güzel ve ileriye dönük akılcı hamleler il değiştirildiğini söyledi.
Program Hüseyin Tunç'a bir plaket takdim edilmesiyle son buldu.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol